Osman Yıldırım'dan bomba itiraf: Kemalistlerle hesaplaşacaktık!
Ergenekon davasında yargılanan, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyesi savcıların “Osman’ım” diye hitap ettiği gizli tanık Osman Yıldırım'dan tartışma yaratacak bir itiraf geldi.
Yargıtay’ın bozma kararının ardından yeniden görülen 235 sanıklı Ergenekon davasının 8. celsesi dün yapıldı. FETÖ’cü savcıların, “Osman’ım” diye hitap ettiği Ergenekon kumpasının gizli tanığı Danıştay saldırısının faillerinden Osman Yıldırım, savunmasında devlete 11 yıl çalıştığını belirterek “Ben savcılarla anlaştım. ‘Kemalist devletle hesaplaşılacak’ denildi. Ben gereğini yaptım. Devlet neden bana şimdi bunu yapıyor anlamıyorum” dedi. İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuklu sanık Alparslan Arslan ile çok sayıda tutuksuz sanık ve avukatları katıldı. Tutuklu sanıklar Erkan Timuroğlu ve Bedirhan Şinal Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya bağlandılar.
AVUKATLARINI AZLETTİ
Cumhuriyet'ten Seyhan Avşar'ın haberine göre, mütalaaya ilişkin savunma yapan gazetemize el bombası atılması ve Danıştay saldırısı faili sanık Alparslan Arslan, herhangi bir suç işlemediğini öne sürerek, hasta olduğunu aylar evvel titremeye başladığını ve yürüyemediğini söyledi. Arslan, “Tüm vekillerimi azlediyorum. Baronun verdiği avukatı da istemiyorum” dedi.
Söz alan tutuksuz sanıklardan eski polis Aydın Yüksel ise hakkında “Ruhsatsız silah taşımak” suçlamasıyla ceza istenmesine tepki gösterdi. Yüksel, “Evimde bulunan silah enişteme aittir. Enişteme bu suçtan ceza verilmiştir. Aynı suçtan bana ceza verilemez. Bana kıytırıktan ceza istemeyin. Adam gibi isteyin. İnsanın haysiyetiyle oynayan cezalar isteyemezsiniz” diye konuştu.
"YAPAN, YAPTIRAN BELLİ"
Gazetemize el bombası atılması ve Danıştay saldırısı nedeniyle yargılanan bir diğer sanık Erhan Timuroğlu ise savunmasında, “Şimdiki değil önceki Cumhuriyet gazetesiyle görüşüm yakındır. Cumhuriyet gazetesi ile bir sorunum yoktur. Danıştay olayını cezaevinde duydum” dedi. “O dönem bir cehalet dönemiydi” diyen Timuroğlu, “Bombalayan ve bombalatan ben değildim. Yapan belli, yaptıran belli. Ergenekon sanıklarının bu işlerle alakaları olduğunu düşünmüyorum” diye konuştu.
FETÖ’cü savcıların, “Osman’ım” diye hitap ettiği Ergenekon kumpasının gizli tanığı Danıştay saldırısının faillerinden Osman Yıldırım ise savunmasında devlete 11 yıl çalıştığını belirterek “Ben savcılarla anlaştım. ‘Kemalist devletle hesaplaşılacak’ denildi. Ben gereğini yaptım. Devlet neden bana şimdi bunu yapıyor anlamıyorum. Kaçacak olsam Fransa’dan gelmezdim” dedi..
"BU DAVANIN ÖZÜ ZEKERİYA ÖZ"
Ümraniye’de 27 el bombası bulunduğu iddia edilen gecekondunun sahibi sanık Mehmet Demirtaş ise savunmasında, “Birçok sanığa yapıldığı gibi bana da teklifler yapıldı. Kabul etmediğim için 7 yıl cezaevinde yattım. Bu davanın özü Zekeriya Öz’dür ve o da kaçmıştır. El bombalarını kimse görmemiştir. Kimseye gösterilmeden imha edilmiştir. Tutuklandığımda kızım 12 yaşındaydı şimdi burada avukat. Artık bitirin bu davayı” dedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Alparslan Arslan’ın tutukluluk halinin devamına hükmetti. Mütalaaya karşı beyanı alınamayan ve süre isteyen 3 sanığa son kez süre veren heyet, bir sonraki duruşmada sanıklara son sözlerinin sorulacağını ve davanın hükme bağlanacağını bildirdi. Heyet, duruşmayı 16 Mayıs 2019’a erteledi.
"VARLIĞI İSPAT EDİLMELİ"
Davanın 30 Kasım tarihli celsesinde duruşma savcısı esas hakkındaki mütalaasını bildirmişti. Mütalaada, “Ergenekon Silahlı Terör Örgütü’nün varlığının kesin ve inandırıcı deliller ile kanıtlanamadığı, bu nedenle de varlığı kanıtlanamayan örgütün liderliği, üyeliği ve örgüt adına suç işlenmesinin de söz konusu edilemeyeceği anlaşılmıştır” denilmişti.
Mütalaada, aralarında Cumhuriyet gazetesine el bombası atılması ve Danıştay saldırısı sanıklarının da bulunduğu toplam 32 sanık hakkında ceza talep edilmişti. Ceza talep edilen Danıştay saldırısı sanıklarından Alparslan Arslan, Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 4 sanık hakkında ise “anayasayı ihlal” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis istenmişti. 199 sanığın ise tüm suçlardan beraatına veya açılan davaların zamanaşımı ve ölüm nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi, diğer 4 sanık hakkında da bazı suçlardan düşme ve beraat talep edilmişti.