Oray Eğin kavganın fitilini ateşledi! “Fehmi Koru’yu ben öldürdüm”
Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin, bugünkü yazısında “Üzgünüm, ama Fehmi Koru’yu ben öldürdüm” dedi.
Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin, bugünkü yazısında “Üzgünüm, ama
Fehmi Koru’yu ben öldürdüm” dedi.
“Aslında Fehmi Koru hiçbir zaman çok önemli değildi, ama bir
zamanlar Taha Kıvanç adıyla yazdığı yazılar epey ilgi çekerdi”
diyen Oray Eğin şöyle devam etti:
“Sonra bir gün Silikon Vadisi’ndeki gençler gibi Türk medyasına
‘disrupter’ olarak girip Taha Kıvanç devrini bitirdim. Çünkü Taha
Kıvanç sadece yabancı dergilerden çeviri yapıyor ve temeli olmayan
komplo teorilerden besleniyordu. Koru, Marksist gelenekten
gelmediği için analitik düşünceden, ekonomi politik’i bilmediği
için medyanın gerçek dinamiklerini anlamaktan yoksundu.
Kitaplarında ‘Rüştü kötü kaleci’ ya da ‘Mehmet Ali Erbil evlenmiş,
boşanır’ diye yazan Yalçın Küçük’ün bu önermelerinde bilim
yaptığını, bu cümlelerin birer teori olduğunu anlayamaz.”
“SEBEBİ SİYASİ DEĞİL, EKONOMİKTİR”
Fehmi Koru’yu bugünlerde çok kişinin özlediğini belirten Oray Eğin,
“O yüzden de Koç Holding’in başına kimin atanacağını Koç
Holding’den önce Fehmi Koru / Taha Kıvanç bilemez. Ama siz bu
köşede herkesten önce okudunuz” dedi.
Orya Eğin, Fehmi Koru’nun Habertürk gazetesinden ayrılmasına
ilişkin şunları yazdı:
“Kıvanç’ı bitiren handikapları, Fehmi Koru’nun siyasi yazar olarak
ciddiye alınmama nedenleriyle aynıydı: Yetersizlik…
Nitekim en son yazdığı Habertürk Gazetesi’nden de ayrıldı. Sebebi
siyasi değil, ekonomiktir. Maliyet-kâr dengesinde bekleneni
vermeyen bir ürün artık, bu yüzden de piyasada değeri yok. Bir
yerde yazabilir yeniden, önemli değildir.
Nitekim, Ertuğrul Özkök onu özlediğinden bahsetmiş. Hürriyet’in
Yayın Yönetmenliği’ni yaptığı sırada Fehmi Koru’ya değil Taha
Kıvanç’a iş teklif eden Özkök durup dururken en bitmiş anındaki bu
yazarı neden özler?
Çünkü sistemin kurucularından ve belki de en parlak zekalarından
Özkök mevcut medya sistemin devamı için Fehmi Koru’nun
gerekliliğini bilir.”
“BİR KERE KAZA, İKİ KERE TESADÜF, ÜÇ KERE
İSTİKRARSA…”
“Fehmi Koru sistem için uzakta tutulan ama gerektiğinde kontrol
altına alınabilen bir itiraz unsurudur.
Edward Herman ve Noam Chomsky ABD medyasını inceledikleri
‘propaganda modeli’nde kapitalizme hizmet eden medyada sert
eleştiri unsurlarının (flak) öneminden bahseder. Medyayı eleştiren
birçok ‘bağımsız’ kurul vardır ama bu kurullar büyük şirketler
tarafından finanse edilir, yönetim kurullarına işadamları vs.
atanır. Dahası bu ‘bağımsız’ kurumların başındakiler sık sık
gazetelerde köşe açılarak ya da televizyonlardaki programlarda
uzman alınarak ağırlanır.
Fehmi Koru tam da uzakta tutuluyormuş gibi görünüp, aslında
ağırlanan ve sistemin devamı için gerekli görülen bir figürdür. En
sert eleştirileri yapıyormuş gibi gözüküp sistem çağırdı mı Rodos’a
gider.
Özkök, Marksist gelenekten geldiği için şu anda sistemde yaşanan
çatışmanın sermayenin el değiştirmesi olduğunu görüyor. Sermayenin
el değiştirmesi, statükonun çatırdaması anlamına gelir.
Nitekim, yeni düzen Fehmi Koru gibi ‘kullanışlı’ ‘flak’leri
dışlarken Cem Küçük gibi pimi çekilmemiş ve nerede patlayacağı
belli olmayan bombalara yer açıyor. Koru’nun aksine Küçük zapt
edilmesi, kontrol altına alınması, merkeze çekilmesi daha güç
(hatta neredeyse imkansız) bir karakter.
Bir kere kaza, iki kere tesadüf, üç kere istikrarsa…
Sadece 2016’da Hürriyet’te üç ayrı köşe yazarı (Ahmet Hakan, Özkök,
Akif Beki) bayram değil seyran değil Fehmi Koru’dan bahsetmiş…
Özlüyorlar.”