ÖZAL'IN ÖLÜMÜ SORUŞTURMASINDA EMİN ÇÖLAŞAN DA TANIK OLARAK DİNLENECEK! İŞTE SEBEBİ!
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümüyle ilgili soruşturmada tanık olarak dinlenilmeleri amacıyla 5 kişiye davetiye gönderildi.
Sekizinci Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili soruşturma kapsamında, Hacettepe Üniversitesi’nde Özal’a müdahale eden 4 doktor ile gazeteci Emin Çölaşan ’’tanık’’ sıfatıyla ifade verecek.
Soruşturmayı yürüten özel yetkili Ankara Cumhuriyet Savcısı Hüseyin Görüşen, 4 doktor ve Çölaşan’a tanık olarak dinlenilmeleri amacıyla davetiye gönderdi.
Bu kapsamda, doktorların yarın Ankara Adalet Sarayı’na gelerek savcı Görüşen’e ifade verecekleri, Çölaşan’ın ise Cuma günü ifadesinin alınacağı kaydedildi.
Emin Çölaşan 1 Mayıs 2002 yılında yazdığı bir yazıda Turgut Özal’ın öleceğini Süleyman Demirel, Hüsamettin Cindoruk, Cavit Çağlar gibi isimlerin önceden bildiğini yazmıştı.
Doktorların, Turgut Özal’ın Hacettepe Üniversitesi’ne getirildiği sıradaki sağlık durumu ile yapılan müdahaleye ilişkin bilgilerine başvurulacağı öğrenildi.
İŞTE ÇÖLAŞAN'IN YAZISINDAN BİR BÖLÜM:
"1993 yılının sanırım ocak ayı. Halamın oğlu, o sırada Meclis Başkanı olan Hüsamettin Cindoruk'la Özal'dan söz ediyoruz. Kulağıma eğiliyor ve şu sözleri söylüyor: 'Bu gidici. Yakında ölecek.'"
"İnanmıyorum, şaşırıyorum ve aynen 'Ne gidicisi abi, o hepimizi götürür' diyorum. Cindoruk ısrar ediyor:
'Haberin kaynağı Baba'dır. Bu devlet bilgisi. Sadece sen bil ve ağzını sıkı tut. Önümüzdeki yaz aylarını çıkaramayacak. Baba sağlamcıdır. Bunu diyorsa bir bildiği vardır.'
Birkaç gün sonra, Baba'nın bu bilgiyi Cavit Çağlar'a da verdiğini birinci elden öğreniyorum. Bu devlet sırrını kimseye açamıyorum. Aradan kısa bir süre geçiyor ve Özal 17 Nisan'da ölüyor. Cumhurbaşkanlığına soyunan Baba, bizim gazetenin bazı yazarlarını 24 Nisan günü Konut'ta öğle yemeğine çağırıyor. Öğrenmiş olduğum bu olayı kendisine aktarıyorum ve açıkça soruyorum:
'Özal'ın öleceğini gerçekten biliyor muydunuz...'
Bazı şeylerin bana söylenmiş olduğunu anlıyor. Verdiği yanıtı 25 Nisan 1993 tarihli yazımdan aktarıyorum:
'Hükümetler cumhurbaşkanının sağlığından da sorumludur. İki ay önce ABD kaynaklı bir yerden (tedavi gördüğü, ameliyat geçirdiği Houston Hastanesi'nden) sağlığının iyi olmadığı konusunda bize bilgi geldi. Bunu duyunca kendisine sağlığının nasıl olduğunu sordum. İyi olduğunu söyledi. Ben daha başka bir şey söyleyemezdim. Ancak bizim bilgimiz kalbiyle değil, prostatla ilgiliydi. Durumunun iyi olmadığını biliyordum ama öleceğini nasıl bilirdim. Kimin ne zaman öleceğini sadece Allah bilir.'
Yazımı şöyle sürdürüyordum:
'Demirel önümüzdeki yaz aylarını çıkaramaz deyip demediği konusunda bir şey söylemedi. Bir kez daha anladım ki, devletin tepesinde çok ilginç olaylar oluyordu.'"