13 Eki 2006 04:55 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 12:46

ORHAN PAMUK'A SEVİNMEYEN TEK KİŞİ!!... ORAY EĞİN AÇIKLIYOR!!!...

Dün öğlen yemeğinde Orhan Pamuk'un Nobel aldığını öğreninince hepimiz çığlık attık, biraz daha rahat bir yer olsaydı tezahürat da yapacaktık.

Takımımız Dünya Kupası'nı kazanmış gibi bir sevinçti Orhan Pamuk'un Nobel'i. Çok sevinmemizin, çok heyecanlanmamızın hemen akabindeyse içimi endişe sardı.

Birincisi, Fransa'nın kabul ettiği soykırım yasasına denk gelmesinden dolayı Pamuk'un Nobel'i hakkında spekülasyonlar başlayacaktı; burası kesin. Orhan Pamuk'un bir yazar olarak büyük şanssızlığı da bu tarihin bu garip cilvesi oldu. Komplo teorilerine açık bir denk düşüm.

EN BÜYÜK TÜRK ROMANCI

Bir de, şimdi Türkiye'deki küçük dünyamızda hemen bu ödülün ardında yatan siyasi gerçekler üzerine spekülasyonlar yapılacaktı, diye düşündüm. Nitekim, gecikmeden yine telefonum çaldı ve bir televizyon kanalı ödülü yorumlamam için apar topar beni canlı yayına bağladı.

Orhan Pamuk'un büyük yazar, en büyük Türk romancısı olduğu için bu ödülü hak ettiğini söyledim. Türkiye'nin dünyada en çok tanınan ismi o, dahası onun romanları siyasi tartışmalarla dünya gündemine gelmeden önce de Amerika'da, İngiltere'de çok satıyor, 40'a yakın ülkede çevriliyordu. Bir yazarın siyasi duruşu ne olursa olsun, Nobel bir edebiyat ödülüydü ve iyi bir siyasi duruş kötü yazarlığın yanında beş para etmezdi. Orhan Pamuk hem sağlam bir siyasi duruşa sahip, hem de aynı zamanda iyi bir yazar.

Bunları anlatmama rağmen, bana ısrarla sorulan sorular Pamuk'un siyasi kimliği üzerineydi. Beni Nobel gibi edebiyatın en büyük mertebesine siyasetle ulaşılacağına ikna etmek ister gibi. Orhan Pamuk aynı siyasi duruşu sergilese, ama o kadar da iyi yazar olmasa bu ödülü alamazdı. O yüzden ödülün altında buzağı aramak da yersiz.

Ödülün bir iyi tarafı da belki Türkiye'deki kısır edebiyat dünyasına bir had bildirimi darbesi olarak da inebilme ihtimali. Artık Orhan Pamuk'un yazarlığı üzerine ahkam kesmenin bizim işimiz olmadığını düşünüyorum. Türkiye'deki lüzumsuz ve yeteneksiz eleştirmenlerin onun cümlelerinin uzunluğundan, kitaplarının anlaşılmamasından dem vurma dönemleri sona erdi. Bunu bilseler iyi olur. Orhan Pamuk'un yazarlığı tartışılacaksa da bu artık dünyanın işi. Çiçek Pasajı alkoliklerinin veya Radikal Kitap entellerinin değil.

PAMUK'A ALÇAK DEMİŞTİ

Nobel'in bir de Yaşar Kemal cephesi var şüphesiz. Acaba Yaşar Kemal, Orhan Pamuk'un Nobel almasına sevinmeyen tek Türk olabilir mi? Pamuk'un bu başarısı, aynı zamanda Yaşar Kemal'in artık yaşadığı süre boyunca ödül alamayacağının da tescili oldu. Yaşar Kemal sanki bu gerçeği daha önceden de fark etmiş, Orhan Pamuk'a alçak bile demişti.

Dün, hasetinden çatlayanların bile ağzının kapandığını, hepimizin coşkuyla Orhan Pamuk'a sevindiğimiz sıralarda merak ettim, Yaşar Kemal ne yaptı, gününü nasıl geçirdi acaba...

Terbiyesiz bir yer

DÜN Vogue'daydık. Nobel'i öğrenir öğrenmez, haber kanallarından birini açmalarını rica ettik ki gelişmeleri takip edelim. Uzun tereddütler ve itirazlardan sonra bir dakikalığına CNN Türk'ü açtı Vogue'dakiler. Sonra da hızla kapattılar ve CNBC-e'ye döndüler. Çünkü müşterileri öyle istiyormuş, burada genel kuralmış öğlenleri borsa bandının geçmesi. Halbuki iki televizyonun görüş alanında sadece biz vardık, mekan neredeyse ölüm kokuyordu, boş sayılırdı ve olanlar da televizyonla ilgilenmiyordu.

BEŞİKTAŞ OLSAYDI...

Vogue'un sahiplerinden biri Beşiktaş yönetimindeydi eskiden. Eminim, Orhan Pamuk'un Nobel almasına eşdeğer bir Beşiktaş başarısı olsaydı o kıvırcık saçlı çocuk tereddüt etmeden onu açardı televizyonda. O