Oray Eğin, Nazlı Ilıcak ve Şahin Alpay'ı yazdı: Tutuklu gazeteciler ne olacak?
Habertürk yazarı Oray Eğin, gazetecilerin tutuklanmasının Türkiye'nin değil FETÖ'nün işine geleceğini savundu.
Habertürk yazarı Oray Eğin, Şahin Alpay ve Nazlı Ilıcak'ı önce
yerden yere vurdu sonra tutuklu kalmalarına itiraz etti.
Oray Eğin, Şahin Alpay ve Nazlı Ilıcak ile diğer gazetecilerin
tutuklu kalmalarının Türkiye'nin aleyhine FETÖ'nün ise lehine
olduğunu savunarak "Buradan mağduriyet çıkarmak FETÖ'nün işine
yarar" dedi.
İşte Oray Eğin'in bugünkü yazısından "Tutuklu gazeteciler
ne olacak?" başlıklı o bölüm
ŞAHİN Alpay’ı her düşündüğümde aklıma Milliyet asansöründe onu ilk
gördüğüm an geliyor. Gazeteciliğimin ilk zamanlarında bir keresinde
Şahin Alpay ve çantacısının olduğu asansöre bindim. Aralarında
konuşurken refleks olarak anında sustular, “Sonra konuşuruz” bakışı
attılar, ama Alpay kendisini tutamadı.
Ne yaptı dersiniz? Son cümlesini İngilizce söyledi ki asansördeki
yabancı anlamasın...
Şahin Alpay o yıllarda “Entelektüel Bakış” diye bir sayfa
hazırlıyordu. Benim için o kısa asansör yolculuğu Türk
entelektüelinin sefaletinin, zavallılığının örneği oldu. Nasıl bir
körlük ve kendini bilmezliktir İngilizce gibi çok yaygın bir dilin
gazetede çalışan bir genç tarafından konuşulmadığını ona
düşündüren?
Ama Şahin Alpay bu işte. Sığlığı, şaşkınlığı ve kendini
bilmezliğiyle. Böyle birinden FETÖ kumpasçısı olur mu?
Nazlı Ilıcak’la ilgili daha karmaşık duygular içindeyim. Yıllar
içinde benim onda sempatik bulduğum hiçbir özelliğin kamuoyuna
yansımadığını gördüm. Siyasi görüşlerinin kendi mahallesine bile
ters düşmesi sanırım ondan kolaylıkla nefret edilmesini
sağladı.
Bence iyi bir insan. Ama iyi insan olduğu kadar da kötü bir
gazeteci. Bir insan basında efsane olacak kadar uzun süre var olup
da hep yanılır, her analizi mi yanlış çıkar? Her zaman olduğu gibi
FETÖ konusunda doğru analiz yapamadı.
Bunun cezası üç kez ağırlaştırılmış müebbet olabilir mi?
SUÇSUZ DEĞİLLER
Aralarında Nazlı Ilıcak, Şahin Alpay, Mehmet-Ahmet Altan gibi
gazetecilerin olduğu 10 kişinin bu hafta kaderi belirlenecek.
Mahkemenin hafta sonuna kadar karar vermesi bekleniyor. Aslında
dava 17 kişiydi ama asıl FETÖ’cüler, yani örgütün organik suç
elemanları çoktan kaçtı.
Nazlı Ilıcak hakkında tutuklanacağına dair haber çıktığında bile
buna inanmıyordu. Çünkü sadece yazdığı yazılardan dolayı bunun
olabilme ihtimalini çok uzak buluyordu. Gidip darbe planladığı, suç
örgütüyle sahte delil ürettiği, kumpas kurduğu, aktif örgüt elemanı
olarak çalıştığına dair herhangi bir kanıt yok. Dahası, bizzat
kumpasların merkezinde yer alan gazeteci görünümlü FETÖ’cüler
ABD’ye ellerini kollarını sallayarak kaçmışken Ilıcak’ın, dünyadan
bihaber Alpay’ın hapis yapması ciddi bir adaletsizlik.
Peki bu isimlerin hiç mi suçu yok? Olmaz mı... Suçları Türkiye’deki
entelektüel tartışma ortamını kirletmek, 40 yıl boyunca bütün
ülkeyi yanıltmak. Ama bu yasalar önünde bir suç değil. En büyük
cezayı zaten Türkiye’deki entelektüel tartışmalardan tamamen
dışlanarak, fikirlerinin hiçbir kıymetinin kalmadığını görerek
çekecekler.
FETÖ’YE FAYDASI VAR
Tutuklu gazetecilerin birçoğunu sevmenin, onlara sempati duymanın
ne kadar zor olduğunu biliyorum. O kadar ki “Ahmet ve Nedim’in
arkadaşları” bile yok yanlarında. Ama yargıdan hepimizin beklediği
bizim insan olarak hislerimize yenildiğimiz yerde aklın ve mantığın
öncülüğünü yapması. Hadi bütün seçenekler tükendi, pragmatik olmak
en iyisi. Bu isimleri hapiste tutmanın FETÖ’yle mücadeleye bir
faydası olmadığı gibi zararı var.
Yargı bu kararı verirken uzun ve kısa vadedeki etkilerini de hesap
etmeli. Şaşkın bir Şahin Alpay’ı hapsedip bütün dünyaya “Gazeteci
tutuklayan ülke” algısı vermeye değer mi? Yeni bir mağduriyet
yaratıp yurtdışında kaçak yaşayan ve gerçekten suçlu olan FETÖ’cü
ajan-gazetecilerin, polis eskilerinin eline bir “mağduriyet” kartı
geçip kahramanlaşsınlar mı?