22 Oca 2013 10:39 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 14:39

ÖRGÜTÜ ORTAYA ÇIKARAN GAZETECİNİN BANYOSUNA GİZLİ KAMERA!

Gizli örgüt hakkındaki haberleri nedeniyle banyosuna bile kamera yerleştirildiğini belirten gazeteciden çarpıcı açıklamalar..

İspanya’nın Ergenekon’u GAL’i ortaya çıkaran gazeteci Melchor Miralles, devlet içindeki gizli örgüt hakkındaki haberleri nedeniyle banyosuna bile kamera ve dinleme cihazı yerleştirildiğini söyledi.

İspanya’da ETA’ya karşı mücadele amacıyla devlet içinde yasadışı olarak kurulan GAL isimli örgüt aleyhine haberler yaptığı için başına gelenleri Cihan Medya Dergisi’ne anlatan gazeteci Melchor Miralles, 14 yıl boyunca polis korumasıyla gezdiğini ve banyosuna bile kamera ve mikrofon yerleştirildiğini söyledi.

Yayın yönetmenini kovdurdular

İspanya’nın Ergenekon’u olarak bilinen GAL (Antiterörist Özgürlük Grupları / Grupos Antiterroristas de Liberacion) örgütünün izini sürerken siyaset ve güvenlik bürokrasisinin engellemelerine maruz kaldığını söyleyen Miralles, devlet içindeki bu gizli örgüt aleyhine haberler yaptığı için başına gelenleri şöyle anlattı: “Evimin içi, banyoya kadar mikrofon ve kamera doluydu. 14 yıl polis korumasıyla gezdim. Diario 16’nın sahibine baskı yaparak Genel Yayın Yönetmeni Pedro J. Ramirez’i bu mesele yüzünden kovdurmayı başardılar. Sosyal ve politik açıdan desteğimiz yoktu.”

Medya sınıfta kaldı

“Birleşik Sol ve Bask Milliyetçi Partisi’ni bir kenarda tutarsak Halk Partisi (PP) dâhil İspanya Parlamentosu’nda hiç kimse bu örgüte dair bir şey bilmek istemiyordu” diyen Miralles, Diario 16 ’da yaptıkları işi hoş karşılamayan meslektaşlarının da hışmına uğradıklarını kaydetti. Miralles, İspanya basınının GAL konusunda sınıfta kaldığını sadece Diario 16 ve Interviu dergileriyle El Mundo gazetesinin konunun üzerine gittiğini dile getirdi. Miralles, “Ne zaman, GAL’in suikastlar dışında para çaldığını da gösterdik, her şey değişti. Suça karşı mücadele için ayrılan örtülü ödenek paralarını kendi ceplerine indirdiler” dedi.

Başbakan politik açıdan sorumlu

“Daha önce Fransa, İsrail, İtalya, ABD ve Türkiye gibi birçok ülkede kirli savaş yürütüldü ancak hiçbirinde İçişleri Bakanı ve ekibi mahkeme tarafından mahkûm edilmemiştir” diyen Miralles, “Farklı davalarda İçişleri Bakanı, devlet sekreteri, şehir valisi, polisin üst düzey şefleri terörizm suçundan hüküm giydiler. Başbakan hiçbir zaman sorumluluğu kabul etmedi. Ancak hükümetin başındaki birinin bilgisi ve rızası olmadan onların böyle bir şey yapması mümkün değil. Başbakan politik açıdan sorumludur” açıklamalarında bulundu.

Yalnız yürütülen bir çalışmaydı

Miralles, o dönemde yaşananlara ilişkin sözlerini şöyle sürdürdü: “Ben bu tür eylemleri ortaya çıkaran az sayıdaki gazetecilerden biri olmaktan gurur duyuyorum. Çok karışık ve zor bir işti. Başımızda Felipe Gonzalez hükümeti vardı. Çok tehdit aldım. Fakat bizim gidip El Mundo gibi bir gazete kuracağımızı hesaba katamadılar. Dediğim gibi hükümetin baskısı ve hiçbir şey bilmek istemeyen diğer medya kuruluşlarının ilgisizliği karşısında yalnız olarak yürütülen bir çalışma oldu.”

“Dava açıp, kazandım”

İspanyol Gizli Servisi’ne (eski adıyla CESID) karşı dava açan kişi olmaktan ve davayı kazanmalarından dolayı gurur duyduğunu söyleyen Miralles, “Benden sonra da birçok kişi dava açtı. Böylece CESID’in en tepesindeki isim General Emilio Alonso Manglano yasadışı dinlemelerden ötürü mahkûm edildi ve ordudan atıldı. Zor ama işimiz açısından çok tatmin edici dönemlerdi” diye konuştu.