"Oto yedek parça kadın işi değildir" imajını yıktı
- Kadın girişimci 38 yaşındaki Ebru Özülkü, oto yedek parçalarını e-ticaretle satma hayalini, bu işle uğraşan babasının "Sektör zor, parça pis, kadın işi değil" diyerek karşı çıkmasına rağmen yıllarca çalışıp 4 yıl önce gerçekleştirdi- Otomobilleri tamir edecek düzeyde yedek parçadan anlayan...
İSTANBUL (AA) - Kadın girişimci Ebru Özülkü, "erkek işi" olarak görülen oto yedek parça satma işini e-ticaretle gerçekleştirme hayalini, bu işle uğraşan babasının "Sektör zor, parça pis, kadın işi değil" diyerek karşı çıkmasına rağmen yıllarca çalışıp biriktirdiği sermayeyle 4 yıl önce hayata geçirdi. Otomobilleri tamir edecek düzeyde yedek parçadan anlayan Özülkü, kurduğu aloparca.com aracılığıyla oto yedek parçalarını yarısına yakını kadın olan satış uzmanlarıyla müşterilerine ulaştırıyor.
aloparca.com Genel Müdürü, evli ve iki çocuk annesi 38 yaşındaki Ebru Özülkü'nün, yedek parçayı e-ticaretle satma hayali, 14 yaşında babasının aldığı motosikletle kaza yapıp, aradığı parçayı bulamayınca başladı.
"Motosiklette bu sıkıntı varsa otomobili olanlar ne yapsın" diye düşünen Özülkü, meslek olarak oto yedek parçası satmayı o yıllarda kafasına koydu.
Ailesi iki kuşak yedek parça işiyle uğraşan Ebru Özülkü, babasının hayali karşısındaki tepkisini şöyle anlattı:
"Rahmetli babama, 'Ben e-ticaret yapmak ve bu yedek parça olayını herkes için ulaşılır, satın alınabilir hale getirmek istiyorum.' dedim. Babam buna karşı çıktı. Bir bayanın bunu yapmasını istemedi. 'Bu bayan işi değil, sen bunu yapamazsın, bir bayanın yedek parçası satması düşünülemez.' dedi. Annem ve eşim sürekli destekledi."
Üniversite mezuniyetinin ardından Avustralya'da master, Yeditepe Üniversitesinde antropoloji üzerine doktora yapan ve bu süreçte de hep çalışan Ebru Özülkü, ailesinin baskısı sonucu yedek parça işini rafa kaldırdı ve özel sektörde çalışmaya başladı.
"Aklımda hep bu yedek parça işini teknolojiye dönüştürmek vardı." diyen Özülkü, yedek parçanın internetten satın alınabilecek en önemli ürünlerden biri olduğunu söyledi.
- "Çok büyük savaşlar verdim"
Bu süreçte dedesine, babasına ve amcasına defalarca ne yapmak istediğini anlattığını ama her seferinde "hayır" cevabıyla karşılaştığını dile getiren Özülkü, "Sektör zor, parça pis, kadın işi değil, yedek parça kadının elinin değebileceği bir şey değil." laflarına kulak asmayarak özel sektörde çalışırken bu işe girmek için çabaladığını ve eşinin desteği ile birikim oluşturduğunu anlattı.
Babasının karşı çıkmasına rağmen 4 sene önce hayalini gerçekleştirmek için yazılım uzmanı olan çocukluk arkadaşı Berk Say ile bir şirket kurduklarını ifade eden Özülkü, şunları dile getirdi:
"Türkiye'de şirket kurmak çok zor. Bir şirket kuruyorsunuz, cari geçmişiniz yok, bankalar, tedarikçiler size güvenmiyor. Bir de yedek parça alanında kadın olarak şirket kurmak çok zor. 'Yedek parça mı, neden senden mal alayım, neden sana mal satayım' diye bir ön yargı var. Bir kadının motordan, tıkırtı burcundan, EGR valfinden anlaması hayal edilemiyor. Çok çalıştık, en sonunda amacımıza ulaştık. Web denilen şey aslında dükkan. Oranın vitrin gibi düzgün ve güzel olması gerekiyor ama Türkiye'de bunlar çok pahalı maalesef. Gençler hayallerini kaybedecek noktaya geliyor. Çok zor yollardan geçtik, çok büyük savaşlar verdik. Bu süreçte annemden ve eşimden çok büyük destek gördüm.
Lütfen kadınları sadece bir şeyle sınırlamayın. Çünkü biz gerçekten bir işi titizlikle yapıyoruz ve çok yönlü insanlarız. Ön yargıları olanlar için söylüyorum; biz yedek parçayı, arabanın motorunu öğrenebiliriz ya da öğrenemeyeceğimizi düşündüğünüz her şeyi öğrenebiliriz. Mesela ilk zamanlar müşterilerimiz arıyordu. Telefonda bayan sesini duyunca 'Erkek yok mu, ben anlayan biriyle görüşmek istiyorum.' diye sesleniyordu. Müşteri hizmetlerimizde 3 kadın, 4 erkek çalışıyor. Her zaman cinsiyet dengesini kurmaya çalışıyoruz. Çünkü bayanların da topluma katkı sağlayacağına ve bunun her alanda olabileceğine inanıyorum."
Ebru Özülkü, yedek parçanın araştırılmadan alınmaması gerektiğini belirterek, "Artık herkes alırken kazanıyor. Bir şeyin hakkı neyse odur. Yüksek ücretli bir araba kullanıyorum diye servislerde VIP hizmet alıp, VIP para ödemek istemiyorum. Zaten arabanın kasko, sigorta gibi birçok masrafı var. 'Nereden kısabilirsem kardır.' mantık buydu. Üniversite, master ve doktora yaparken hep tüketici alışkanlıkları, istekleri üzerine çalıştım ve bu tüketici istekleri beni doğru ürünü, doğru tüketiciye sunmaya teşvik etti." diye konuştu.
- "Eleman bulmada sıkıntı çekiyoruz"
Özülkü, Türkiye'deki ara eleman sıkıntısına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Çocuklar otomotiv bölümüne gidiyor, sonra nereye gireceklerini bilmiyor. Ya yetkili servise ya ustanın yanına giriyor aslında çok fazla otomotiv mezunu var ama işe alacak yerler yok. İşe alacak yerler Türkiye'nin büyük şirketleri olduğu için onlar da çok iyi okullar istiyor. Halbuki ara kademeye, bizim gibi şirketlere yetiştirilebilecek eleman yaratsalar çok iyi olur. Çünkü biz eleman bulmada çok sıkıntı çekiyoruz. Türkiye'de yedek parça bilen eleman çok az. Otomotivden mezun olduğunda bile yedek parça bilerek mezun olmuyor."
- "Daha ekonomik hizmet sunuyoruz"
Ebru Özülkü, internet sitesi üzerinden yedek parça alanların kapı kapı gezmek zorunda kalmadığını belirterek, işleyişlerine ilişkin şu bilgileri verdi:
"Bir sanayiye gittiğinizde otopark sistemleri kalabalık. Vatandaş yıllardır süregelen alışkanlıkların aksine evinde otururken bizi arayarak ya da web sitemizden aracıyla ilgili bilgileri alabiliyor. 'Arabamın bir yerinden ses geliyor.' diye bizi arayabiliyor. Biz de yardımcı oluyoruz. Yetkili servis 'Arabanın amortisörü bozulmuş, al.' diyor. İnternet sitesinde aracını, motorunu, yılını, beygir gücünü giriyor ve aracına uygun amortisörler karşısına çıkıyor. Daha ekonomik bir hizmet sunuyoruz. Diğer yerlerde fiyatlar çok yüksek. Biz müşterinin önüne hesabı seriyoruz. Orijinal istersen fiyatı bu, yan sanayiden çıkanı istersen fiyatı şu, alternatif parça istersen fiyatı şu... İnsanlar servislere gidiyor. İki bin lira, üç bin lira masraf çıkarılıyor. Parça kodları belli. Aloparça'ya giriyor ve burada 250 lira. Nasıl oluyor? Çünkü onun ederi bu. Arabanız pahalı diye parçası da pahalı olacak diye bir şart yok, maalesef insanlar bunu böyle biliyor. Biz bu algıyı yıkmaya çalışıyoruz. Arabanız ne marka olursa olsun bizim için fark etmiyor, çünkü üretici markalar belli ve bu fiyatlar üretici markalardan farklı çıkmıyor, hemen hemen birbirine çok yakın çıkıyor. Önemli olan müşterinin doğru fiyata, doğru ürünü alması."