Özgür Özel’e haddini aşan laflar! Berhan Şimşek “artistlik” mi yaptı?
Medyaradar siyaset analisti Atilla Akar CHP 21. Olağanüstü Kurultayı’nda yaşanan Özgür Özel ve Berhan Şimşek sürtüşmesini değerlendirdi…
Efendim; CHP, öteden beri tartışmalı kurultayları ile dikkat çekti. Ayrıca parti içinde özgürlük, ifade hakkı, herkesin görüşlerini dile getirmesi, vb gibi gerekçelerle kantarın topuzu ara sıra fazla kaçabildi.
O kadar ki bazen “Parti içi demokrasi”, “Partide çok seslilik” kakafoniye, hatta çirkin ve alaycı hitaplara bile dönüşebildi. O kadar ki bunlar genel başkana yönelik olarak dahi gündeme gelebildi. Kimi CHP’liler eleştiri hakkı ile ölçüsüzlüğü, hadsizliği birbirine karıştırabildiler. CHP’ nin bu hastalığı maalesef ki zaman zaman depreşebildi…
Aniden Oluşan Gerginlik!..
Nitekim, CHP'nin Ankara Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde yapılan 21. Olağanüstü Kurultayı’nda benzeri bir olay yaşandı. CHP İstanbul eski Milletvekili, eski İl Başkanı ve oyuncu Berhan Şimşek, genel başkan adaylığı için yeterli imzaya ulaştığını ancak “Beş dakika geciktiği” için divanın başvurusunu kabul etmediğini iddia etti. Bu tepkisi biraz YKS sınavına 5 dakika geç kalıp, o kızgınlıkla ağzına geleni söyleyen öğrenciye benzetilebilirdi sanırım.
Bunun üzerine Şimşek şu açıklamaları yaptı; "Dün akşamdan beri yaşadığımız, imzaları topluyoruz, aradan bir saat geçiyor, 5 imza, 6 imza geri çekiliyor. Büyük baskı altında, büyük bir uğraşla, bir saatlik uykuyla ve konuşma metnini yazarak salona geldim. Partililer de delegeler de şahit, salondan içeriye girebiliyor musunuz? Arkadaşlar içeriye 5 dakika geç girdi. İnanılır gibi değil"
“Neler söyleyeceğimden korktular”
İlaveten “Hızlandırılmış bir kurultay yapıldığını” söyleyen Şimşek, şunları vurguladı: "15 gün önce kurultay kararı alıyoruz. 10 gün tatil, 3 gün de bayram ve adaylar yarışacak. Nasıl yarışacak? Çok üzgünüm. Neler söyleyeceğimden korktular. Neden Tayyip'in karşısında ayağa kalktın? Tayyip Erdoğan 'şaibeli kurultay' dediğinde, şaibe varsa çıkıp söylemeyen hukuksuzdur, haksızdır. 'Atatürk kadar konforum yok' dedin. MİT Müsteşarı'na üyeleri sormaya kalktın. Komik komik işler güçler ortaya koydun. Temmuz ayında saat 9'da ışığı kapattın, açtırdın. En önemli önerisi 1400 liralık rakı 140 lira olacak. Yapılan gafların haddi hesabı yoktur. Bunları parti örgütü ile paylaşmamız gerekirdi."
Nitekim Şimşek daha sonra X hesabından yaptığı paylaşımda “İstiklal marşımızın ilk kelimesi korkmadır. Sanıyorum konuşacaklarımdan korktular.” diyecekti. Berhan Şimşek bu konuda haklı olabilir miydi? Olabilir. Ancak “Korktular” dan ziyade “İstemediler” diyelim isterseniz. Yoksa istenseydi 5 dakika bahanesi görmezden gelinebilirdi belki de.
Madalyonun Öteki Yüzü!..
Ancak birde madalyonun öteki yüzü var gibi bana göre. O da şu; Sanırım Berhan Şimşek aday olabilse dahi seçilemeyeceğini biliyordu. Ancak o bunu kullanmak istedi. Kurultayı eleştirilerini dile getireceği bir platform olarak gördü. O yüzden asıl derdinin adaylık olduğunu zannetmiyorum. Tabii bu da hakkıydı o başka.
Dolayısıyla tahminim adaylık üzerinden bir konuşma zemini umdu. Bulamayınca da iyice öfkelendi. Tüm kızgınlığı ile ilk aklına gelen kelimeleri söyledi. Hatta o kadar ki aday imza sayısına ulaşamadığını ileri sürenler bile çıkacaktı. Onlara göre bütün kızgınlığı bu yüzden olmalıydı.
CHP’lilerden Tepki!..
CHP Grup Başkanvekili Murat Emir “Dolayısıyla da gerçekten ciddi bir adaylık söz konusu olduğunda 67 imza almak zor olmamalıdır" dedikten sonra yaptığı açıklamada, bu durumu kastederek "Sayın Berhan Şimşek eğer o imzaları toplamış olsaydı onu zamanında Divan'a vermesi gerektiğini bilecek kadar da deneyimli bir siyasetçidir'' diyecekti.
Aynı şekilde Divan Başkanı Bülent Nuri Çavuşoğlu’da Berhan Şimşek’in iddialarını yalanlayacaktı. Çavuşoğlu, yaptığı açıklamada, “Berhan Şimşek’in 5 dakika gecikme iddiası doğru değil.” diyecekti.
Bu “Saygısızlık” da Nereden Çıktı?..
Bilemiyorum, Berhan Şimşek yukarıda saydığı eleştirilerinde belki haklı olabilir. Bence çıkıp bunları dile getirme fırsatı bulabilseymiş. Keşke öyle olsaymış, daha demokratik olurdu. Bu anlamda haklı olabilir. İşin bu boyutuna bir şey diyemem.
Ancak şu sözleri biraz ölçünün kaçtığının göstergesiydi. Şimşek, "Sayın Özgür Özel, kutluyorum sizi. Şimdi santraforun biri yok, Kemal Bey yok. Cumhurbaşkanlığı adaylığını şimdiden açıklayabilirsin. Hepinize hayırlı uğurlu olsun. Partim adına büyük acı duyuyorum. Arkadaşlar, ben bu partide duvarlara CHP yazarken, Sayın Özgür Özel ve yanındakiler tablalı don giyiyordu, kısa pantolonla geziyordu” ifadelerini kullandı.
“Tablalı Don” da Ne Ola?..
Berhan Şimşek’in tavrı kişisel bir öfkemi yoksa planlı üzerinde düşünülmüş bir davranış mı bilemiyorum. Ancak her ne olursa olsun bu sözlerin pek şık kaçmadığı aşikârdı. Hele de bu “Tablalı don” tanımını ilk defa duyuyorum. Nasıl bir şey bilmiyorum. Siyasi literatüre bu sayede girdi sanırım.
Lakin gene de bende oluşan kanaati de belirtmeden geçemeyeceğim. Bana kalırsa bu ani bir öfke patlamasının yanında belli bir kesim ve bakışı hatırlatıyordu. (Tam nedenini bilemediğim için illa “planlı” dır diyemem) Şimşek ister aday olup konuşma hakkı kazansın ister olmadığı için yaptığı sert konuşmada adeta Kılıçdaroğlu ve çevresinin Özel’e yönelik eleştirilerini hatırlatıyordu. Kendisi Kılıçdaroğlu çevresinden mi, birlikte mi hareket ediyorlar bilemem. Şimdilik bireysel tepki gibi duruyor ama…
“Artistlik Yaptı” Diyenler var!..
Muhakkak ki bu eleştirileri ister kurultayda istese de başka platformlarda dile getirme hakkı hatta görevi vardır. Bunlar eleştiri sınırları dahilindedir. Ancak Özgür Özel’e yönelik “Tablalı don” sözleri -hukuken hakaret kapsamına girmese de- bir genel başkana yönelik saygısızca sözler kapsamına rahatlıkla girebilir. Hayli kaba kaçmış duruyor.
Tabii burada diğer çelişik bir nokta ise kurultay partiyi kayyumdan ve cumhurbaşkanı adayını hapisten kurtarmak için yapıldığı halde bir kişinin sanki normal bir kurultaymış gibi kendi adaylığında ısrarı ve genel başkana ileri geri laflar etmesiydi. İlginç doğrusu!..
Kimi CHP’lilerin ise bu yüzden Şimşek’e yönelik öfkesi burnundaydı. Bu çıkışı ve hitabıyla negatif manada “Artistlik yaptığını” söyleyenler bile vardı. Bu tavrın “AKP’yi sevindireceği”ni (Hatta sıcağı sıcağına AHaber tepkisi gibi) söylüyorlardı. (Bence artistlik saygın bir meslektir. Umarım o manada denilmiyordur. Örneğin ben çok uzun zaman önce Berhan Şimşek’i “Hoşçakal Yarın” filminde izlemiş ve Deniz Gezmiş rolünde seyretmiştim) Bu kelimeye fazla takılmamak gerek… .
Öyle veya böyle CHP’de işler biraz şirazesinden çıkmış ve kurultayda gene tatsız bir olay yaşanmış oluyordu. Ne diyeyim?..
07. 04. 2025