27 Ara 2015 11:23 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 18:16

Oray Eğin Hürriyet için O ismi önerdi; Erdoğan gerçekten Aydın Doğan’la savaşmak istiyorsa...

Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Aydın Doğan arasındaki gerginliğe değindiği köşe yazısında Hürriyet'in başına kimi önerdi?

Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin bugünkü "Bana bir Cemaatçiyi savunduracaklar" başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Aydın Doğan arasındaki gerginliğe değinerek, 'Cemaatçi gazeteci' Eyüp Can'ın Hürriyet'in başına getirilebilirliği önerisini ortaya attı. Eğin, "Erdoğan gerçekten Aydın Doğan’la savaşmak istiyorsa yapacağı çok basit bir şeydi: Üç-dört yerden haber yollatıp Eyüp Can’ı Hürriyet’in başına getirmek. Amiral gemisinin Titanik olması 12 ay bile sürer miydi, emin değilim" diye yazdı.

Eğin yazısında şu ifadeleri kullandı:

"Kendini olduğundan daha önemliymiş gibi pazarlama stratejisinin son başarılı ürünü Eyüp Can’dı ve o balon da patladı. Ama sahiden patladı mı? Hürriyet gazetesi ‘yollarını ayırmak’ için pasta kesmiş, o da kendi İnternet projelerine yoğunlaşmak için görevlerinden ayrılmış. Doğan Grubu’nun her zamanki oyuncaklı diliyle yaptığı açıklamanın içinden çıkamadım: Görevlerinden mi ayrıldı, gruptan mı? Şunu biliyoruz: Doğan Grubu’nda yöneticilik yapan hiç kimse işten atılmıyor, bir köşede bekleniyor ve bir gün mutlaka sıraları geliyor. Bedeli hep gerçek gazeteciler ödüyor.

Dolayısıyla Eyüp Can için de bir ‘ayrılma simülasyonu’ yapıldıysa hiç şaşırmam. Nitekim bütün Cemaatçi gazeteciler gibi hedefteydi, işten atılması için baskı yapılıyordu.

İyi mi oldu?

Doğrusunu söylemek gerekirse AKP döneminin medyanın üzerinden silindir gibi geçmesinin bedelini hepimiz ödedik. Sadece muhalif gazeteciler değil, herkes, en merkezdekiler bile bir şekilde büyük ya da küçük bedeller ödedi.

Patronlardan, muhabirlerden sayfa editörlerine kadar… AKP’nin buldozerleri medyayı dümdüz ederken, bir yandan ciddi bir temizlik de yapıldı. Bugüne kadar neden medyada olduğunu hiç anlamadığımız, hiçbir yeteneği olmayan, bir şekilde zamanında bir yer kapmış birtakım isimler de ayıklandı.

“Medyada bazı isimler tasfiye olacak” diye adam asmaya kalkan Ekrem Dumanlı’nın şimdi düştüğü durumdan dolayı arkasından üzülecek miyiz? Mehmet Altan güruhunu çok mu özlüyoruz; Hasan Cemal’in ne kadar boş olduğunu sonunda anladık.

Sonuçta AKP öncesinde de kusurlu, yer yer zararlı bir medya sistemi vardı. Fazlasıyla kusurlu olduğu için bu kadar kolay dönüştürülebildi. Kurunun yanında yaş da yandı, ucu hepimize dokundu. Ama dolaylı olarak AKP’nin azgın hırsı bir şekilde medyada gecikmiş bir temizleme operasyona da vesile oldu.

NEREDEYSE 'HELAL OLSUN' DİYECEĞİM

Eyüp Can da böyle bir isim işte. Gitmesi, hatta hiç medyada olmaması gerekiyordu. Hiçbir yeteneği, hiçbir parıltısı olmadığı halde, bir senelik kurs-yüksek lisans arası vasat bir Harvard master’ıyla kendisini dahi çocuk gibi pazarladı, her biri prestijli okullarda okumuş Doğan Ailesi’nin kızları da bu çocuğun Harvard’lı özgeçmişine kandı. Bu yeteneksizlik, kendini olmadığı bir şeymiş gibi pazarlama, Sinan Çetin-Serdar Erener gibi başka balonlarla klan oluşturup medyanın üzerine çökme falan… Bir gün elbette sonu gelmeliydi. Sanırım şimdi geldi.

Yine aynı soruyu soruyorum: İyi mi oldu? Doğrusu, Cemaat’le savaş konusunda Doğu Perinçek kadar fanatik bir Erdoğan’cı olma noktasındayım. Neredeyse “Helal olsun” diyeceğim. Kim yapıyorsa iyi yapıyor…

Eyüp Can konusunda ise emin değilim. Çünkü ben medyada da, hayatın diğer alanlarında da elenmenin profesyonel kriterlere dayanarak yapıldığı adil bir dünya özlemi içindeyim. Özellikle medyada çünkü şu neredeyse 20 yıllık deneyimim bizim meslekte liyakate göre ödüllendirmenin hiç olmadığını gösterdi bana. Bu çocuk iktidar yandaşları istediği için değil, yeteneksiz olduğu için gönderilmeliydi. Yeteneksizliği benim sübjektif görüşüm de değil: Ne görev verildiyse yapamadığı gibi, gerisinde batık gazeteler bıraktı. Şimdi iktidar yandaşları Eyüp Can gönderildi diye bayram ediyor. Oysa ait olmadığı medyadaki ömrünü en az bir 10 yıl daha uzattılar. Her iddiasına girerim, Vuslat Doğan Sabancı bir şekilde ona tekrar şans verecek.“İktidar istemedi, yeteneklerini tam göremedik” diye yine kapıyı açacaklar ona. Medya patronları da kusurdan muaf insanlar değil; ne kadar söylerseniz söyleyin bazen yanlış ata oynadıklarını kendilerinin görmesi gerek. İktidar bu fırsatı onların elinden aldı. Hep söylüyorum: Cumhurbaşkanı’nın yanında medya stratejisini kim yönetiyorsa hemen kapının önüne konmalı. Erdoğan gerçekten Aydın Doğan’la savaşmak istiyorsa yapacağı çok basit bir şeydi: Üç-dört yerden haber yollatıp Eyüp Can’ı Hürriyet’in başına getirmek. Amiral gemisinin Titanik olması 12 ay bile sürer miydi, emin değilim."