20 Ara 2011 18:23
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:09
ÖZGÜR BASIN SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR!
Gazetecilerin gözaltına alınmasına bir tepki de Gazetecilere Özgürlük Platformu'ndan geldi.
DİHA, ETHA, ANF çalışanlarının yanı sıra AFP foto muhabiri ve Vatan gazetesi muhabirinin gözaltına alınmasına bir tepki de Gazetecilere Özgürlük Platformu’ndan geldi.
Türkiye’de demokrasinin birinci şartı olan basın özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ayaklar altına alındığına dikkat çeken Gazetecilere Özgürlük Platformu, muhalif olan her gazetecinin “Terör örgütü üyeliği ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek “ iddiasıyla gözaltına alınmasını protesto etti.
GÖP ülkede yaratılan korku ikliminden duyduğu kaygıları bir basın açıklamasıyla dile getirdi.
Dönem Başkanlığını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yaptığı GÖP’ün açıklamasında “Son olarak 38 meslektaşımız gözaltına alındı. Gazetecilere yönelik gözaltılar, tutuklamalar ve açılan davalar bu ülkede fikir suçlarını yeniden hortlatmıştır. Türkiye Çin’den sonra en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülke konumundadır” denildi.
Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun açıklaması şöyle:
ÖZGÜR BASIN SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
“Türkiye’de özgür basın sindirilmeye çalışılıyor.2010 yılı gazeteciler için basın özgürlüğü açısından karanlık bir yıl oldu. 2011 yılının da 2010’dan daha kötü olduğunu gördük.
Cezaevinde 66 gazeteci tutuklu. Gazetecilere yönelik yüzlerce yılı bulan dava ve ölüm tehditleri devam ediyor. Gazetecilerin mesleğini yapabilir hale gelmesi için bu yasalardaki maddelerin değiştirilmesi ve ölüm tehditlerini yapan kişilerin gün ışığına çıkarılması gerekiyor. Bu tehditlerin kaynağının ortaya çıkarılamaması, hükümetin durumdan rahatsızlık duymadığı izlenimi vermekte, basın özgürlüğüne ve gazetecilere yönelik tehditlere seyirci kalındığını düşündürmektedir. Gazetecilere yönelik gözaltılar, tutuklamalar ve açılan davalar bu ülkede fikir suçlarını yeniden hortlatmıştır.
ARAŞTIRMACI GAZETECİLİĞİN ÖNÜ KESİLİYOR
Gelişmelerin en endişe verici yanı araştırmacı gazetecilerin özgürce görev yapmalarının adeta bir kampanya halinde engellenmeye çalışılmasıdır. Araştırmacı gazeteciliğinin önünün kesilmesi, altında Türkiye’nin de imzasının bulunduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tavsiye kararlarına aykırıdır. Halkın doğru ve yansız haber alma hakkının ve basın özgürlüğünün korunması bu ülkede herkes için gereklidir. Demokrasinin tahammül etme sanatı olduğunu hatırlatıyor, gazetecilere ve halkın gerçeklerini öğrenme hakkına yönelik baskılara artık dur denilmesini istiyoruz. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını, TMK ve TCK’daki basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelerin değiştirilmesini ve gözaltına alınan, tutuklanan tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Parlamentoyu acil yasa değişiklikleri konusunda duyarlı olmaya ve ivedilikle harekete geçmeye çağırıyoruz.
Türkiye’de demokrasinin birinci şartı olan basın özgürlüğünün ve hukukun üstünlüğü ilkesinin ayaklar altına alındığına dikkat çeken Gazetecilere Özgürlük Platformu, muhalif olan her gazetecinin “Terör örgütü üyeliği ve halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek “ iddiasıyla gözaltına alınmasını protesto etti.
GÖP ülkede yaratılan korku ikliminden duyduğu kaygıları bir basın açıklamasıyla dile getirdi.
Dönem Başkanlığını Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin yaptığı GÖP’ün açıklamasında “Son olarak 38 meslektaşımız gözaltına alındı. Gazetecilere yönelik gözaltılar, tutuklamalar ve açılan davalar bu ülkede fikir suçlarını yeniden hortlatmıştır. Türkiye Çin’den sonra en fazla gazetecinin tutuklu olduğu ülke konumundadır” denildi.
Gazetecilere Özgürlük Platformu’nun açıklaması şöyle:
ÖZGÜR BASIN SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
“Türkiye’de özgür basın sindirilmeye çalışılıyor.2010 yılı gazeteciler için basın özgürlüğü açısından karanlık bir yıl oldu. 2011 yılının da 2010’dan daha kötü olduğunu gördük.
Cezaevinde 66 gazeteci tutuklu. Gazetecilere yönelik yüzlerce yılı bulan dava ve ölüm tehditleri devam ediyor. Gazetecilerin mesleğini yapabilir hale gelmesi için bu yasalardaki maddelerin değiştirilmesi ve ölüm tehditlerini yapan kişilerin gün ışığına çıkarılması gerekiyor. Bu tehditlerin kaynağının ortaya çıkarılamaması, hükümetin durumdan rahatsızlık duymadığı izlenimi vermekte, basın özgürlüğüne ve gazetecilere yönelik tehditlere seyirci kalındığını düşündürmektedir. Gazetecilere yönelik gözaltılar, tutuklamalar ve açılan davalar bu ülkede fikir suçlarını yeniden hortlatmıştır.
ARAŞTIRMACI GAZETECİLİĞİN ÖNÜ KESİLİYOR
Gelişmelerin en endişe verici yanı araştırmacı gazetecilerin özgürce görev yapmalarının adeta bir kampanya halinde engellenmeye çalışılmasıdır. Araştırmacı gazeteciliğinin önünün kesilmesi, altında Türkiye’nin de imzasının bulunduğu Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin tavsiye kararlarına aykırıdır. Halkın doğru ve yansız haber alma hakkının ve basın özgürlüğünün korunması bu ülkede herkes için gereklidir. Demokrasinin tahammül etme sanatı olduğunu hatırlatıyor, gazetecilere ve halkın gerçeklerini öğrenme hakkına yönelik baskılara artık dur denilmesini istiyoruz. Özel yetkili mahkemelerin kaldırılmasını, TMK ve TCK’daki basın ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddelerin değiştirilmesini ve gözaltına alınan, tutuklanan tüm meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını talep ediyoruz.
Parlamentoyu acil yasa değişiklikleri konusunda duyarlı olmaya ve ivedilikle harekete geçmeye çağırıyoruz.