OSLO DA BENİM TALİMATIM İMRALI DA! BAŞBAKAN ERDOĞAN'DAN SERT ÇIKIŞ!
Hürriyet'ten Vahap Munyar, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Kosova'dan Ankara'ya dönerken uçakta yaptığı açıklamaları kaleme aldı.
İşte Erdoğan’ın açıklamaları...
“Şu anda Kandil’le İmralı arasında bir ‘uyuşmazlık’ olduğu ortada.
Silahlı militanların sınırlarımızın dışına çıkması konusunda ben
önce, ‘Yüzde 15’i gitti’ dedim. Sonra oranı ‘Yüzde 20’ olarak
duyurdum. BDP’nin başkanı da yüzde 20’yi kabul etti. Çok şükür
Milli İstihbarat Teşkilatımız (MİT) çok güçlü. Olanı biteni gayet
iyi izliyor, tespit ediyor. 15 Ekim’le ilgili bazı açıklamalar
yaptılar. Ne olacaktı o tarihte? Ne oldu? Biz ‘çözüm süreci’ni
devam ettirmekte kararlıyız. Süreci ihlal edenler, bedelini
öderler. İhlal eden hiçbir zaman biz olmayacağız.
Güvenlik güçleri asla yerini terketmez. Ülkemizin her noktasında
kesintisiz huzur ve güven ortamı tam anlamıyla sağlansa da güvenlik
güçleri yerinde kalır. Milyonda bir olumsuz ihtimali düşünerek
görev yerinde bulunması gerekir.
Bizden önceki dönemde MİT’i kimlerin idare ettiği biliniyor.
Neredeyse önüne gelen herkesin MİT üzerinde etkisi vardı. Sermaye,
medya MİT’i etkileyebiliyordu. Şimdi, “İstihbarat için herkesle
görüşülür, medya da buna dahildir” diyecekler. Evet, görüşebilir
ama sonrası önemli. Görüşülenler MİT’i etkiliyorsa, kendi çıkarına
göre yönlendiriyorsa o zaman soru işaretleri gündeme gelir. MİT,
görüştüğü her kesimden aldığı bilgileri vatan ve millet yararına
kullanırsa o zaman sorun yoktur.
Kolay olan işleri herkes yapar. İstihbarat örgütüne düşen zor olanı
yapmaktır. Benim talimatımla başlatılan ‘Oslo süreci’nden beri MİT
Müsteşarı Hakan Fidan’ı hedefe koydular. MİT Müsteşarı ve ekibi
şimdi de İmralı sürecinde benim talimatımla rol alıyor. Ülkemizin
refahı, huzuru için risk alarak görevlerini yürütüyorlar. Burada
bir sorumluluk söz konusu ise o da benim. Çünkü, talimatı veren
benim.”
“Partimizin grup toplantısındaki konuşmamda, “Yol için gerekirse
cami de yıkarız. O camiyi başka yerde daha güzel bir eser olarak
yeniden yaparız” dedim. Bu sözümün içine tarihi eser niteliği
taşıyanların girmediği aşikardır. Zaten benim cami yıkacağıma kimse
inanmaz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığım döneminde
Küçükköy’de yol yapımı söz konusuydu. O yol için hiçbir şekilde
mimari özelliği olmayan, biraz da özensiz yapılmış bir camiyi
yıktık. Sonra o caminin yerine başka bir noktaya daha güzel bir
eser yaptık.”
“Bazıları benim için, “Kafasına eseni yapıyor, kimseye sormuyor”
diyor. İstişare etmek benim değişmez prensibimdir. Demokratikleşme
paketinin hazırlanması sürecinde de aynı yolu izledik. Bu konuda
benim başkanlığımda gerçekleşen istişare toplantısı sayısı 5’tir.
Bir konuda adım atarken hükümette, bürokratlarla, parti içinde,
gerektiğinde de partimizle ilgisi olmayan, konunun uzmanı kişilerle
istişarelerde bulunuruz.”