Özgür Özel'in 'Genel başkanlık' açıklamasına CHP'den jet yanıt!
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, MYK toplantısının ardından basın toplantısı düzenledi. CHP Grup Başkanı Özgür Özel'in verdiği 'değişim' mesajına ilişkin bir değerlendirmede bulunan Öztrak, "Değişimin nasıl gerçekleştirileceği bellidir. Genel başkanımız kendi iradesi dahilinde yapacağı değişimi yapıp MYK'yi yenilemiştir" dedi.
CHP Grup Başkanı Özgür Özel, bugün verdiği bir röportajda "CHP Genel Başkanlığı'na aday mısınız?" sorusuna, "Sorumluluk almaktan kaçmayacağım. Ama fedakarlıktan da geri durmayacağım. Parti kimsenin önünü kapatmamalı" cevabını verdi. Özgür Özel cephesinden gelen bu açıklama sonrası gözler CHP'den yapılacak açıklamaya çevrildi.
"GENEL BAŞKANIMIZ DEĞİŞİMİ YAPMIŞTIR"
Partisinin Merkez Yönetim Kurulu (MYK) toplantısı sonrası basın mensuplarının karşısına geçen Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sözcüsü Faik Öztrak, konuyla ilgili dikkat çeken bir çıkışa imza attı. Öztrak açıklamasında "CHP'de değişimin nasıl gerçekleşeceği bellidir. Bu partinin 100 yıllık geçmişine, güçlü kurumsal yapısına ve mevzuata göre bu süreç gerçekleşir. Genel Başkanımız kendi iradesi dahilinde gerçekleştireceği değişimi yapmış, MYK'sını değiştirmiştir. Yeni MYK da ilk toplantısında kongre takvimini başlatarak örgütlerde değişimin önünü açmıştır. Bundan sonraki süreci süreci üyeler, il ve ilçe kurultay delegeleri belirleyecektir. Kurultay iradesinin en sağlıklı biçimde oluşması için herkes elinden geleni yapacaktır, yapmalıdır" ifadelerine yer verdi.
Faik Öztrak'ın açıklamalarından satırbaşları;
Bugün Ödemeler Dengesi verileri de açıklandı. Bir yıllık cari açık 58 milyar doları buldu. Bu son 11 yılın en yüksek cari açığı. Dört aylık cari açık ise Geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 50 artarak 30 milyar dolara ulaştı. Bu açığın 22 milyar 445 milyon doları döviz rezervleri satılarak kapatıldı.
"ÜLKEYİ DÖVİZ KRİZİNİN EŞİĞİNE GETİRDİ"
Saray'ın sözde Türkiye Modeli'nin 'Cari fazla vererek enflasyonu düşürme' politikası Bir kere daha iflas etti. Saray bugüne kadar işlerin çığırından çıktığını gördükçe, bir yandan, ihracatçıların dövizlerini zorla ellerinden aldı. Merkez Bankası'nın rezervlerini Banka'nın arka kapısından sattı. Diğer yandan, 'Liralaşma' diyerek, hem döviz rezervlerini kuruttu, hem de ekonomiyi dolara endeksledi. Ekonomide sahte bir istikrar algısı yarattı. Ülkeyi döviz krizinin eşiğine getirdi.
"GARANTİ VERMEK ZORUNDA KALDI"
'Toplumun temelini altüst etmek için, ulusal parayı yoldan çıkartmaktan daha sinsi ve keskin bir araç yoktur' diyor, ünlü ekonomist Keynes. Bu Hükümet de tam olarak bunu yaptı. Saraydaki sözde iktisatçının 2018'den bu yana, yediği hurmaların faturası, seçimden sonra önüne geldi. Ekonomideki oyuncuların artık hiç güvenmediği Erdoğan da, çareyi geçmişte görevden aldığı, bir de üstüne Halk Bankası'nı dolandırmakla suçladığı, Mehmet Şimşek'i, Hazine ve Maliye Bakanlığı görevine getirmekte buldu. Onun ilk işi ise, Sarayın kibirlisinin seçim öncesinde uyguladığı ekonomi politikalarını akıl dışı ilan etmek oldu. Ama Erdoğan, oyun içinde zırt vırt kural değiştirerek, saydamlıktan kaçarak, hesap vermeyerek, ülkeyi öyle bir döviz sıkıntısına soktu ki, şimdi yeni atadığı Hazine ve Maliye Bakanı, Saray'ın kaçırdığı yatırımcılar ülkeye dönsün diye, Türkçe yerine, İngilizce sosyal medya mesajlarıyla garanti vermek zorunda kaldı. Müslüman mahallesinde salyangoz sattı.
"HARARET DÜŞMEDİ, DAHA DA ARTTI"
Piyasalar önce, 'Erdoğan politikalarından vazgeçiliyor' diye düşündü. Seçimin birinci turundan sonra 700 puanı geçen, Kredi Temerrüt Risk primi bir miktar düştü. Merkez Bankası'nın rezervleri eksideyken, hala döviz sattığı, seçimden önce Merkez Bankası'nın araç bağımsızlığını, Erdoğan'ın vesayetine teslim eden, Merkez Bankası Başkanı'nın yeni ekonomi yönetiminde de, BDDK Başkanı olarak yer aldığı görülünce, Türkiye'nin risk primleri yeniden yükselerek 500 baz puanın üzerine çıktı. Döviz piyasalarında Mayıs'tan bu yana süren, hararet düşmedi, daha da arttı.
"NE KADAR OLDUĞUNUN AÇIKLANMASI GEREKİYOR"
Hazine ve Maliye Bakanı sosyal medyadan; şeffaflık, tutarlılık, hesap verebilirlik, öngörülebilirlik sözleri veriyor. Ama bu sözlerinin inandırıcı olması için önce Merkez Bankası'nın arka kapısından 2018 seçimlerinde, 128 milyar doların, ardından bu seçimlere kadar da bir o kadarının daha, kuralsız, denetimsiz kimlere satıldığının, ortaya konması gerekiyor. Sır gibi saklanan 'Kur Korumalı Mevduat' uygulaması kapsamında, Merkez Bankası'nın ne kadar paraya döviz garantisi verdiğinin, bu uygulamanın bankaya ne kadara mal olduğunun açıklanması gerekiyor."