Oray Eğin Cengiz Semercioğlu'nu topa tuttu: "Yılın skandalı" aslında bir basın skandalıdır!
Habetürk yazarı Oray Eğin, bugünkü köşesinde Hürriyet yazarı Cengiz Semercioğlu'na demediğini bırakmadı.
İntizar ve Sinem Gedik’in yakınlaştığı görüntülerin gündeme bomba
gibi düşmesinin ardından, Mustafa Ceceli’nin görüntüleri delil
olarak dava dosyasına eklemesine birçok kişi büyük tepki
göstermişti. Olay yaratan haberi köşesinden duyuran Cengiz
Semercioğlu da tepkilerden nasibini almıştı.Habertürk yazarı Oray
Eğin bugün olaya ilişkin çok dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Semercioğlu'na kimsenin dokunamadığını iddia eden Eğin şu ifadeleri
kullandı:
Hürriyet gibi bir gazetenin içinde ayrı bir imparatorluk kuran ve
kendi şahsi çıkarlarına gazeteyi alet eden bu küçük iktidara o
zamanki patronlar bile dokunamıyordu. Üstelik başka köşe
yazarlarının, gazetenin kendi okur temsilcisinin yıllardır süren
itiraz ve uyarılarına rağmen...
Mustafa Ceceli olayına ilişkin bir çıkar alışverişi olduğu
iddiasında bulunan Eğin, Semercioğlu'nun haberciliğini eleştirdi.
Eğin; "Güya mahkeme kayıtlarına bakmış da, ayrıntıyı yakalamış
falan… Oysa hayatı boyunca hangi mahkeme kararından ne haberi
çıkartmış ki, şimdi “habercilik” yapmış olsun?" ifadelerini
kullandı.
Cengiz Semercioğu'nun, Ceceli olayının 'yılın skandalı' olarak
duyurmasına da atıfta bulunan Habertürk yazarı "Dün köşelerini bir
telefon şirketine kiralayanlar, bugün de sızıntı kasetin emrinde
gazetecilik yapıyorlar. “Yılın skandalı” aslında bir basın
skandalıdır." dedi.
İşte Oray Eğin'in bugünkü yazısından ilgili
bölüm:
Bir bedava telefon, bir sızdırılan kaset
Dijital yayıncılıkta yeni yeni hamle yapmaya hazırlandıkları sırada
Hürriyet’in eski patronlarına magazin eki Kelebek’i internette ayrı
bir marka olarak pazarlamalarını önermiştim. Yanıtı kelimesi
kelimesine aklımda: “O zaman Semerci’yi hiç tutamayız.”
Semerci dediği, Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu. “Tutamayız”
lafından kastedilen de yıllardır köşesini ve gazeteyi kullanarak
çıkar odaklarına yaranması, gazeteciliği kendisine fayda sağlayacak
bir faaliyet olarak görmesi.
BASININ ÇÜRÜMÜŞLÜK TARİHİ
Hürriyet gibi bir gazetenin içinde ayrı bir imparatorluk kuran ve
kendi şahsi çıkarlarına gazeteyi alet eden bu küçük iktidara o
zamanki patronlar bile dokunamıyordu. Üstelik başka köşe
yazarlarının, gazetenin kendi okur temsilcisinin yıllardır süren
itiraz ve uyarılarına rağmen.
Türk basınının çürümüşlük tarihi Kelebek’in sayfalarından
okunabilir. Şarkı sözü yazıp o uyduruk satırlarını satın alanları
övgülere boğmak da bir Kelebek yazarının işi, kendisine yollanan
bedava telefonu ballandıra ballandıra anlatmak da.
Bugünlerde yine tıpkı bedava yollanan bir telefon gibi bir çıkar
alışverişi var. Telefonun yerine sızdırılan bir şantaj kaseti var.
Telefon firmasının yerini de bir tarikat aldı. Telefonu gazeteciye
gönderen şirket örtülü reklam amaçlıyordu, tarikatın da motivasyonu
pek farklı değil. Kendi sanatçısını temize çekme derdindeler,
ayrıca basın üzerindeki etkilerini de kanıtlıyorlar.
Yine tıpkı bedava telefonun ayyuka çıkmasının ardından alelacele
faturalar uydurulması gibi, aynı Kelebek yazarı şimdi baş
aktörlerinden biri olduğu bu çirkinlikten sıyrılmanın peşinde. Oysa
inkarının şiddeti bile kendini ele veriyor.
Tanımasam, bilmesem belki Cengiz Semercioğlu’nun gerçekten
araştırmacı gazetecilik yaptığına inanıp Mustafa Ceceli
“skandalı”nı bir habercilik başarısı olarak değerlendirirdim. Güya
mahkeme kayıtlarına bakmış da, ayrıntıyı yakalamış falan… Oysa
hayatı boyunca hangi mahkeme kararından ne haberi çıkartmış ki,
şimdi “habercilik” yapmış olsun?
Cengiz Semercioğlu’nun ve Kelebek’in tek başarısı, çeşitli etki
odaklarına kendilerini teslim etmektir.
İLİŞKİLER AĞI ORTADA
Mustafa Ceceli’nin eski menajeri Hürriyet’in magazin müdürünün eski
eşi… Basit bir aramayla sadece Kelebek’te bugüne kadar 502 adet
Mustafa Ceceli haberi yayımlandığını görüyorum. Her ne kadar Banu
Zorlu haberleri kadar olmasa da hemen hemen abartılı övgü.
Eski eşle aşk yaşadığı iddia edilen İntizar’ın sözleşmesini
fesheden kayıt şirketinin sahibi Polat Yağcı da Kelebek’in sık konu
ettiği isimlerden. Verdiği iftar yemeğinden lokanta açılışına kadar
neredeyse her adımı haber oluyor. Cengiz Semercioğlu da sık sık
köşesinden “Bak Polat…” diye ona birinci adıyla sesleniyor. Haber
unsuru ve gazeteci arasındaki bu içiçe geçmiş mesafesiz ilişki
“Mustafa Ceceli bana çoktandır küs,” savunmasında da kendini belli
ediyor. Bir sanatçıyla bir gazeteci nasıl birbirlerine “küs” olacak
kadar yakınlaşmış olabilir?
En son bıraktığımda Acun Ilıcalı nefret ediyordu Kelebek’çilerden,
ama son aylarda barışıldığını köşelerdeki övgü yazılarından
anlıyorum. Bir ara Kelebek’teki BKM övgülerini sayıyordum, özel
bülten gibi çıkıyordu ek.
Özetle dün köşelerini bir telefon şirketine kiralayanlar, bugün de
sızıntı kasetin emrinde gazetecilik yapıyorlar. “Yılın skandalı”
aslında bir basın skandalıdır.