13 Eyl 2012 11:34 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:08

ÖZGÜR MUMCU'DAN MEDYA DERNEĞİ'NE TEPKİ; ''VAKİT'İ SORGULAMA VAKTİ GELMEDİ Mİ?''

Radikal yazarı Özgür Mumcu, kişileri hedef göstermekle suçlanan Akit Gazetesi'nin sorgulanmasını istedi

Vakit’i sorgulama vakti

Vakit, Şemdin Sakık üzerinden hedef gösteriyor. Bir oyun, fazla değiştirilmeden tekrar gösterime sokulmaya çalışılıyor

Vakit gazetesinin ve onunla bağlantılı habervaktim internet sitesinin son dönemde hedef gösterme haberlerini sıklaştırdığı görülüyor. Vakit, seviyesiz haberciliği ve hakkında haber yaptığı bazı kişilerin başına gelenler nedeniyle hakkında yazılmaya çekinilen bir gazete.
Gazete yakın zamanda başlattığı hedef gösterme kampanyasının ilk adımını, aralarında Radikal yazarları ve milletvekillerinin de bulunduğu DPI toplantılarını sabote etmeye çalışarak attı. DPI’ın ve toplantıya katılanların PKK yanlısı olduğu iddiası, toplantı yerinin değişmesiyle neticelendi.

Vakit daha sonra Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu’nun Ermeni olduğunu ve bunun Yeni Şafak okurlarını rahatsız ettiğini iddia etti. Bu ırkçı haberi ‘Sakık’tan bombalar’ manşeti izledi.

Bu manşete göre Şemdin Sakık cezaevinden Vakit’e mektup göndermiş ve aralarında Radikal yazarı Cengiz Çandar da olmak üzere bazı yazar ve milletvekillerini PKK’ya destek vermekle suçlamıştı.

Burada kalmadı. Vakit, Taraf gazetesinden ayrılan Orhan Miroğlu ile telefonda görüşen habervaktim sitesinin röportajını ‘Altan ailesi PKK’ya hizmet ediyor’ sürmanşetiyle verdi. Miroğlu’nun ifadelerinin çarpıtıldığını belirttiğini not edelim.

Vakit’in Şemdin Sakık mektubundan hareketle bazı isimleri PKK yanlısı olarak göstermesi, zamanında yine Şemdin Sakık ismi kullanılarak içlerinde Radikal yazarı Cengiz Çandar’ın da bulunduğu yazar ve aydınların andıçlanmasına çok benziyor. Daha sonra sahte olduğu ortaya çıkan bu andıç faaliyeti, hedef gösterilenlerden Akın Birdal’ın suikasta uğramasına yol açmıştı.

Vakit ya da bir zamanlarki adıyla Akit’in bazı isimleri manşetine taşıması tedirgin edicidir. Tedirgin edicidir zira ne hikmetse söz konusu gazetenin manşetlerinde yer verdiklerinden bazıları öldürülmektedir. Hâlâ istatistikçiler bu manşetler ve suikastlar arasındaki orantısal bağlantıyı çözmeye çalışmakta.

Vakit, eski adıyla Akit, 1995 senesinde türbanlı avukatların duruşmalara girmesini engellediği gerekçesiyle Gümüşhane Baro Başkanı Ali Günday hakkında bir dizi haber yapmıştı. Günday öldürüldü.

1999 senesinde Cumhuriyet gazetesi yazarı, Profesör Ahmet Taner Kışlalı’nın fotoğrafı gazetede üzerine çarpı atılarak yayımlandı. Kışlalı öldürüldü.

2006 senesinde türban konusunda verdiği bir karardan dolayı Danıştay 2. Dairesi’nin üyelerinin fotoğraf ve özgeçmişleri Vakit’te yayımlandı. Danıştay basıldı, hâkim Mustafa Yücel Özbilgin öldürüldü, dört üye yaralandı. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Vakit gazetesi sahibi ve yazıişleri müdürünü Danıştay üyelerini terör örgütüne hedef göstermek suçundan mahkûm edip para cezasına hükmetti.

Bu manşet-suikast orantısı nedeniyle kimse Vakit hakkında yazmak istemez. Hadi bu anlaşılır bir korku diyelim. Peki, Medya Derneği gibi misyon bildirisinde ‘kaliteli medya, kaliteli demokrasi’ ilkesini benimsediğini iddia eden bir dernek, Başbakan’la görüşmeye giderken hangi sebeple Vakit Gazetesi Genel Yayın Koordinatörü’nü de yanına alır?

Medya Derneği Genel Sekreteri neden “Vakit’in haberleri sorunlu ama hangi gazetede böyle haberler çıkmıyor ki” diyerek Vakit’le dayanışma gösterir?

Başbakan’ın Vakit temsilcilerini neden uçağına aldığını sormayacağım. Onu uçağa binen diğer gazeteciler sorsun.
Vakit, Cengiz Çandar’ın da mustarip olduğu 28 Şubat andıcında kendi gazetelerinin de andıçlandığı gerekçesiyle 28 Şubat davasına müdahil olmak istediğini dile getirip “Andıçta bölücü örgüt PKK’nın ikinci adamı Şemdin Sakık’ın ifadelerine Akit’in PKK ile işbirliği yaptığı iftiraları bile eklenmiş” diye yakınmıştı.

Şimdi Vakit, Şemdin Sakık üzerinden hedef gösteriyor. Bir oyun, fazla değiştirilmeden tekrar gösterime sokulmaya çalışılıyor.

Vakit’i sorgulamanın vakti geldi de geçiyor.

Özgür MUMCU / RADİKAL