18 Oca 2018 19:26 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 18:46

"Osmanlıdan Günümüze Türk Donanması"

- Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mercan:- "Osmanlı Devleti'ne yönelik tehditlerin en büyükleri hep denizlerden gelmiştir. Sultan Abdülaziz'in pahalı bir donanma yatırımını başlatmasının gerekçesi de budur"

İSTANBUL (AA) - Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Evren Mercan, "Osmanlı Devleti'ne yönelik tehditlerin en büyükleri hep denizlerden gelmiştir. Sultan Abdülaziz'in pahalı bir donanma yatırımını başlatmasının gerekçesi de budur." dedi.

Milli Savunma Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Evren Mercan, TBMM Milli Saraylar Müzecilik ve Tanıtım Başkanlığı tarafından düzenlenen "Dolmabahçe Saray Konferansları"nda "Türk deniz gücünün tarihsel gelişimini" anlattı.

Donanmanın sadece savunma gücü anlamına gelmediğini anlatan Dr. Mercan, güçlü ekonomi ve köklü endüstriyel yapının bir ülkenin deniz gücünde önemli olduğunu söyledi.

Türk donanmasını tarihi gelişimini anlatarak konuşmasına başlayan Dr. Mercan, Osmanlı dönemi hakkında şu bilgileri verdi:

"Osmanlı Devleti'ne yönelik tehditlerin en büyükleri hep denizlerden gelmiştir. Sultan Abdülaziz'in pahalı bir donanma yatırımını başlatmasının gerekçesi de budur. Yabancı tersanelerden ciddi bir zırhlı alımı var. İngiliz donanma modeli ile Osmanlı donanmasına bir disiplin kazandırma çalışması var. Ancak tüm yatırımlara rağmen 93 harbinde Karadeniz'deki Rus donanmasına karşı Osmanlı donanmasının çok işlevsel olmadığını görüyoruz. Çünkü Sultan Abdülhamid, zırhlı donanma gemilerine çok para harcamak istememektedir. Zira donanma teknolojisi hızla gelişen ve 10 sene geçmeden yeni yatırım gerektiren yüksek maliyetli bir sistemdir. Bunu gören Sultan Abdulhamid bunun yerine çekirdek donanma kurmak ister. Kendisi için en önemli olan şey, Boğaz'ın güvenliği, ticaretin devam etmesidir. Sultan Abdülhamid döneme göre iktisatlı kararı vermiştir."

Osmanlı'nın gelişen donanma teknolojisi karşısında geride kalmasının bir diğer nedeninin de kalifiye personel sıkıntısı olduğunu vurgulayan Dr. Mercan, bu nedenle modern bir yapılanmanın kurulamadığını aktardı.

1.Dünya Savaşı'nda Osmanlı donanmasının Alman etkisinde kaldığını belirten Mercan, "Alman deniz taktik ve terbiyesine göre talimatlar icra ediliyor. Birçok gemiye Alman subayı ekleniyor. Bu donanma Karadeniz'de Rus donanmasına karşı koyuyor." diye konuştu.

Milli mücadele döneminde donanmanın durumuna değinen Mercan, konuşmasına şöyle devam etti:

"Milli mücadele döneminde elde bir avuç gemi vardır. Trabzon ve Samsun'da komutanlıklar oluşturuluyor. Umum-ı Bahriye Müdürlüğü kuruluyor. Cumhuriyet döneminde Bahriye Vekaleti kuruluyor. Atatürk de Abdülhamid gibi donanma yatırımlarına gerçekçi ve maddi imkanlar boyutuyla bakar ve onun için de en önemli şey kıyıların korunmasıdır. Atatürk ağır bütçe kısıtlamalarına rağmen Hollanda'dan iki adet denizaltı aldırır. Genç cumhuriyetin omurgasını oluşturan temel güç bu denizaltıdır."

Dr. mercan, Türkiye'nin NATO'ya girişiyle yeni bir donanma konseptine geçildiğini söyleyerek, bunun donanma açısından ciddi sıkıntılar oluşturduğunu şöyle anlattı:

"Türkiye'nin NATO doktrinine girmesi donanma açısından ciddi bir sıkıntıdır. NATO konseptinde Türk donanmasına verilen görev, Boğazların Sovyet harekatına karşı mayınlanması ve Sovyet donanmasının Akdeniz'e inmesini engellemektir. Burada tek tehlike Ruslardır."

Türkiye'nin NATO konseptinin dışına ilk kez "Kıbrıs Barış Harekatı" ile çıktığını ifade eden Mercan, "Milli maksatlara uygun çıkarma yapabilen bir deniz gücü ilk defa oluşturulmuştur. Kıbrıs bizim için tartışmasız bir öneme sahiptir. Kıbrıs, Anadolu'nun bağrına demirlenmiş bir limandır. Stratejik bir kaledir." görüşünü dile getirdi.

Dr. Evren Mercan, "Milli Gemi Projesi" ile donanma sektöründe ciddi bir atılım yapıldığını kaydederek, inşası devam eden yerli havuzlu çıkarma ve uçak gemisinin Anadolu'nun Türk denizciliğine çok önemli bir caydırıcı güç kazandıracağını vurguladı.

Konferans, Dr. Mercan'ın soruları cevaplamasıyla sona erdi.