17 Ara 2013 08:15
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:49
Özdil'den tarihe not düşülecek yazı; 'Bu topraklarda çevrilen film hiç bitmiyor'
Hürriyet gazetesi yazarı Yılmaz Özdil, yine çok konuşulacak bir konuyu köşesine taşıdı..
Arabistanlı Lawrence
Dünya medya imparatoru Rupert Murdoch, geçen sene Ankara’ya
gelmiş, Tayyip Erdoğan’la baş başa görüşmüş, hatıra olarak da John
Philby’nin kitabını hediye etmişti.
*
Rupert Murdoch... 1915’te Avustralya başbakanına Çanakkale’den
gizlice mektup yazan, cephedeki İngiliz komutanlarının Londra’ya
yalan raporlar gönderdiğini belirten, Çanakkale geçilmez diyerek
İngiliz hükümetinin uyanmasına ve geri çekilmesine vesile olan
Avustralyalı gazetecinin oğlu.
*
Murdoch’ın Tayyip Erdoğan’a hediye ettiği The Empty Quarter
isimli kitabın yazarı John Philby ise, İngiliz casusuydu. Anadili
gibi Arapça biliyordu. Müslüman oldu. Şeyh Abdullah ismini aldı!
Biz Çanakkale’de İngilizlerle boğuşurken, Osmanlı’ya isyan
bayrağı açan Mekke Şerifi Hüseyin’e yardımcı olması için
Arabistan’a gönderildi. Bi yandan bizi sırtımızdan hançerleyen
Arapları organize etti, bi yandan petrol şirketlerine imtiyaz
topladı, bi yandan da, araklayıp İngiliz müzelerine sattığı tarihi
eserlerle servet yaptı. İngiltere’ye döndü, siyasete atıldı,
seçilemedi, küstü, ikinci dünya savaşında saf değiştirdi, kendi
ülkesini satmaya, çaktırmadan Hitler’e çalışmaya başladı,
tutuklandı, ev hapsine alındı, savaş bitince Lübnan’a taşındı,
kalpten öldü, Beyrut’ta Müslüman mezarlığına gömüldü.
*
Bu casus arkadaşın bi oğlu vardı, Kim Philby... O da babası
gibi Cambridge’den mezundu, o da sular seller gibi Arapça
biliyordu, o da casustu. 1947’de Türkiye’ye, konsolosluk sekreteri
ayaklarıyla İstanbul’a gönderildi. Sonra, CIA ile MI6’in
irtibat görevi için Washington’a tayin
edildi. Soğuk Savaş tarihine “asrın casusu” olarak
geçti.
Çünkü, çift taraflı çalışıyordu, köstebekti. Sovyet gizli
servisi tarafından devşirilmişti, Moskova’ya bilgi satıyordu.
Şüphelenildi, takip edildi, bir türlü suçüstü yapılamadı ama,
kovuldu. O da gitti, babası gibi Beyrut’a yerleşti. Güya
gazeteciydi. Gel zaman git zaman, 1961’de, Anatoliy Golitsy isimli
KGB subayı ABD’ye iltica etti, bülbül gibi öttü.
Kim Philby’nin ipliğini pazara çıkardı. Aranan kanıt
bulunmuştu. İngiliz siciminin boynuna dolanmak üzere olduğunu
anlayan Kim Philby, Suriye üzerinden Ermenistan’a, oradan Rusya’ya
kaçtı. Daha önce bi İngiliz, bi Amerikalı eşinden boşanmıştı, bu
sefer Polonya kökenli Rus yazar Rufina Pukhova’yla evlendi. Hayatı
roman oldu, Hollywood’ta film oldu. Alkolik oldu. İki defa intihara
kalkıştı, beceremedi. 1988’de babası gibi kalpten gitti. Rusya,
onun hatırasına posta pulu bastırdı.
YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYIN