06 Ağu 2014 11:39
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 16:32
Oyunculuğu para için yapan o parayla esrar alır!
Usta oyuncu Ayla Algan, Filmstudio dergisinin 5. sayısına konuk oldu. Çarpıcı açıklamalarda bulunan ayla algan’ın yoğunlaştırılmış oyunculuk eğitimini de içeren röpörtajı sizlerle…
Tiyatrocu, şarkıcı, oyuncu eğitmeni ve görebileceğimiz en samimi insanlardan biri Ayla Algan. Filmstudio ekibi olarak Algan’ın Harbiye’deki evine gittiğimizde, bizi yakın bir arkadaşını görmüşçesine; “Hoşgeldiniz, derginizi çok beğeniyorum, inşallah uzun vadeli olur” diyerek karşıladı. Tecrübeli hoca ilk dersimizi vermişti: Oyunculuk egoyla olur, egosunu yenenler ise usta olur.
Kendisi hakkında uzun bir araştırma yapmıştık ve bizi bir deryanın beklediğini biliyorduk. Ayla Algan, Grotowski’nin aziz oyuncu tanımının yaşayan örneklerinden biri. Sanatla geçen uzun bir ömürden süzülen çok kıymetli bilgileri cömertçe paylaşan Algan, Filmstudio’nun bu ayki onur konuğu oldu.
Söyleşi kayıtlarını çözdüğümüzde, adeta yoğunlaştırılmış bir oyunculuk eğitimi metni ortaya çıktı. Ülkemizi dünya çapında başarıyla temsil etmiş nadir sanatçılardan olan Algan’ın her kelimesi, her cümlesi tekrar tekrar okunmaya değer. Özellikle oyuncuların madde bağımlılıkları hakkındaki tespitleri adeta sanatsal bir reçete niteliğinde.
NURİ BİLGE CEYLAN SEYİRCİYE YALAN SÖYLEMİYOR
FS: Nuri Bilge Ceylan’ın Altın Palmiye ödülü kazanan filmi Kış Uykusu’nu izlediniz mi? İzlediyseniz, yorumunuzu çok merak ediyoruz.
AYLA ALGAN: İşlerimin yoğunluğundan daha izleyemedim ama içeriğini biliyorum. Ceylan’ın sinemasının tarzını çok iyi biliyorum. Ceylan’ın sinemasını oyunculuk gözüyle anlatacağım size. Ceylan, oyuncusuna imgeyi veriyor, oyuncu da imgeyi oynarken imajı tamamlıyor. Benim de eşim rejısördü; o da bana bir imge verir, ben o imgeyi tamamlar, seyirciye gönderirdim. İlk başlarda annesini, babasını, amcasını oynatıyor diye Ceylan’ı eleştiriyorlardı. Bahçedeki ağaca oyuncu baksa; “hım, güzel ağaç” diye boş boş bakar. Ama annesi farklı bakar; çünkü o ağacı kendisi dikmişti. Çok samimi, gündelik üstü bir tarzı var Ceylan’ın. Seyirciye yalan söylemiyor. Çocuklara ve seyirciye yalan söylenmez, adaptır bu.
FS: Altın Palmiye ülkemize ikinci kez geldi, ancak henüz Oscar’ı göremedik. Sizce Oscar’ı almak için ne yapmak lazım?
AYLA ALGAN: Biz geri kalmış memleket olduğumuz için, öbür yapımcılar gibi bütün kapılar bize açık değil. Biz, Colombia Pictures, Warner Bross değiliz. Ceylan, Cannes’a gidebilmek için belli ki yatırımını Fransa’ya yaptı, bağlantılarını iyi kurdu, senaryosunu geçirdi. Oscar’a gidebilmek için de; işte adam tanıyacaksın, menajerin iyi olacak, hangi film oraya gider, iyi bileceksin.
REJİSÖRLERİMİZE GÜVENİYORUM
FS: Oscar’ı kazanabilecek filmi sizce kim çeker?
AYLA ALGAN: Bunu çekecek bir sürü Türk rejisörü var. Rejisörlerimize inanıyorum. Yılmaz Güney’le başladı ve bu güne kadar çok doğru rejisörler yetişti. Nuri Bilge Ceylan da bunlardan biri.
FS: Zeki Alasya, “Oscar’ı alacak filmi Cem Yılmaz çeker” dedi. Sizce de Cem Yılmaz bunu başarabilir mi?
AYLA ALGAN: Olabilir tabi.
YEŞİLÇAM BUGÜNÜN DİZİLERİYDİ
FS: Sinemamızın bugünkü geldiği noktadan bakarak bize bir zamanlar yaşadığınız Yeşilçam’ı anlatır mısınız?
AYLA ALGAN: Yeşilçam güçlü bir sinema değildi. Yeşilçam bugünün dizileriydi. Senede 300 film çekilirdi; biri biter, biri başlardı, dizi formatındaydı. Yani karakter yoktu, tipler vardı. Sürekli dublaj yapılırdı, dublaj çok önemliydi.
SİNEMAYI DAHA FAZLA SEVER OLDUM
FS: Tiyatro kökenlisiniz ama artık sinemayı daha çok seviyorsunuz galiba.
AYLA ALGAN: Valla, sever oldum. Sinema daha kalıcı, o yüzden seviyorum. Elbette tiyatro bambaşka, ama oynuyorsun, geçip gidiyor. Hamlet’i oynayan dünyadaki az sayıda kadın oyuncudan biriyim, ama oyundan bir fotoğrafım bile yok.
2013’ün sonlarında çektiğimiz "Bensiz" filmi var şimdi vizyonda. Hatta Türkiye'den sonra yurt dışında bazı ülkelerde gösterime devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde de Zafer Algöz ve çok değerli oyuncularla "Tut Sözünü" adlı bir film çektik; film festivale gidecek.
FS: A.B.D'ne İngiliz filolojisi okumaya gittiniz. Eşiniz de maden mühendisliği okuyacaktı. Fakat bir süre sonra New York Actors' Repertory Theatre'da tiyatro öğrenimi görmeye başladınız. Bilindiği üzere Actor’s Stüdyo’ya girmek kolay değil. Nasıl bir sınavdan geçtiniz?
AYLA ALGAN: Öyle bizim konservatuardaki gibi imtihan yok. İmtihan neydi biliyor musunuz? Bize, “Ağaç ol” dediler.
ACTOR’S STÜDYO’YA GİRMEK İÇİN ELMA AĞACI OLDUM
FS: Hangi ağaç oldunuz?
AYLA ALGAN: Elma ağacı oldum. Biz bunu yaratıcı dramada kullanıyoruz . Önce ağacın kökü oluyorsun, sonra topraktan çıkıp fidan oluyorsun. Fidanken ne ağacı olduğunu bilmiyorsun. Yani ağacın biyografisini çıkarıyorsun. Kökler, kültürleri, yani aileden aldığın kollektif bilinci; ağacın gövdesi kendi benliğimizi; yapraklar da sosyal benliği temsil ediyor.
FS: Actor’s Studio’da eğitim alabilmenin maddi bedeli neydi?
AYLA ALGAN: Aylık 300 dolar veriyorduk.
FS: 50’li yıllarda 300 dolar büyük para olmalı.
AYLA ALGAN: Yok, paradan değil; hocalarımızdan Lee Strasberg çok isteyeni alıyordu. Bizde de Leyla Gencer imtihanda talebeye arya söyletirdi. Çatır çatır söyleyen bir talebeyi almadı, ama onun kadar iyi söyleyemeyeni aldı. Nedenini sorduğumda, “İyi söylüyordu ama, sevgilisini görmüyordu. Arya söylerken sevgilini göremezsen ötemezsin” dedi.
JOSHUA LOGAN, ELİA KAZAN, LEE STRASBERG HOCALARIM
FS: Actors Stüdio’da eğitim aldığınız dönemde kimler vardı?
AYLA ALGAN: Joshua Logan, Elia Kazan bir de Lee Strasberg hocalarımızdı. Marlon Brando başta olmak üzere Montgomery Clift, Julie Harris, Eli Wallach, Karl Malden, Patricia Neal, Mildred Dunnock, James Whitmore ve Maureen Stapleton gibi aktörler de burada eğitim almıştı. Marlon Brando ve Marilyn Monreo bizden önce eğitim almışlardı ama zaman zaman gelir, bir tipten bir tipe geçmek, alt benlerini temizlemek için çalışırlardı. Actor’s Studio vakıf gibi bir yerdi.
REDDETTİĞİM ROLÜ BARBARA STRAİSAND OYNADI
FS: Komedyen Fannie Brice’in hayatını anlatan Funny Girl filmi için Brice rolü Barbara Straisand’dan önce size teklif edilmiş ama, kabul etmemişsiniz. Sebebi neydi?
AYLA ALGAN: Colombia Pictures, Funny Girl filmi için 8 senelik kontrat imzalatmak istiyordu. Marlon Brando bana: “Colombia Pictures’dan hala kendimi satın alamadım” dedi. 8 senelik kontratı imzalattı mı, ne istiyorsa oynatıyor, porno bile! Bu nedenle kabul etmedim.
VATAN HAİNİ OLMAMAK İÇİN ROLÜ REDDETTİM
FS: Başka reddettiğiniz teklifler oldu mu?
AYLA ALGAN: Evet oldu. Belmondo’yla oynayacağım bir film teklifi geldi. Rolüm çok iyiydi; esrar içen kadınları koruyan, onları vazgeçiren bir karakterdi. Ama Türkiye’yi nasıl gösteriyor biliyor musun? Ülkemizi uyuşturucu bakımından çok kötü gösteriyordu. O zamanın Başbakanı Bülent Ecevit;”Biz sadece farmakolojik esrar kullanıyoruz” diyordu. O zamanlar şimdiki gibi mafyalar, uyuşturucu kaçakçıları filan bu kadar yoktu. Bu yüzden ülkemi karalayan o filmde oynayamazdım. Vatan haini olarak görülebilirdim.
FS: Teklifi milliyetçi duygularla reddetmişsiniz.
AYLA ALGAN: Evet, bazen öyle gerekiyor.
HOLLYWOOD’DA KALMADIĞIMA PİŞMAN DEĞİLİM
FS: “Keşke Hollywood’da kalsaydım ve dünya çapında starlarla aynı filmlerde rol alsaydım” diye düşünüp pişman oluyor musunuz?
AYLA ALGAN: Hayır. Çünkü burada kalarak çok iş yaptık.
FS: Amerika’da ve Avrupa’da çalışma fırsatı bulmuş tecrübeli bir oyuncu olarak, sizce dünyaya mal olmuş oyuncularımızın olmamasının sebebi nedir?
AYLA ALGAN: Dil.
FS: Sadece dil mi?
AYLA ALGAN: Dil ve diksiyon. Düşünün, Türkan Şoray‘ı başkası konuşuyor. Ajda bile dil konusunda çok sonra eğitti kendisini. Ben Ajda’yı niye seviyorum? İşine o kadar sarıldı ki, o kadar saygı duyuyorum ki ona. Sonradan nota öğrendi, Fransızca öğrendi. Yani tam profesyonel. Bayılıyorum ona, helal olsun.
FS: Dil sorununu çözdükten sonra Türk oyuncular dünya sinemalarında şanslarını deneyebilirler mi?
AYLA ALGAN: Muzaffer Tema Hollywood’da şansını denemişti. Birkaç filmde de oynamıştı. İsteyen gidip deneyebilir şansını.
DİZİLERE KAPIMI KAPATMADIM
FS: Uzun zamandır sizi dizilerde göremiyoruz? Dizi teklifleri gelirse değerlendirir misiniz?
AYLA ALGAN: Olabilir. Dizilere tamamen kapıyı kapatmadım. Mesela, Aliye’de kötü kaynanayı oynayamazdım, ben kaldıramıyorum. İstiyorum ki, beni sevsinler.
FS: Sizi bir komedi dizisinde, mesela Yalan Dünya’da görebilir miyiz?
AYLA ALGAN: O kadar grotesk değil de, Hümeyra’nın tarzında oynarım. Öbür kızlar var, bayılıyorum onlara, ama onlar artık absürd oluyor.
MUHTEŞEM YÜZYIL DİZİ DEĞİL, SİNEMA
FS: Dizilerden söz açılmışken, beğendiğiniz ve takip ettiğiniz diziler var mı?
AYLA ALGAN: Kurt Seyit ve Şura’yı seyrediyorum. Muhteşem Yüzyılı istediğim zaman seyretmek için Digiturk IQ aldım. Karadayı ve Medcezir’e arada bakıyorum.
KURT SEYİT’İN VALSİ İNANDIRICI GELMEDİ
FS: Bir usta gözüyle izlediğiniz dizileri değerlendirir misiniz?
AYLA ALGAN: Muhteşem Yüzyıl’a dizi demiyorum, sinema diyorum. Tip değil, karakter kodluyorlar. Kurt Seyit ve Şura’da Seyit’e ilk başta o kadar güzel vals yaptırmasalar iyi olurdu. Vals yapmasını öğretselerdi. Çünkü, Kurt Seyit’in biyografisi buna uygun değil, tarımsal bir bölgeden gelmiş. Bu kadar iyi vals yapması seyirciye inandırıcı gelmedi.
FS: Muhteşem Yüzyıl’ı oyunculuk açısından biraz değerlendirir misiniz?
AYLA ALGAN: Üç seneyi bir Halit Ergenç taşıdı. Sultan Süleyman’ın gençliğini, yaşlılığını, oyun devamlılıklarını tam anlamıyla yaşadı. Sözcük oynamadı, durum oynadı. Halit, aziz oyuncu, namuslu oyuncu.
DELİ ROLE GİRER ÇIKAMAZ, OYUNCU ÇIKAR
FS: Tiyatro kuramcısı Jerzy Grotowski, mesleğini şan şöhret ve paradan daha değerli tutan oyuncuya aziz oyuncu der. Sizce Halit Ergenç’ten başka aziz oyuncu var mı?
AYLA ALGAN: Hiç rastlamadım.
OYUNCULAR ŞİZOFRENİK SENDROMLAR YAŞAYABİLİR
FS: Durum oynayan oyuncularda birtakım psikolojik sorunlar yaşanabilir mi?
AYLA ALGAN: Evet. Biz de şizofrenik sendromlar yaşayabiliyoruz ama, rolden çıkmak için alt benlerimizi temizliyoruz. Delilerle biz oyuncuların farkı şudur; deli bir role girer çıkamaz, biz çıkarız.
MERYEM UZERLİ DOĞUM YAPTI, HÜRREM’DEN KURTULMUŞTUR
Meryem Uzerli’nin yaşadığı sorun da buydu. O artık Hürrem olmuştu ve bu rolden çıkamıyordu. Çünkü otelde yaşıyordu. Eğer evinde yaşasaydı, setten gelince tekrar Meryem olabilseydi böyle olmazdı. Alt beni Hürrem olduğu için bunu kaldıramadı ve hastalandı. Meryem’in çocuk doğurması iyi oldu, Hürrem’den çıkmıştır artık.
FS: Peki o zaman Halit Ergenç’in de alt beni Sultan Süleyman mı olmuştu?
AYLA ALGAN: Evet ama, Halit yeni bir role girerken alt benlerini değiştiriyor. Mesela Aliye’den çıktı, Binbir gece’ye girdi.
FS: Bir oyuncu alt benlerini değiştirmek için size gelse ne yaparsınız?
AYLA ALGAN: Karmaşık bir durumsa life coaching yapmak lazım. Yaratıcı drama ilkelerine ya da psikotekniğe girmek gerekir. Terapisini yapmıyoruz ama psikoteknik yöntemlerle çocukluğuna dönüyoruz. Prof. Dr. Süleyman Velioğlu’ndan insanları sanatla tedavi etmek için art terapi yani resimle terapi öğrendim. Bu yöntemle çok güzel sonuçlar alıyoruz.
ARTIK OYUNCU KOÇLUĞU YAPMIYORUM
FS: Biraz da hocalık tarafınızdan bahsedelim. Oyuncu koçluğu yapıyor musunuz?
AYLA ALGAN: Artık koçluk yapmıyorum. 12 senedir kamera önü oyunculuğu dersi veriyorum. Hazal Kaya, Hande Subaşı, Bergüzar Korel, Tolgahan Sayışman, Çağatay Ulusoy, Melisa Sözen ve Sera Tokdemir eğittiklerimden bazıları. Hepsi çok başarılılar.
HOCADAN TALEBELERİNE YORUMLAR
OYUNCULAR AĞLAMAK İÇİN BOL BOL SU İÇSİN
TOLGAHAN SAYIŞMAN, manken olduğu için sonuç oynuyordu. Ona: “Sonuç oynama, süreç oyna, bakışlarınla oyna” dedim. Şimdi iyi oldu. Lale Devri uzun sürdüğü için biraz yoruldu. Öğrencilerime ağlamak için bol bol su içmelerini tavsiye ediyorum, çünkü gözlerinden yaş gelmiyor insanın.
BEREN SAAT OKULA GİTMESİN, BOZARLAR
BEREN SAAT’İ çok seviyorum. Ona: “Sakın okula gitme, bozarlar seni” diye haber yolladım. İnsanları çok iyi seyrediyor.
BERGÜZAR KOREL JEANNE D’ARC OYNAYABİLİR
BERGÜZAR’IN (KOREL) bir handikapı var; bedeni ve yüzü çok feminen değil. Karadayı’da hakim rolüne çok uymuş. Feminen rolleri bedeni kabul etmez, yapmacık olur. Jeanne d’Arc oynayabilir.
TİYATROCULARLA ÇALIŞMAK DAHA ZOR, HİÇ BİLMEYEN DAHA İYİ
FS: Size eğitim için gelen herkesi kabul eder misiniz? Kriterleriniz var mı?
AYLA ALGAN: Yeteneğe bakmıyorum. Hiç ummadığın biri bile öyle iyi çıkar ki. İşin bütün zorluklarını anlatıyorum. Çok istekli değilse zaten “ben bu kadar cereme çekemem” diyor, gidiyor. İntrovertler, yani içe dönükler daha iyi sinema oyuncusu oluyor, çünkü yalan malzeme çıkarmıyor. Tiyatrodan gelenlere” vallahi çift para alacağım” diyorum. Tiyatrocularla çalışmak çok daha zor, hiç bilmeyen daha iyi.
KALDIRAMAYACAĞI ROLÜ ÇOCUĞA OYNATMAMAK LAZIM
FS: Çocuk oyuncular hakkında ne düşünüyorsunuz?
AYLA ALGAN: Çocuğa şunu muhakkak öğretmek lazım; “O filmdeki anne baban, senin gerçek değil, yalancıktan anne baban.” Yoksa, çocuğun hayatını çukurla, karanlıklarla doldurursunuz; sonra biz de temizleyemeyiz. Eğittiğim bütün çocukların senaryolarını okurum. Senaryodaki ayrı anne babayı her çocuk kaldıramaz. Kaldıramayacaksa oynatmamak lazım.
Bana getirilen çocuğu ayrı alır ve sorarım; “Sinemacı olmanı kim istiyor?” diye. “Ben istiyorum” diyorsa alıyorum, “annem istiyor” diyeni almıyorum. Anneye; “çocuk hazır değil, yaratıcı drama yaptırın” diyorum. Çocuklara 15-16 yaşına kadar tiyatro gibi rol vermem.
ÇOCUĞA DURUM OYNATAMAZSIN, SÖZCÜK OYNATIRSIN
FS: Ünlü çocuk oyuncu Emir Berke Zincidi hakkında ne düşünüyorsunuz?
AYLA ALGAN: Emir Berke muazzam biri. Yanındaki oyuncu koçu Türkçesini filan düzeltiyor, koç diyemeyiz ona. Çünkü, durumda ne yapacağını söylemiyor ki, ona sözcük oynatıyor. Çocuğa durum oynatamazsın, sözcük oynatırsın.
OYUNCULUĞU PARA İÇİN YAPAN O PARAYLA ESRAR ALIR
FS: Son zamanlarda sıkça gündeme gelen oyuncuların madde bağımlılıklarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
AYLA ALGAN: Özgürlük yerine para ön plana geçtiği zaman böyle oluyor. Biz 68 çocuğuyduk, politik görüşümüz vardı, amaçlarımız vardı, onlarla uğraşıyorduk. Esrar içecek vaktimiz yoktu. İdeolojimiz vardı. Vatanım için bir şey yaptım diye kendinden mutlu olmak vardı. Yeni çocuklara biz hiçbir zaman disko müziği dinletmiyoruz. Müzikte kareler küçüldü. Melodi yok. Melodi olmayınca neyle kafayı bulacak? Ya içki, ya esrar.
FS: Müziğin etkisi bu kadar büyük mü?
AYLA ALGAN: Tabi. Hayal gücünü artırmaya, irreal dünyada durabilmeye yardımcı olur müzik. Kendi gücüyle duramıyor zavallı, esrarla duruyor. İnsan, doğuştan öleceğini bildiği için mutlu olmak ister, bu herkesin ihtiyacıdır. Asıl hayatta olmayınca, mutsuz olmamak için de gündelik üstü bir hayat seçer. İşte Sanat o işi yapıyor. Sen oyunculuğunu para için yaparsan, o parayla da gider esrar satın alırsın.
ŞİİR OKUYUN, HAYAL KURUN, İYİ MÜZİK DİNLEYİN MADDE BAĞIMLISI OLMAZSINIZ
FS: Oyunculara maddeden uzak durmak için ne tavsiye edersiniz?
AYLA ALGAN: Herkes kullanıyor. Oyuncular maddeden uzak durmak için; hayal kuracak, şiir okuyacak, iyi müzik dinleyecek, muhayyilesi ile yapacak ne yapacaksa. Mutlu olmak için gündelik üzeri hayatı kendi eliyle, emeğiyle yapmak varken esrarla yapıyor, zavallılar.
SİYASETÇİLERİ DE EĞİTMEK İSTERİM
FS: 10 Ağustos’ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
AYLA ALGAN: Ben de aday olsa mıydım acaba, diye düşünüyorum. Ama ben orada ne yapacağımı bilmezdim, onun için vazgeçtim. Benim sanat politikam var. Siyasetçileri de eğitmek isterim.
Kendisi hakkında uzun bir araştırma yapmıştık ve bizi bir deryanın beklediğini biliyorduk. Ayla Algan, Grotowski’nin aziz oyuncu tanımının yaşayan örneklerinden biri. Sanatla geçen uzun bir ömürden süzülen çok kıymetli bilgileri cömertçe paylaşan Algan, Filmstudio’nun bu ayki onur konuğu oldu.
Söyleşi kayıtlarını çözdüğümüzde, adeta yoğunlaştırılmış bir oyunculuk eğitimi metni ortaya çıktı. Ülkemizi dünya çapında başarıyla temsil etmiş nadir sanatçılardan olan Algan’ın her kelimesi, her cümlesi tekrar tekrar okunmaya değer. Özellikle oyuncuların madde bağımlılıkları hakkındaki tespitleri adeta sanatsal bir reçete niteliğinde.
NURİ BİLGE CEYLAN SEYİRCİYE YALAN SÖYLEMİYOR
FS: Nuri Bilge Ceylan’ın Altın Palmiye ödülü kazanan filmi Kış Uykusu’nu izlediniz mi? İzlediyseniz, yorumunuzu çok merak ediyoruz.
AYLA ALGAN: İşlerimin yoğunluğundan daha izleyemedim ama içeriğini biliyorum. Ceylan’ın sinemasının tarzını çok iyi biliyorum. Ceylan’ın sinemasını oyunculuk gözüyle anlatacağım size. Ceylan, oyuncusuna imgeyi veriyor, oyuncu da imgeyi oynarken imajı tamamlıyor. Benim de eşim rejısördü; o da bana bir imge verir, ben o imgeyi tamamlar, seyirciye gönderirdim. İlk başlarda annesini, babasını, amcasını oynatıyor diye Ceylan’ı eleştiriyorlardı. Bahçedeki ağaca oyuncu baksa; “hım, güzel ağaç” diye boş boş bakar. Ama annesi farklı bakar; çünkü o ağacı kendisi dikmişti. Çok samimi, gündelik üstü bir tarzı var Ceylan’ın. Seyirciye yalan söylemiyor. Çocuklara ve seyirciye yalan söylenmez, adaptır bu.
FS: Altın Palmiye ülkemize ikinci kez geldi, ancak henüz Oscar’ı göremedik. Sizce Oscar’ı almak için ne yapmak lazım?
AYLA ALGAN: Biz geri kalmış memleket olduğumuz için, öbür yapımcılar gibi bütün kapılar bize açık değil. Biz, Colombia Pictures, Warner Bross değiliz. Ceylan, Cannes’a gidebilmek için belli ki yatırımını Fransa’ya yaptı, bağlantılarını iyi kurdu, senaryosunu geçirdi. Oscar’a gidebilmek için de; işte adam tanıyacaksın, menajerin iyi olacak, hangi film oraya gider, iyi bileceksin.
REJİSÖRLERİMİZE GÜVENİYORUM
FS: Oscar’ı kazanabilecek filmi sizce kim çeker?
AYLA ALGAN: Bunu çekecek bir sürü Türk rejisörü var. Rejisörlerimize inanıyorum. Yılmaz Güney’le başladı ve bu güne kadar çok doğru rejisörler yetişti. Nuri Bilge Ceylan da bunlardan biri.
FS: Zeki Alasya, “Oscar’ı alacak filmi Cem Yılmaz çeker” dedi. Sizce de Cem Yılmaz bunu başarabilir mi?
AYLA ALGAN: Olabilir tabi.
YEŞİLÇAM BUGÜNÜN DİZİLERİYDİ
FS: Sinemamızın bugünkü geldiği noktadan bakarak bize bir zamanlar yaşadığınız Yeşilçam’ı anlatır mısınız?
AYLA ALGAN: Yeşilçam güçlü bir sinema değildi. Yeşilçam bugünün dizileriydi. Senede 300 film çekilirdi; biri biter, biri başlardı, dizi formatındaydı. Yani karakter yoktu, tipler vardı. Sürekli dublaj yapılırdı, dublaj çok önemliydi.
SİNEMAYI DAHA FAZLA SEVER OLDUM
FS: Tiyatro kökenlisiniz ama artık sinemayı daha çok seviyorsunuz galiba.
AYLA ALGAN: Valla, sever oldum. Sinema daha kalıcı, o yüzden seviyorum. Elbette tiyatro bambaşka, ama oynuyorsun, geçip gidiyor. Hamlet’i oynayan dünyadaki az sayıda kadın oyuncudan biriyim, ama oyundan bir fotoğrafım bile yok.
2013’ün sonlarında çektiğimiz "Bensiz" filmi var şimdi vizyonda. Hatta Türkiye'den sonra yurt dışında bazı ülkelerde gösterime devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde de Zafer Algöz ve çok değerli oyuncularla "Tut Sözünü" adlı bir film çektik; film festivale gidecek.
FS: A.B.D'ne İngiliz filolojisi okumaya gittiniz. Eşiniz de maden mühendisliği okuyacaktı. Fakat bir süre sonra New York Actors' Repertory Theatre'da tiyatro öğrenimi görmeye başladınız. Bilindiği üzere Actor’s Stüdyo’ya girmek kolay değil. Nasıl bir sınavdan geçtiniz?
AYLA ALGAN: Öyle bizim konservatuardaki gibi imtihan yok. İmtihan neydi biliyor musunuz? Bize, “Ağaç ol” dediler.
ACTOR’S STÜDYO’YA GİRMEK İÇİN ELMA AĞACI OLDUM
FS: Hangi ağaç oldunuz?
AYLA ALGAN: Elma ağacı oldum. Biz bunu yaratıcı dramada kullanıyoruz . Önce ağacın kökü oluyorsun, sonra topraktan çıkıp fidan oluyorsun. Fidanken ne ağacı olduğunu bilmiyorsun. Yani ağacın biyografisini çıkarıyorsun. Kökler, kültürleri, yani aileden aldığın kollektif bilinci; ağacın gövdesi kendi benliğimizi; yapraklar da sosyal benliği temsil ediyor.
FS: Actor’s Studio’da eğitim alabilmenin maddi bedeli neydi?
AYLA ALGAN: Aylık 300 dolar veriyorduk.
FS: 50’li yıllarda 300 dolar büyük para olmalı.
AYLA ALGAN: Yok, paradan değil; hocalarımızdan Lee Strasberg çok isteyeni alıyordu. Bizde de Leyla Gencer imtihanda talebeye arya söyletirdi. Çatır çatır söyleyen bir talebeyi almadı, ama onun kadar iyi söyleyemeyeni aldı. Nedenini sorduğumda, “İyi söylüyordu ama, sevgilisini görmüyordu. Arya söylerken sevgilini göremezsen ötemezsin” dedi.
JOSHUA LOGAN, ELİA KAZAN, LEE STRASBERG HOCALARIM
FS: Actors Stüdio’da eğitim aldığınız dönemde kimler vardı?
AYLA ALGAN: Joshua Logan, Elia Kazan bir de Lee Strasberg hocalarımızdı. Marlon Brando başta olmak üzere Montgomery Clift, Julie Harris, Eli Wallach, Karl Malden, Patricia Neal, Mildred Dunnock, James Whitmore ve Maureen Stapleton gibi aktörler de burada eğitim almıştı. Marlon Brando ve Marilyn Monreo bizden önce eğitim almışlardı ama zaman zaman gelir, bir tipten bir tipe geçmek, alt benlerini temizlemek için çalışırlardı. Actor’s Studio vakıf gibi bir yerdi.
REDDETTİĞİM ROLÜ BARBARA STRAİSAND OYNADI
FS: Komedyen Fannie Brice’in hayatını anlatan Funny Girl filmi için Brice rolü Barbara Straisand’dan önce size teklif edilmiş ama, kabul etmemişsiniz. Sebebi neydi?
AYLA ALGAN: Colombia Pictures, Funny Girl filmi için 8 senelik kontrat imzalatmak istiyordu. Marlon Brando bana: “Colombia Pictures’dan hala kendimi satın alamadım” dedi. 8 senelik kontratı imzalattı mı, ne istiyorsa oynatıyor, porno bile! Bu nedenle kabul etmedim.
VATAN HAİNİ OLMAMAK İÇİN ROLÜ REDDETTİM
FS: Başka reddettiğiniz teklifler oldu mu?
AYLA ALGAN: Evet oldu. Belmondo’yla oynayacağım bir film teklifi geldi. Rolüm çok iyiydi; esrar içen kadınları koruyan, onları vazgeçiren bir karakterdi. Ama Türkiye’yi nasıl gösteriyor biliyor musun? Ülkemizi uyuşturucu bakımından çok kötü gösteriyordu. O zamanın Başbakanı Bülent Ecevit;”Biz sadece farmakolojik esrar kullanıyoruz” diyordu. O zamanlar şimdiki gibi mafyalar, uyuşturucu kaçakçıları filan bu kadar yoktu. Bu yüzden ülkemi karalayan o filmde oynayamazdım. Vatan haini olarak görülebilirdim.
FS: Teklifi milliyetçi duygularla reddetmişsiniz.
AYLA ALGAN: Evet, bazen öyle gerekiyor.
HOLLYWOOD’DA KALMADIĞIMA PİŞMAN DEĞİLİM
FS: “Keşke Hollywood’da kalsaydım ve dünya çapında starlarla aynı filmlerde rol alsaydım” diye düşünüp pişman oluyor musunuz?
AYLA ALGAN: Hayır. Çünkü burada kalarak çok iş yaptık.
FS: Amerika’da ve Avrupa’da çalışma fırsatı bulmuş tecrübeli bir oyuncu olarak, sizce dünyaya mal olmuş oyuncularımızın olmamasının sebebi nedir?
AYLA ALGAN: Dil.
FS: Sadece dil mi?
AYLA ALGAN: Dil ve diksiyon. Düşünün, Türkan Şoray‘ı başkası konuşuyor. Ajda bile dil konusunda çok sonra eğitti kendisini. Ben Ajda’yı niye seviyorum? İşine o kadar sarıldı ki, o kadar saygı duyuyorum ki ona. Sonradan nota öğrendi, Fransızca öğrendi. Yani tam profesyonel. Bayılıyorum ona, helal olsun.
FS: Dil sorununu çözdükten sonra Türk oyuncular dünya sinemalarında şanslarını deneyebilirler mi?
AYLA ALGAN: Muzaffer Tema Hollywood’da şansını denemişti. Birkaç filmde de oynamıştı. İsteyen gidip deneyebilir şansını.
DİZİLERE KAPIMI KAPATMADIM
FS: Uzun zamandır sizi dizilerde göremiyoruz? Dizi teklifleri gelirse değerlendirir misiniz?
AYLA ALGAN: Olabilir. Dizilere tamamen kapıyı kapatmadım. Mesela, Aliye’de kötü kaynanayı oynayamazdım, ben kaldıramıyorum. İstiyorum ki, beni sevsinler.
FS: Sizi bir komedi dizisinde, mesela Yalan Dünya’da görebilir miyiz?
AYLA ALGAN: O kadar grotesk değil de, Hümeyra’nın tarzında oynarım. Öbür kızlar var, bayılıyorum onlara, ama onlar artık absürd oluyor.
MUHTEŞEM YÜZYIL DİZİ DEĞİL, SİNEMA
FS: Dizilerden söz açılmışken, beğendiğiniz ve takip ettiğiniz diziler var mı?
AYLA ALGAN: Kurt Seyit ve Şura’yı seyrediyorum. Muhteşem Yüzyılı istediğim zaman seyretmek için Digiturk IQ aldım. Karadayı ve Medcezir’e arada bakıyorum.
KURT SEYİT’İN VALSİ İNANDIRICI GELMEDİ
FS: Bir usta gözüyle izlediğiniz dizileri değerlendirir misiniz?
AYLA ALGAN: Muhteşem Yüzyıl’a dizi demiyorum, sinema diyorum. Tip değil, karakter kodluyorlar. Kurt Seyit ve Şura’da Seyit’e ilk başta o kadar güzel vals yaptırmasalar iyi olurdu. Vals yapmasını öğretselerdi. Çünkü, Kurt Seyit’in biyografisi buna uygun değil, tarımsal bir bölgeden gelmiş. Bu kadar iyi vals yapması seyirciye inandırıcı gelmedi.
FS: Muhteşem Yüzyıl’ı oyunculuk açısından biraz değerlendirir misiniz?
AYLA ALGAN: Üç seneyi bir Halit Ergenç taşıdı. Sultan Süleyman’ın gençliğini, yaşlılığını, oyun devamlılıklarını tam anlamıyla yaşadı. Sözcük oynamadı, durum oynadı. Halit, aziz oyuncu, namuslu oyuncu.
DELİ ROLE GİRER ÇIKAMAZ, OYUNCU ÇIKAR
FS: Tiyatro kuramcısı Jerzy Grotowski, mesleğini şan şöhret ve paradan daha değerli tutan oyuncuya aziz oyuncu der. Sizce Halit Ergenç’ten başka aziz oyuncu var mı?
AYLA ALGAN: Hiç rastlamadım.
OYUNCULAR ŞİZOFRENİK SENDROMLAR YAŞAYABİLİR
FS: Durum oynayan oyuncularda birtakım psikolojik sorunlar yaşanabilir mi?
AYLA ALGAN: Evet. Biz de şizofrenik sendromlar yaşayabiliyoruz ama, rolden çıkmak için alt benlerimizi temizliyoruz. Delilerle biz oyuncuların farkı şudur; deli bir role girer çıkamaz, biz çıkarız.
MERYEM UZERLİ DOĞUM YAPTI, HÜRREM’DEN KURTULMUŞTUR
Meryem Uzerli’nin yaşadığı sorun da buydu. O artık Hürrem olmuştu ve bu rolden çıkamıyordu. Çünkü otelde yaşıyordu. Eğer evinde yaşasaydı, setten gelince tekrar Meryem olabilseydi böyle olmazdı. Alt beni Hürrem olduğu için bunu kaldıramadı ve hastalandı. Meryem’in çocuk doğurması iyi oldu, Hürrem’den çıkmıştır artık.
FS: Peki o zaman Halit Ergenç’in de alt beni Sultan Süleyman mı olmuştu?
AYLA ALGAN: Evet ama, Halit yeni bir role girerken alt benlerini değiştiriyor. Mesela Aliye’den çıktı, Binbir gece’ye girdi.
FS: Bir oyuncu alt benlerini değiştirmek için size gelse ne yaparsınız?
AYLA ALGAN: Karmaşık bir durumsa life coaching yapmak lazım. Yaratıcı drama ilkelerine ya da psikotekniğe girmek gerekir. Terapisini yapmıyoruz ama psikoteknik yöntemlerle çocukluğuna dönüyoruz. Prof. Dr. Süleyman Velioğlu’ndan insanları sanatla tedavi etmek için art terapi yani resimle terapi öğrendim. Bu yöntemle çok güzel sonuçlar alıyoruz.
ARTIK OYUNCU KOÇLUĞU YAPMIYORUM
FS: Biraz da hocalık tarafınızdan bahsedelim. Oyuncu koçluğu yapıyor musunuz?
AYLA ALGAN: Artık koçluk yapmıyorum. 12 senedir kamera önü oyunculuğu dersi veriyorum. Hazal Kaya, Hande Subaşı, Bergüzar Korel, Tolgahan Sayışman, Çağatay Ulusoy, Melisa Sözen ve Sera Tokdemir eğittiklerimden bazıları. Hepsi çok başarılılar.
HOCADAN TALEBELERİNE YORUMLAR
OYUNCULAR AĞLAMAK İÇİN BOL BOL SU İÇSİN
TOLGAHAN SAYIŞMAN, manken olduğu için sonuç oynuyordu. Ona: “Sonuç oynama, süreç oyna, bakışlarınla oyna” dedim. Şimdi iyi oldu. Lale Devri uzun sürdüğü için biraz yoruldu. Öğrencilerime ağlamak için bol bol su içmelerini tavsiye ediyorum, çünkü gözlerinden yaş gelmiyor insanın.
BEREN SAAT OKULA GİTMESİN, BOZARLAR
BEREN SAAT’İ çok seviyorum. Ona: “Sakın okula gitme, bozarlar seni” diye haber yolladım. İnsanları çok iyi seyrediyor.
BERGÜZAR KOREL JEANNE D’ARC OYNAYABİLİR
BERGÜZAR’IN (KOREL) bir handikapı var; bedeni ve yüzü çok feminen değil. Karadayı’da hakim rolüne çok uymuş. Feminen rolleri bedeni kabul etmez, yapmacık olur. Jeanne d’Arc oynayabilir.
TİYATROCULARLA ÇALIŞMAK DAHA ZOR, HİÇ BİLMEYEN DAHA İYİ
FS: Size eğitim için gelen herkesi kabul eder misiniz? Kriterleriniz var mı?
AYLA ALGAN: Yeteneğe bakmıyorum. Hiç ummadığın biri bile öyle iyi çıkar ki. İşin bütün zorluklarını anlatıyorum. Çok istekli değilse zaten “ben bu kadar cereme çekemem” diyor, gidiyor. İntrovertler, yani içe dönükler daha iyi sinema oyuncusu oluyor, çünkü yalan malzeme çıkarmıyor. Tiyatrodan gelenlere” vallahi çift para alacağım” diyorum. Tiyatrocularla çalışmak çok daha zor, hiç bilmeyen daha iyi.
KALDIRAMAYACAĞI ROLÜ ÇOCUĞA OYNATMAMAK LAZIM
FS: Çocuk oyuncular hakkında ne düşünüyorsunuz?
AYLA ALGAN: Çocuğa şunu muhakkak öğretmek lazım; “O filmdeki anne baban, senin gerçek değil, yalancıktan anne baban.” Yoksa, çocuğun hayatını çukurla, karanlıklarla doldurursunuz; sonra biz de temizleyemeyiz. Eğittiğim bütün çocukların senaryolarını okurum. Senaryodaki ayrı anne babayı her çocuk kaldıramaz. Kaldıramayacaksa oynatmamak lazım.
Bana getirilen çocuğu ayrı alır ve sorarım; “Sinemacı olmanı kim istiyor?” diye. “Ben istiyorum” diyorsa alıyorum, “annem istiyor” diyeni almıyorum. Anneye; “çocuk hazır değil, yaratıcı drama yaptırın” diyorum. Çocuklara 15-16 yaşına kadar tiyatro gibi rol vermem.
ÇOCUĞA DURUM OYNATAMAZSIN, SÖZCÜK OYNATIRSIN
FS: Ünlü çocuk oyuncu Emir Berke Zincidi hakkında ne düşünüyorsunuz?
AYLA ALGAN: Emir Berke muazzam biri. Yanındaki oyuncu koçu Türkçesini filan düzeltiyor, koç diyemeyiz ona. Çünkü, durumda ne yapacağını söylemiyor ki, ona sözcük oynatıyor. Çocuğa durum oynatamazsın, sözcük oynatırsın.
OYUNCULUĞU PARA İÇİN YAPAN O PARAYLA ESRAR ALIR
FS: Son zamanlarda sıkça gündeme gelen oyuncuların madde bağımlılıklarıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?
AYLA ALGAN: Özgürlük yerine para ön plana geçtiği zaman böyle oluyor. Biz 68 çocuğuyduk, politik görüşümüz vardı, amaçlarımız vardı, onlarla uğraşıyorduk. Esrar içecek vaktimiz yoktu. İdeolojimiz vardı. Vatanım için bir şey yaptım diye kendinden mutlu olmak vardı. Yeni çocuklara biz hiçbir zaman disko müziği dinletmiyoruz. Müzikte kareler küçüldü. Melodi yok. Melodi olmayınca neyle kafayı bulacak? Ya içki, ya esrar.
FS: Müziğin etkisi bu kadar büyük mü?
AYLA ALGAN: Tabi. Hayal gücünü artırmaya, irreal dünyada durabilmeye yardımcı olur müzik. Kendi gücüyle duramıyor zavallı, esrarla duruyor. İnsan, doğuştan öleceğini bildiği için mutlu olmak ister, bu herkesin ihtiyacıdır. Asıl hayatta olmayınca, mutsuz olmamak için de gündelik üstü bir hayat seçer. İşte Sanat o işi yapıyor. Sen oyunculuğunu para için yaparsan, o parayla da gider esrar satın alırsın.
ŞİİR OKUYUN, HAYAL KURUN, İYİ MÜZİK DİNLEYİN MADDE BAĞIMLISI OLMAZSINIZ
FS: Oyunculara maddeden uzak durmak için ne tavsiye edersiniz?
AYLA ALGAN: Herkes kullanıyor. Oyuncular maddeden uzak durmak için; hayal kuracak, şiir okuyacak, iyi müzik dinleyecek, muhayyilesi ile yapacak ne yapacaksa. Mutlu olmak için gündelik üzeri hayatı kendi eliyle, emeğiyle yapmak varken esrarla yapıyor, zavallılar.
SİYASETÇİLERİ DE EĞİTMEK İSTERİM
FS: 10 Ağustos’ta gerçekleşecek Cumhurbaşkanlığı seçimleri hakkında ne düşünüyorsunuz?
AYLA ALGAN: Ben de aday olsa mıydım acaba, diye düşünüyorum. Ama ben orada ne yapacağımı bilmezdim, onun için vazgeçtim. Benim sanat politikam var. Siyasetçileri de eğitmek isterim.