26 Oca 2013 13:33
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:40
ÖZGE UZUN'DAN MUTLU HABER!
Sürpriz bir şekilde yeniden anne olacağını öğrenen Özge Uzun bu heyecanını ve CNN Türk'ten, Kanaltürk'e geçiş sürecini aylık medya&magazin dergisi Kehkeşan'a anlattı.
Radyoculukla mesleğe başlayan, ardından NTV, Fox ve CNN Türk gibi kanallarda uzun yıllar haber programları sunan Özge Uzun, son günlerde farklı bir mutluluk yaşıyor. Sürpriz bir şekilde yeniden anne olacağını öğrenen Özge Uzun bu heyecanını ve CNN Türk’ten, Kanaltürk’e geçiş sürecini aylık medya&magazin dergisi Kehkeşan’a anlattı. Zorlu geçen ilk annelik deneyiminin ardından hiç beklemediği bir anda hamile kalan ve bu haberin eşiyle birlikte hayatlarına bambaşka bir renk kattığını ifade eden ünlü spiker Uzun, “Allah’ın bana bir emaneti” dediği oğlu Dağhan’a bir kardeşin geleceğini ilk kez açıklıyor.
İşte o röportaj;
Hem gururlandım hem de utandım
Geçtiğimiz yıl Bahçeşehirliler tarafından yılın annesi seçildiniz. Neler hissettiniz?
Bir kere hem çok gurur duydum hem de utandım. Çünkü benim gibi o kadar çok anne var ki ve aslında benden daha fedakar çoğu. Bütün anneler öyle. Ama benim durumum sanırım sembol oldu. Daha çok gururlandım, karmaşık duygular içindeydim. Oğlumla beraber aldık. Ama benim için onunla birlikte olduğum her gün onun günü, anneler günü ve ben onun için hep yılın annesiyim.
Oğlunuz için “Özel Gereksinimli” betimlemesini kullanıyorsunuz. Bu arada sizinle benzer durumdaki diğer ebeveynlerle deneyimlerinizi paylaştığınız bir bloğunuz var. Biraz bundan bahsedebilir misiniz?
Çok güzel tepkiler geliyor. Burada şöyle bir durum var, özel gereksinimli çocukları olan annelerle birlikte sağlıklı çocukları olan annelerden de çok fazla iyi yönde tepkiler alıyorum. Onları da biraz çimdikliyorum galiba. İnsan yaşamadan bilemiyor bazı durumları. Kötü şeyleri yaşamadan görmek, bilmek, şükretmek, tecrübe etmek gerçekten çok önemli. İlla bir şeyi tecrübe haline getirmek için o şeyi yaşamamız gerekmiyor. Burada bunu göstermeye çalışıyorum. Ve bunun Allah’ın sana verdiği bir ceza olmadığını, aksine belki büyük bir hediye olduğunu... Ben öyle görüyorum. Seçilmiş bir insan olduğumu, insanlara bir şeyler anlatabilmek adına bir misyonumun olduğunu düşünüyorum. Yaptığım işten dolayı da böyle bir imkanım var. Bunu elimden geldiğince değerlendirmeye çalışıyorum. Birazcık fikir önderi durumum oldu bundan da şikayetçi değilim.
Biraz da Dağhan’dan bahsedelim. Neler yapıyor şu sıralar?
Okullu oldu, kreşe gidiyor. Sağlığı iyi ama daha da iyi olması için dua ediyoruz. Tabi çok eksiklikleri var, 5 yaşında. Kendinden küçük çocuklarla yan yana geldiğinde o eksiklikleri daha fazla görebiliyorum. Ama ben onu olduğu gibi kabul ediyorum ve benim için onun durumu çok olağan. O Allah’ın bana en güzel emanetlerinden bir tanesi. Onun beni gülümsettiği her an benim için en büyük armağan. Bu arada kimsenin bilmediği bir sırrı da sizinle paylaşmak istiyorum, Dağhan’ın bir kardeşi olacak.
Aslında bu soruyu sorup sormamakta tereddüt ediyorduk. Çünkü korkularınızın olduğunu biliyoruz. Bizim için sürpriz oldu.
Aslında bize de sürpriz oldu. Umarım yeni çocuğum da sağlıklı ve sıhhatle doğar. Ve şöyle de bir şey var, yeni bebeğim doğduğunda büyük sorumlulukları olacak. Öncelikle Dağhan gibi bir abisi olacak, belki ömür boyu onun elinden tutmak durumunda kalacak. Onun da bana tanrının bir emaneti olduğunu düşünüyorum ve Dağhan için, benim için gönderildiğini düşünüyorum.
Eşiniz öğrenince neler hissetti?
İnanılmaz derecede çok mutlu. Şuan çok daha farklı duygular yaşıyor herhalde. Aslında ikimiz de çok heyecanlıyız. Dağhan’a şimdi ufak ufak anlatmaya çalışıyoruz bu durumu. Annem “inşallah çocuğun gözünü oymadan büyütebiliriz birazcık bebeği” diyor. Çünkü Dağhan gerçekten çok kıskanç. Ama kardeşi olduğunda kıskanacağını zannetmiyorum. Bazen sanki Dağhan’a ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum. Çünkü onun kadar sevebilecek miyim, onu severken kendimi kötü hisseder miyim gibi karışık duygular içindeyim. Umarım her şey yolunda gider.
CNN Türk’ten Kanaltürk’e geçiş süreci nasıl oldu? Sanırım hayatınızda değişiklik istediğiniz bir dönemdi.
Beklemediğim bir anda, çok onur verici bir şekilde teklif geldi. Ve nedense tam da vaktinde geldiğini düşünüyorum. Hayatımda bir farklılık istiyordum. Birazcık daha kıymetimin bilindiği bir yerde, daha huzurla çalışmak istiyordum. Tam o sırada telefon geldi. Görüşmeler oldu ve evet dedim.
CNN Türk’teki çalışma koşulları mı sizi yordu?
İnsan bazen tükenir ve biter ya bende de öyle bir şey oldu sanırım. Bazen verecek ve alacak pek bir şeyiniz kalmaz. Bu insani ilişkilerde de böyledir. Tam da öyle bir döneme geldi aslında. CNN Türk’ten çok güzel ayrıldım. Program ekibim bana çok güzel bir veda yaptı, sanırım televizyon tarihinde kimse böyle uğurlanmamıştır. Yeni kanalımda da çok güzel karşılandım. Sanki 40 yıldır çalışıyormuşum gibi. İnsanlar beni çok çabuk benimsedi, bu da benim için çok güzel bir şeydi. Güzel elveda derseniz iyi merhabalar alırsınız, iyi merhaba derseniz insanlar size çok güzel hoşça kal derler. Bunu hem CNN Türk’te yaşadım hem de Kanaltürk’te yaşıyorum.
İşte o röportaj;
Hem gururlandım hem de utandım
Geçtiğimiz yıl Bahçeşehirliler tarafından yılın annesi seçildiniz. Neler hissettiniz?
Bir kere hem çok gurur duydum hem de utandım. Çünkü benim gibi o kadar çok anne var ki ve aslında benden daha fedakar çoğu. Bütün anneler öyle. Ama benim durumum sanırım sembol oldu. Daha çok gururlandım, karmaşık duygular içindeydim. Oğlumla beraber aldık. Ama benim için onunla birlikte olduğum her gün onun günü, anneler günü ve ben onun için hep yılın annesiyim.
Oğlunuz için “Özel Gereksinimli” betimlemesini kullanıyorsunuz. Bu arada sizinle benzer durumdaki diğer ebeveynlerle deneyimlerinizi paylaştığınız bir bloğunuz var. Biraz bundan bahsedebilir misiniz?
Çok güzel tepkiler geliyor. Burada şöyle bir durum var, özel gereksinimli çocukları olan annelerle birlikte sağlıklı çocukları olan annelerden de çok fazla iyi yönde tepkiler alıyorum. Onları da biraz çimdikliyorum galiba. İnsan yaşamadan bilemiyor bazı durumları. Kötü şeyleri yaşamadan görmek, bilmek, şükretmek, tecrübe etmek gerçekten çok önemli. İlla bir şeyi tecrübe haline getirmek için o şeyi yaşamamız gerekmiyor. Burada bunu göstermeye çalışıyorum. Ve bunun Allah’ın sana verdiği bir ceza olmadığını, aksine belki büyük bir hediye olduğunu... Ben öyle görüyorum. Seçilmiş bir insan olduğumu, insanlara bir şeyler anlatabilmek adına bir misyonumun olduğunu düşünüyorum. Yaptığım işten dolayı da böyle bir imkanım var. Bunu elimden geldiğince değerlendirmeye çalışıyorum. Birazcık fikir önderi durumum oldu bundan da şikayetçi değilim.
Biraz da Dağhan’dan bahsedelim. Neler yapıyor şu sıralar?
Okullu oldu, kreşe gidiyor. Sağlığı iyi ama daha da iyi olması için dua ediyoruz. Tabi çok eksiklikleri var, 5 yaşında. Kendinden küçük çocuklarla yan yana geldiğinde o eksiklikleri daha fazla görebiliyorum. Ama ben onu olduğu gibi kabul ediyorum ve benim için onun durumu çok olağan. O Allah’ın bana en güzel emanetlerinden bir tanesi. Onun beni gülümsettiği her an benim için en büyük armağan. Bu arada kimsenin bilmediği bir sırrı da sizinle paylaşmak istiyorum, Dağhan’ın bir kardeşi olacak.
Aslında bu soruyu sorup sormamakta tereddüt ediyorduk. Çünkü korkularınızın olduğunu biliyoruz. Bizim için sürpriz oldu.
Aslında bize de sürpriz oldu. Umarım yeni çocuğum da sağlıklı ve sıhhatle doğar. Ve şöyle de bir şey var, yeni bebeğim doğduğunda büyük sorumlulukları olacak. Öncelikle Dağhan gibi bir abisi olacak, belki ömür boyu onun elinden tutmak durumunda kalacak. Onun da bana tanrının bir emaneti olduğunu düşünüyorum ve Dağhan için, benim için gönderildiğini düşünüyorum.
Eşiniz öğrenince neler hissetti?
İnanılmaz derecede çok mutlu. Şuan çok daha farklı duygular yaşıyor herhalde. Aslında ikimiz de çok heyecanlıyız. Dağhan’a şimdi ufak ufak anlatmaya çalışıyoruz bu durumu. Annem “inşallah çocuğun gözünü oymadan büyütebiliriz birazcık bebeği” diyor. Çünkü Dağhan gerçekten çok kıskanç. Ama kardeşi olduğunda kıskanacağını zannetmiyorum. Bazen sanki Dağhan’a ihanet ediyormuşum gibi hissediyorum. Çünkü onun kadar sevebilecek miyim, onu severken kendimi kötü hisseder miyim gibi karışık duygular içindeyim. Umarım her şey yolunda gider.
CNN Türk’ten Kanaltürk’e geçiş süreci nasıl oldu? Sanırım hayatınızda değişiklik istediğiniz bir dönemdi.
Beklemediğim bir anda, çok onur verici bir şekilde teklif geldi. Ve nedense tam da vaktinde geldiğini düşünüyorum. Hayatımda bir farklılık istiyordum. Birazcık daha kıymetimin bilindiği bir yerde, daha huzurla çalışmak istiyordum. Tam o sırada telefon geldi. Görüşmeler oldu ve evet dedim.
CNN Türk’teki çalışma koşulları mı sizi yordu?
İnsan bazen tükenir ve biter ya bende de öyle bir şey oldu sanırım. Bazen verecek ve alacak pek bir şeyiniz kalmaz. Bu insani ilişkilerde de böyledir. Tam da öyle bir döneme geldi aslında. CNN Türk’ten çok güzel ayrıldım. Program ekibim bana çok güzel bir veda yaptı, sanırım televizyon tarihinde kimse böyle uğurlanmamıştır. Yeni kanalımda da çok güzel karşılandım. Sanki 40 yıldır çalışıyormuşum gibi. İnsanlar beni çok çabuk benimsedi, bu da benim için çok güzel bir şeydi. Güzel elveda derseniz iyi merhabalar alırsınız, iyi merhaba derseniz insanlar size çok güzel hoşça kal derler. Bunu hem CNN Türk’te yaşadım hem de Kanaltürk’te yaşıyorum.