Orhan Gencebay'ın sözleri ortalığı karıştıracak! Arif Sağ hapse girebilir!
Arif Sağ ile yaşadıkları MESAM polemiği hakkında konuşan Orhan Gencebay, "Bu genel kurulu kimse kazanmamıştır. Burada sahtecilik vardır" ifadelerini kullandı.
Kavganın dinmediği süreç üç ay önce Orhan Gencebay’ın suçlamalarla
dolu mektup bırakıp başkanlıktan istifasıyla başladı. Yönetime Arif
Sağ ve ekibi geldi. Ardından MESAM yönetimine bakanlık tarafından
kayyum atandı. Sağ ve ekibinin kayyum tarafından üyelikten
çıkarılmasından bir gün sonra genel kurul yapıldı.
Polis ekiplerinin çağrıldığı toplantıya alınmayan Sağ ve
arkadaşları lobide bekledi. Divan başkanlığının üyeliğe tekrar
döndürdüğü Sağ’ın ekibi yeniden yönetime seçildi. Arkadaşlarıyla
zafer pozu veren Sağ, “Başkan olursam bir süre yapıp bırakacağım.
Arkadaşlarımla onur mücadelesi verdim” dedi.
Arif Sağ’ın bu zaferinin ardından Orhan Gencebay, Hürriyet’ten
Cengiz Semercioğlu'na konuştu. Gencebay’ın “Bu genel kurulu kimse
kazanmamıştır. Burada sahtecilik vardır. Belki hapislik bir durum
bile olabilir, bilemiyorum” sözleri dikkat çekti.
İşte o röportajdan dikkat çeken bölümler…
- Dağıtılan teliflerin aslan payını da belli başlı sanatçılar
alıyor değil mi?
Sanatçıların çoğu sefalet içinde ölüyor. Geçen yıl Attila
Özdemiroğlu gibi en üst düzeyde bir sanatçı dahi çok zor durumda
vefat etti. Herkes gördüğü 30-40 sanatçıya bakıp “Bunların durumu
iyi” diyor. Ama binlerce, on binlerce var görmediğiniz. Türk sanatı
ölüyor.
- Diğer taraftan dijital payı yükseliyor ama
müzikte...
Yükselse ne olur ki? Ben rakamı söylüyorum; yıllık 25 milyon euro.
O parayı oradan al, buraya koy, ne değişir? Her emeğin karşılığı
vardır, burada alınmıyor ki. Biz sadece kendi telifimizin peşinde
değiliz. Yabancı müziğin de telifi var. Yüzde 35 civarında payı.
180 ülkeyle anlaşmalıyız. Onlar bize “Hırsız Türk” diyor, yabancı
müziklerinin teliflerini toplayıp veremediğimiz için...
- Sizin Arif Sağ yönetimine eleştiriniz, telif
toplayamadığı için değildi ki. Usulsüzlük, görevi kötüye kullanma
gibi eleştirileriniz vardı...
Arif Sağ orayı 8-10 yıldır yönetiyor. Hiçbir katkısı olmadı. Orada
farklı bir ortam vardı. “Ben burada duramam” dedim, dilekçemi
yazdım, ayrıldım. Onlar açıkladı kamuoyuna dilekçemi. Sonra sanki
ben açıklamışım gibi yaptılar. Bence kesinlikle telifin peşinde
falan değiller. Telif önemli değil onlar için.
- Neyin peşinde Arif Sağ ve ekibi?
Ben söylemek istemiyorum. Sana sorayım, neyin peşindeler?
- Paranın mı?
Bak ben söylemedim, sen söyledin. Senin programda genel kuruldan
görüntülerini izledim, yardım alarak yürüyor artık. Ona da
üzülüyorum, sağlığını kaybetmesini istemem. Hayret ediyorum,
şaşırıyorum...
- Yolsuzluk var mı?
Ben böyle bir şeyi direkt olarak söylemeyeyim. Müfettiş
raporlarında son derece önemli tespitler var. Bakanlık bu raporlara
göre karar verip oraya geçici bir yönetim kurulu atadı zaten. Ve
etraftan giden 300-400 tane mektup üzerine bu adımı attı bakanlık.
Bakanlık da durup dururken adım atmadı, raporlara göre yapması
gerekeni yaptı.
- Genel kuruldan 1 gün önce Arif Sağ ve 45 arkadaşının
MESAM’dan ihraç edilmesi doğru mu sizce?
3 aydır bakanlığın atadığı arkadaşlarımız yönetti orayı. Bana göre
onlar görevlerini gereği gibi yaptılar. Usulüne göre olmuştur.
- Seçim öncesi bu kararın alınmasını demokratik buluyor
musunuz?
Seçim öncesi derken, müfettiş raporları geldi. Müfettiş
raporlarında Arif’lerin yaptıkları olduğu gibi meydanda. Bunların
hepsi birer ihraç suçu.
- Siz doğru buluyor musunuz ihraç
edilmelerini?
Arif’lerin yaptıkları ihraçlara baktığım zaman, sanıyorum onlar 116
kişiyi ihraç ettiler. Herkesi ihraç etmişler. Ne hakla?
- “Onlar ihraç etti, kendileri de edildi, iyi oldu” mu
diyorsunuz?
Katiyen, öyle bir şey yok. Bunlar müfettiş raporlarına göre ihraç
edildiler. Üç ayrı müfettiş raporu var: Evrakta sahtecilik, görevi
kötüye kullanma, suistimal, usulsüzlük ne ararsan yazıyor.
- İhraç edilmeyi hak ettiler mi yani?
İhraç edilme kıvamına gelmişler ki edilmişler. Müfettişlerin
verdiği bir karar bu.
- Genel kurulda Divan Heyeti oylamasıyla ihraçları
kaldırıldı, o oylama da Arif Sağ ve arkadaşlarının salona
girmesinin yolunu açtı...
Bu suçtur. Bu ihraçlar ancak Türkiye Cumhuriyeti mahkemelerinin
vereceği kararla kaldırılabilir. Böyle bir şey olamaz.
- Bakanlık tarafından atanan geçici yönetim, genel kuruldan
sonra yaptığı açıklamada salona CHP milletvekilinin gelmesini de
eleştirdi.
Haksızlar mı? CHP’nin ne işi var burada? Burası siyasi bir alan mı?
“Allah kahretsin” diyor insan. Nefret edilecek bir şey.
- Salonu terk eden 450’ye yakın kişi küfür ve hakarete
uğradıklarını, tehdit edildiklerini söylüyor...
Böyle bir rezalet olmaz. “Ben bir daha MESAM’ın adını anmam” diyen
o kadar çok arkadaşım var ki. MESAM’dan MSG’ye geçen çok sanatçı
olacaktır. Divan Kurulu’nda Sümer Ezgü de var, hayret ettim. Buraya
gelenlerin 850’sinin asil üye kriterlerine uymadığı söyleniyor.
Olacak şey değil. Korkunç bir hak cinayeti var ortada...
- MESAM Genel Kurulu’na mı, Divan Heyeti’ne mi, sahte
oylara mı? Tepkiniz en çok neye?
Hepsine. Bir sanatçı olarak hukukun ve adaletin yerine gelmediğini
anlatmaya çalışıyorum. Böyle bir rezalet olmaz. Eşi benzeri
görülmemiş bir uygulama var ortada. Bunu onaylayamayız.
Önce bunun hesabını versinler. 2 bin 400 seçme ve seçilme hakkına
sahip kişi var.
Genel kurula gelen, 840 kişi. Ama bunların kaçı seçme ve seçilme
hakkına sahip? Aralarında oy kullanmaması gerekenler de var. Ne
demek oy kullanacaklar?
- Genel kuruldan sonra “Arif Sağ’ın dönüşü”, “Arif Sağ
kazandı” başlıkları atıldı...
Yok öyle bir şey. Bu genel kurulu kimse kazanmamıştır. Burada
sahtecilik vardır. Belki hapislik bir durum bile olabilir,
bilemiyorum. Bu kadar ciddi durum. Ülkemiz böyle saçmalıklarla
muhatap olamaz. Bu bir hak cinayeti. Korkunç bir şey. Bu genel
kurul kesinlikle iptal olacaktır. Yargı ya da idari yolla iptal
olacağını bile bile yaptıkları genel kurul ve aldıkları tüm
kararlar geçersizdir. Kendileri de bunu biliyor. Haklarında onlarca
şaibe bulunan şahıslar, Divan Heyeti’ne suç işletmişlerdir.