Oray Eğin Hürriyet için O ismi önerdi; Erdoğan gerçekten Aydın Doğan’la savaşmak istiyorsa...
Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Aydın Doğan arasındaki gerginliğe değindiği köşe yazısında Hürriyet'in başına kimi önerdi?
Sözcü gazetesi yazarı Oray Eğin bugünkü "Bana bir Cemaatçiyi
savunduracaklar" başlıklı yazısında Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Aydın
Doğan arasındaki gerginliğe değinerek, 'Cemaatçi gazeteci' Eyüp
Can'ın Hürriyet'in başına getirilebilirliği önerisini ortaya attı.
Eğin, "Erdoğan gerçekten Aydın Doğan’la savaşmak istiyorsa yapacağı
çok basit bir şeydi: Üç-dört yerden haber yollatıp Eyüp Can’ı
Hürriyet’in başına getirmek. Amiral gemisinin Titanik olması 12 ay
bile sürer miydi, emin değilim" diye yazdı.
Eğin yazısında şu ifadeleri kullandı:
"Kendini olduğundan daha önemliymiş gibi pazarlama stratejisinin
son başarılı ürünü Eyüp Can’dı ve o balon da patladı. Ama sahiden
patladı mı? Hürriyet gazetesi ‘yollarını ayırmak’ için pasta
kesmiş, o da kendi İnternet projelerine yoğunlaşmak için
görevlerinden ayrılmış. Doğan Grubu’nun her zamanki oyuncaklı
diliyle yaptığı açıklamanın içinden çıkamadım: Görevlerinden mi
ayrıldı, gruptan mı? Şunu biliyoruz: Doğan Grubu’nda yöneticilik
yapan hiç kimse işten atılmıyor, bir köşede bekleniyor ve bir gün
mutlaka sıraları geliyor. Bedeli hep gerçek gazeteciler ödüyor.
Dolayısıyla Eyüp Can için de bir ‘ayrılma simülasyonu’ yapıldıysa
hiç şaşırmam. Nitekim bütün Cemaatçi gazeteciler gibi hedefteydi,
işten atılması için baskı yapılıyordu.
İyi mi oldu?
Doğrusunu söylemek gerekirse AKP döneminin medyanın üzerinden
silindir gibi geçmesinin bedelini hepimiz ödedik. Sadece muhalif
gazeteciler değil, herkes, en merkezdekiler bile bir şekilde büyük
ya da küçük bedeller ödedi.
Patronlardan, muhabirlerden sayfa editörlerine kadar… AKP’nin
buldozerleri medyayı dümdüz ederken, bir yandan ciddi bir temizlik
de yapıldı. Bugüne kadar neden medyada olduğunu hiç anlamadığımız,
hiçbir yeteneği olmayan, bir şekilde zamanında bir yer kapmış
birtakım isimler de ayıklandı.
“Medyada bazı isimler tasfiye olacak” diye adam asmaya kalkan Ekrem
Dumanlı’nın şimdi düştüğü durumdan dolayı arkasından üzülecek
miyiz? Mehmet Altan güruhunu çok mu özlüyoruz; Hasan Cemal’in ne
kadar boş olduğunu sonunda anladık.
Sonuçta AKP öncesinde de kusurlu, yer yer zararlı bir medya sistemi
vardı. Fazlasıyla kusurlu olduğu için bu kadar kolay
dönüştürülebildi. Kurunun yanında yaş da yandı, ucu hepimize
dokundu. Ama dolaylı olarak AKP’nin azgın hırsı bir şekilde medyada
gecikmiş bir temizleme operasyona da vesile oldu.
NEREDEYSE 'HELAL OLSUN' DİYECEĞİM
Eyüp Can da böyle bir isim işte. Gitmesi, hatta hiç medyada
olmaması gerekiyordu. Hiçbir yeteneği, hiçbir parıltısı olmadığı
halde, bir senelik kurs-yüksek lisans arası vasat bir Harvard
master’ıyla kendisini dahi çocuk gibi pazarladı, her biri prestijli
okullarda okumuş Doğan Ailesi’nin kızları da bu çocuğun Harvard’lı
özgeçmişine kandı. Bu yeteneksizlik, kendini olmadığı bir şeymiş
gibi pazarlama, Sinan Çetin-Serdar Erener gibi başka balonlarla
klan oluşturup medyanın üzerine çökme falan… Bir gün elbette sonu
gelmeliydi. Sanırım şimdi geldi.
Yine aynı soruyu soruyorum: İyi mi oldu? Doğrusu, Cemaat’le savaş
konusunda Doğu Perinçek kadar fanatik bir Erdoğan’cı olma
noktasındayım. Neredeyse “Helal olsun” diyeceğim. Kim yapıyorsa iyi
yapıyor…
Eyüp Can konusunda ise emin değilim. Çünkü ben medyada da, hayatın
diğer alanlarında da elenmenin profesyonel kriterlere dayanarak
yapıldığı adil bir dünya özlemi içindeyim. Özellikle medyada çünkü
şu neredeyse 20 yıllık deneyimim bizim meslekte liyakate göre
ödüllendirmenin hiç olmadığını gösterdi bana. Bu çocuk iktidar
yandaşları istediği için değil, yeteneksiz olduğu için
gönderilmeliydi. Yeteneksizliği benim sübjektif görüşüm de değil:
Ne görev verildiyse yapamadığı gibi, gerisinde batık gazeteler
bıraktı. Şimdi iktidar yandaşları Eyüp Can gönderildi diye bayram
ediyor. Oysa ait olmadığı medyadaki ömrünü en az bir 10 yıl daha
uzattılar. Her iddiasına girerim, Vuslat Doğan Sabancı bir şekilde
ona tekrar şans verecek.“İktidar istemedi, yeteneklerini tam
göremedik” diye yine kapıyı açacaklar ona. Medya patronları da
kusurdan muaf insanlar değil; ne kadar söylerseniz söyleyin bazen
yanlış ata oynadıklarını kendilerinin görmesi gerek. İktidar bu
fırsatı onların elinden aldı. Hep söylüyorum: Cumhurbaşkanı’nın
yanında medya stratejisini kim yönetiyorsa hemen kapının önüne
konmalı. Erdoğan gerçekten Aydın Doğan’la savaşmak istiyorsa
yapacağı çok basit bir şeydi: Üç-dört yerden haber yollatıp Eyüp
Can’ı Hürriyet’in başına getirmek. Amiral gemisinin Titanik olması
12 ay bile sürer miydi, emin değilim."