Orhan Miroğlu'dan 'PKK terör örgütü değildir' sözüne açıklama
MHP Milletvekili adayı Mehmet Aslan’ın, AK Partili vekil Orhan Miroğlu’na yönelik canlı yayındaki ‘suç duyurusu’na Miroğlu’ndan yanıt geldi.
Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’nin ‘PKK terör örgütü değildir’ sözlerinin ardından hakkında başlatılan soruşturma çerçevesinde gözaltına alınması yeni bir tartışmayı gündeme getirdi.
Konuyla ilgili olarak MHP milletvekili adayı Mehmet Aslan, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında, Orhan Miroğlu’nun da benzer sözleri sarfettiğini belirterek bir ses kaydını dinletti.
MHP milletvekili adayı Mehmet Aslan’ın dinlettiği ses kaydında Ülke TV'de bir programa katılan Miroğlu, ‘"PKK terör örgütü değil, kendi topraklarında belli bir siyasi programı hayata geçirmeye çalışan bir politik harekettir"’ diyordu. AK Parti milletvekili Orhan Miroğlu’ndan o program hakkında açıklama geldi.
"PROGRAMDA IŞİD'İ TARTIŞIYORDUK"
Konu hakkında açıklamalarda bulunan Miroğlu Ülke TV’deki açıklamalarının bağlamından koparıldığını belirterek ‘O program IŞİD’i tartışan bir programdı’ dedi.
Orhan Miroğlu Al Jazeera Turk'e şu açıklamalarda bulundu:
Ülke TV’deki açıklamalarım bağlamından koparılarak kullanılıyor. O program IŞİD’i tartışan bir programdı. Özetle söylediğim şudur: IŞİD ve PKK’yle mücadele, basit bir terör ve terörizmle mücadele meselesi olmaktan uzaktır. IŞİD ve PKK’yle mücadele, ‘terörizmle mücadeleye indirgenemez, çünkü evet her iki hareketin de şiddet ve terör yoluyla, devletlere karşı savaşı göze alarak hayata geçirmek istedikleri siyasi programları vardır. Bunu söylemek her iki örgütün uyguladığı terörü ve şiddeti hiçbir şekilde meşru göstermez. Terör ve şiddetin hedefinde olan devletler, artık bu mücadeleyi, siyasi, sosyal ve hatta kültürel alanlarda kazanabilecek bir mücadele de veriyorlar. Ama bu alanları göz ardı etmemiz istendiğinde durup hep beraber düşünmeliyiz. Bir örgütün bu İŞID olur PKK olur, uyguladığı şiddet ve terörü, sürdürebilmesini mümkün kılan siyasi sebepler, tarihi sebepler nedir diye sormayacak mıyız?
“PKK BİR KİMLİĞİN YOK SAYILMASI ÜZERİNE İNŞA EDİLDİ”
PKK’de IŞİD’ de bu anlamda bütün bu sebepler toplamının sonucudur. IŞİD, sadece terör uygulayan bir örgüt değil, ‘devletleşmiş yapısıyla’, devlet gibi kurumsallaşmak isteyen, belli oranda Sünni aşiretlerin ve halkın desteğini alabilen bir örgüttür. PKK’ye bakalım. PKK, etno-kültürel taleplerin inkârı ve bir kimliğin yok sayılması üzerine inşa edildi. Bu kimlik talepleri AK Parti iktidarına gelinceye kadar karşılanmadı, 70’li 80’li yıllarda karşılansa ve tanınsaydı, PKK bugün muhtemelen olmayacaktı. Bunu ben değil, PKK’ye karşı savaşan Türk ordusunun komutanları söylüyor.
“PKK YÜZE YAKIN BELEDİYE YÖNETEN BİR ÖRGÜT”
PKK’yi dağlarda ve şehirlerde terör uygulayan bir örgütten ibaret görmek, yetmez, PKK, siyasi kolu olan bir parti aracılığıyla 6 milyon alan, yüze yakın belediyeyi yöneten bir örgüt.
Bu gerçekleri konuşamazsak, şiddete ve teröre karşı doğru bir mücadele yapılamaz.
“SAVCILARA BENİM DE ÇAĞRIM BUDUR…”
MHP’li aday PKK’ye karşı mücadele etmek istiyorsa, Kürtler’i inkar’dan vazgeçsin. Kürt kimliğine saygı göstersin.
Savcılara benim de çağrım budur: Kabul etsinler bu suç duyurusunu ve MHP’yle temsil edilen ama Türkiye’ye faydası olmayan milliyetçiliğin PKK terörü ve şiddetini nasıl beslediğini tarihi duruşmalar yaparak konuşalım.
“ONUN VE PARTİSİNİN SAVUNDUĞU MİLLİYETÇİLİK OLMASAYDI PKK’DE OLMAYACAKTI”
Orhan Miroğlu, PKK terörü ve şiddetine karşı çıktığı, her iki halkın birliğini savunduğu için, bedel ödeyen bir insan. Son beş yılda ortaya koyduğu tavır nedeniyle korumayla gezebilen bir insan. Fikirlerinin bedelini ödemesini korkusuzca ödeyebilen bir insan. ‘Silahları Gömmek’ gibi bir kitaba imza atmış bir insan.
Mehmet Aslan’a şunu söylemek isterim, onun ve partisinin savunduğu milliyetçilik olmasaydı, PKK’de olmayacaktı..O da partisi de Türkiye’de siyaset yapmayı PKK’ye borçludur. Bunun adı ‘terör siyaseti’ yani şehitlerin kanı üzerinden siyaset yapmaktır.
“İDDİA EDİYORUM, DOĞAN GRUBUNUN SINIRSIZ TOLERANSI OLMASA...”
Bahçeli ve adamları, PKK’nin şiddetine ve terörüne karşı mücadele eden insanları hedefe koyuyor ve itibarsızlaştırmaya çalışıyorlar. Bunu yaparken Doğan medyasını kullanıyorlar. İddia ediyorum, Doğan grubunun PKK şiddetine ve terörüne tanıdığı sınırsız tolerans olmasa, MHP’nin PKK’yle mücadeleyi terör ve terörizmle mücadeleye indirgeyen tutumu olmasaydı, PKK ikide bir ‘devrimci halk savaşı’ diyerek ortalığı ateşe veremezdi.
MHP’nin ve Doğan grubunun bu haliyle olmadığı bir Türkiye PKK’ye dar gelir! MHP ve Doğan grubunun derdi PKK şiddeti ve terörüne karşı çıkmak değil, tam tersi bu şiddet ve teröre karşı açık tutum alan gerçek siyasi aktörleri ,itibarsızlaştırmaktır.
Çünkü PKK terör ve şiddetine bugün en fazla ihtiyacı olan MHP ve Doğan gurubudur. Varlıklarını maalesef PKK’ye endekslemiş durumdalar. Mehmet Aslan, PKK olmasa, baba mesleği gazinoculuğu sürdürmekten başka bir iş yapmayacaktı!
PKK şiddeti ve terörü sayesinde milletvekili olmaya hazırlanıyor! Bu da Türkiye’nin kadersizliği olsa gerek!
“TAHİR ELÇİ’NİN GÖZALTINA ALINMASININ HUKUKLA BAĞDAŞIR YANI YOK”
Tahir Elçi konusuna gelince. Gözaltına alınmasının hukukla bağdaşır yanı yoktur. Elçi, benim değer verdiğim bir dostum ve aynı zamanda Musa Anter dosyasında avukatlığımı yapan bir hukukçudur. Silahı ve şiddete karşı olduğunu biliyorum. PKK’yle ilgili söyledikleri nedeniyle uğradığı haksızlık kabul edilemez. Tahir Elçi’yle PKK söz konusu olduğunda aynı şeyleri düşünmüyor olabiliriz. Bu demokrasinin gereğidir. Ama ben Tahir Elçi dahil, Kürt aydınlarının ekseriyetinin, PKK’nin uyguladığı şiddet ve terör eylemlerini destekledikleri kanaatinde değilim. Desteklemek başka şeydir, bir örgüt hakkında fikir beyan etmek, bu fikir toplumun belli bir kesiminde hoşa gitmese dahi, başka bir şeydir.