Özgecan'ın katilleri cezaevinde vuruldu
Geçen yıl Mersin'de öldürülen Özgecan Aslan'ın katil zanlıları cezaevinde vuruldu...
Mersin'de üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ı öldürdükleri
gerekçesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan
Ahmet Suphi Altındöken cezaevinde uğradığı saldırıda hayatını
kaybetti.Ahmet Suphi Altındöken ile babası Necmettin Altındöken'in
kaldıkları cezaevinde silahlı saldırıya uğramıştı.
Katiller, ağır yaralı olarak Adana Numune Eğitim ve Araştırma
Hastanesi'ne kaldırılmıştı.
Necmettin Altındöken'in iki, Ahmet Suphi Altındöken'in bir kurşunla
yaralandıkları belirtilmiş, cezaevinde görevli askerler, görüntü
almak isteyen basın mensuplarına tepki göstermişti.
Özgecan'ın amcası: Öldüğüne üzüldüm
Özgecan'ın amcası Yaşasın Arslan, Habertürk TV'ye yaptığı
açıklamada, "Neden diye sordum. Cevap bulmak için çaba harcadım. Şu
an çok net söylüyorum üzüldüm, ölmemeliydi. Bu kadar basit
ölmemeliydi, yaşamalıydı. Her gün bu acıyı yaşamalıydı. Annesi ve
babası iyi değiller" dedi.
Adalet Bakanı Bozdağ'dan talimat
Mersin'in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesiyle ilgili ağırlaştırılmış müebbet hapisle
cezalandırılan sanıklardan baba ile oğlunun Adana'da kaldıkları
cezaevinde silahla yaralanmasına ilişkin, Adalet Bakanı Bekir
Bozdağ'ın talimatıyla bir adalet müfettişi, Ceza ve Tevkif Evleri
Genel Müdürlüğünce de 2 kontrolör görevlendirildi.
Alınan bilgiye göre, Adana Kürkçüler Cezaevinde kalan Ahmet Suphi
ve babası Necmettin Altındöken'in silahla yaralanmasıyla ilgili
olayın aydınlatılması amacıyla adli ve idari soruşturma
başlatıldı.
Adalet Bakanı Bozdağ'ın talimatıyla bir adalet müfettişi, Ceza ve
Tevkif Evleri Genel Müdürlüğünce de 2 kontrolör
görevlendirildi.
Öte yandan, baba ve oğlunun aynı koğuşta kaldıkları kaydedildi.
Mersin'in Tarsus ilçesinde üniversite öğrencisi Özgecan Aslan'ın
öldürülmesiyle ilgili Ahmet Suphi, babası Necmettin Altındöken ve
arkadaşı Fatih Gökçe, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
çarptırılmıştı.
Cezaevinde gergin anlar
Olayın yaşandığı Adana Kürkçüler cezaevinde gerginlik yaşandığı
cezaevine takviye olarak çevik kuvvet ekiplerinin sevkedildiği
bildirildi.
Ağırlaştırılmış müebbet aldılar
Özgecan'ın katilleri ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıştı.
Ayrıca tecavüz ve diğer suçlardan da minibüs şoförü Ahmet Suphi
Altındöken’e 27, arkadaşı Fatih Gökçe’ye 24 yıl hapis cezası
verildi.
İddianamede korkunç detaylar vardı
Özgecan Aslan cinayeti Türkiye'yi sarsmıştı. İddianamede korkunç
detaylar yer almıştı.
Özgecan'ın öldürülüp yakılmasına ilişkin üç sanık hakkında
hazırlanan iddianamede bu cinayetin, “saldırganın cinsel saldırı
eylemini işleyememekten duyduğu infial” ile gerçekleştirildiği
ifade edildi. Özgecan’ın boğazına isabet eden 11 bıçak darbesinden
sekizinin ayrı ayrı ölümcül olduğu anlaşıldı. Savcı Ayhan Akyol,
“İşlenen suçun insanların güven duygusuna, toplumun ortak değer
yargılarına, vicdanına vermiş olduğu zarar ile toplumda meydana
getirdiği infial göz önüne alınarak” cezada indirim yapılmamasını
ve alt sınırdan uzaklaşılarak, üst sınırdan ceza verilmesini
istedi.
İddianameye göre Özgecan Aslan ve arkadaşı B.N.G. ile Tarsus’taki
bir alışveriş merkezinde gezdikten sonra saat 20’de buradan çıkıp
otobüs durağına gitti. Aslan, şüpheli Ahmet Suphi Altındöken’in
kullandığı minibüse binip evinin bulunduğu Mersin yönüne devam
etti. Araç seyir halindeyken Altındöken’in güzergah değiştirmesi
üzerine araçta kendisinden başka bir yolcu kalmadığını anlayan
Arslan, “Senin niyetin ne de bu yola girdin” diye tepki gösterdi.
İddianamede, şöyle devam edildi:
Boğazda 11 bıçak yarası
“Arslan’ın, şüpheliden aracı normal yoldan götürmesini istediği,
kendisine yönelik cinsel saldırı ya da başka bir kötülüğü
engellemek amacıyla aracın kapılarını açmasını, kendisini
indirmesini istediği, şüphelinin aracı yolun kenarına tenha bir
yere çekerek durdurduğu ve maktule cinsel saldırı amacıyla
saldırdığı, maktulün direnip şüphelinin yüzünü tırnaklaması ve
biber gazı sıkması üzerine cinsel saldırı eylemini
gerçekleştiremeyeceğini anlayan şüphelinin maktulu darp etmeye
başladığı, darbelerin etkisiyle maktulün araç koridoruna, demir
aksanlara çarparak baygınlık geçirip yere düştüğü...”
Arkadaşını çağırdı
İddianameye göre Altındöken, genç kızın bayılması üzerine arkadaşı
Fatih Gökçe’yi aradı ve yardıma çağırdı. Araç seyir halindeyken
Aslan can havliyle ayağa kalktı. Aslan’ın minibüsün koridorunda,
ayakta durduğunu gören Altındöken, eliyle vurarak, genç kızı tekrar
yere düşürdü. Altındöken ve Gökçe’nin Kasım Ekenler Sitesi
yakınlarında buluşarak, ne yapacaklarını konuşmak üzere Mersin
Üniversitesi’ne ait ıssız ve tenha bir noktaya gitti. Bu sırada
Aslan baygın vaziyetteydi. İddianameye göre iki sanığın Aslan’a
cinsel saldırıda bulunup bulunmadığına ilişkin bir bulgu tespit
edilemedi.
Altındöken’in isteği üzerine Gökçe, bir arkadaşını arayarak, 5
TL’lik benzin getirmesini istedi. Benzin geldikten sonra Gökçe
evine dönerken, Altındöken de babası Necmettin’i arayıp evlerinin
bulunduğu sokak başında buluşmayı önerdi. Baba oğul buluştuktan
sonra onlara Fatih Gökçe katıldı. Baba Altındöken’in “Bakın,
yaşıyor mu?” demesi üzerine yaptıkları kontrolde Arslan’ın yaşadığı
ve sesler çıkardığı anlaşıldı. Gökçe’nin “Başladığın işi bitir”
demesi sonrası Ahmet Suphi Altındöken’in boğazına defalarca bıçak
saplayarak Aslan’ı öldürdü. Sonra da Aslan’ın bileklerini kesip
torbaya koydu. Torbayı da evin bodrumundaki kullanılmayan tuvaletin
içine saklayıp üzerine talaş döktüler. Daha sonra “kendi aralarında
cesedi ve delilleri nasıl yok edecekleri konusunda konuşarak”
cesedi yakmaya karar verdi. Gökçe bir benzin istasyonuna giderek,
40 TL’lik benzin alırken, baba oğul Altındöken de cesetle beraber
Alman Mezarlığı denilen mevkideki dere kenarına geldi. Gökçe’nin
yolu kolladığı sırada diğerleri benzinle cesedi yaktı.
‘Amaç cinsel saldırıydı’
İddianameye göre, Aslan’ın vücudunda, tümü boyuna isabet etmiş 11
bıçak yarası vardı. Bu darbelerden sekizinden her biri ayrı ayrı
ölümcüldü. Ancak solunum yollarında is bulaşığı saptanmadı. Bu da
öldürüldükten sonra yakıldığı anlamına geliyor. İddianameye göre,
“yanık nedeniyle sınırlı bölgelerden alınan sürüntü örneklerinde
herhangi bir sperm hücresine rastlanmadı.” Bu da taciz veya tecavüz
bulgusunun olmadığı şeklinde ele alınıyor. İddianamede,
Altındöken’in “yol meselesinde dolayı Aslan’ı öldürdüğü” yönündeki
beyanın “hayatın akışını aykırı olduğu” belirterek, “en azından
teşebbüs aşamasında kalan bir cinsel saldırı olduğu” ifade
edildi:
“Altındöken’in nitelikli cinsel saldırı eylemini işleyememekten
duyduğu infial ile maktulü önce darp edip bayıltarak dirençsiz hale
getirmesi, canlıyken maktulün ellerini kesmesi ve daha sonra
boğazını çok sayıda bıçak darbesiyle keserek belli bir süre acı
çektirerek öldürmesi ve daha sonra işlemiş oldukları suçlar ortaya
çıkıp yakalanmasın diye maktulü yakması ve diğer suç delillerini
yok etmeye çalışması göz önüne alındığında, canavarca hisle ve
eziyet çektirerek kasten öldürme suçunu işlediği...”
Baba Altındöken ve Gökçe’nin şüphelinin suç işleme kararını
kuvvetlendirecek söz ve davranışlarda bulundukları, Aslan’ın
öldürüldüğü aracın başında ve yanında gözcü olarak bekledikleri,
cesedin ve diğer delilerin ortadan kaldırılmasına yaptıkları iş
bölümü gereği katıldıkları ifade edildi. Bu nedenle Ahmet Suphi
Altındöken’in suçuna katıldıkları ve aynı cezaya çarptırılmaları
gerektiği kaydedildi. İddianamede, alt sınırdan uzaklaşılarak ceza
verilmesi istenerek, şöyle denildi:
“Şüphelinin suç işleme kastının yoğunluğu, suçun işleniş biçimi,
suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve
yer, bilhassa toplu taşıma aracı içerisinde gerçekleşmesi, suçun
önem ve değeri, işlenen suçun insanların güven duygusuna, toplumun
ortak değer yargılarına, vicdanına vermiş olduğu zarar ile işlenen
suçun toplumda meydana getirdiği infial göz önüne alındığında
şüpheli hakkında ceza tayini yapılırken alt hadden uzaklaşılarak
üst hadden ceza tayin edilmesi ve şüpheli lehine takdir indirimi
nedenlerinin uygulanmamasına karar verilmesi...”