Oray Eğin 'bir ihtimal' dedi: Hürriyet, Vuslat Doğan-Ali Sabancı çifti tarafından yeniden alınacak!
Oray Eğin, Doğan Medya Grubu'nun Demirören Grubu'na satışının öyküsünü kaleme aldı.Holdingde neler yaşandı? Bodrum'daki toplantıda ne oldu? Küs kardeşler nasıl barıştı? Hürriyet yeniden satın mı alınacak?
Türk medyasında bir dönem sona erdi. Aydın Doğan, sahibi olduğu
Doğan Grubu'na ait tüm medya şirketlerindeki paylarının tamamını
916 milyon dolara Demirören Grubu'na devretti. Gazete Habertürk
yazarı Oray Eğin Aydın Doğan'ın medyaya vedasının altında iktidar
baskısı değil, aile kavgasının yattığını ileri sürdü.
İşte Oray Eğin'in bugün Habertürk'te yeralan "Satışın
öyküsü" başlıklı o yazısı:
İKTİDAR baskısı değil, aile kavgası. Aydın Doğan’ın medyaya
vedasının altında, içinde kızların ve damatların olduğu bir güç
savaşı yatıyor. Holdingde neler yaşandı, Bodrum’daki toplantıda ne
oldu, küs kardeşler nasıl barıştı? Bugüne kadar hiç yazılmamış
ayrıntılarla bir dönemin sonu...
***********
1- TEK DERDİ MİRASI
İSTANBUL Çamlıca’da, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın evine yakın holding
binasında Aydın Doğan bugünlerde sadece hakkında yazılanlarla
ilgileniyor. Masasındaki iPad’den medya şirketlerini satmasıyla
ilgili yorumları okuyor.
Hürriyet’in kültür savaşlarında bir kale olması, kendisinin basın
özgürlüğü açısından önemi, CHP’lilerin “Geri dön” çağrısı, Doğan
Grubu gazeteleri dışındaki yazarların bile hep onu kollayan,
önemseyen yorumlarından çok memnun.
80 yaşını geçmiş, sektöre veda eden bir patron olarak son istediği
iyi anılmak zaten. Arada kimi çıkıntılar canını sıkmıyor değil.
Cumhuriyet’te Ahmet Tulgar, “Onu hep birilerine derdini anlatmaya
çalışırken hatırlayacağız; televizyon tartışmalarına daha fazla
dayanamayıp bağlanmalar ve yine de derdini anlatamamalar” diye
yazdı. “Yani sen bu kadar iletişim aracına sahip ol da yine de
derdini anlatama, meselenin ne olduğunu ortaya koyama, varsa bir
meselen anlaşılama!”
BÜYÜK TAKINTI
Her sabah yaptığı gibi yine ilk iş Emin Çölaşan’ı okumaya devam
ediyor. 22 yıl Hürriyet’te yazan Çölaşan’ı 2007 yılında 70 bin
tirajı kaybetmek uğruna kovmuş, Çölaşan da bu macerayı 3 kitap ve
sayısız köşe yazısında anlatmıştı. Daha da önemlisi Aydın Doğan’ın
hangi düğmelerine basacağını bildiğinden inatla onu irite etti.
Satıştan sonraki yazıları da Doğan’ın canını sıktı... Önceki gün
Erdoğan’ın meşhur “helalleşme” konuşmasından etkilenerek veda etti
Hürriyet’e. Son anda yazılı metinden saparak araya “Bana haksızlık
edenlere de hakkımı helal ediyorum” cümlesini sıkıştırdı.
Salondakilerin göndermeyi anlamaması imkânsızdı. Giderayak
patronlarına bir şey demediler ama hem helalleşme hem de haksızlık
sözlerinden Doğan’ın bilinçaltını birbiriyle yan yana gelmeyecek
iki ismin, Recep Tayyip Erdoğan ve Emin Çölaşan’ın işgal ettiğini
fark ettiler.
***********
2- KIZLAR MEDYAYI SEÇTİ
“BU gidişle her şeyi bırakıp gideceğim.” 5 yıldır Aydın Doğan’ın
ağzından bu sözü duymayan kalmadı. Yakın arkadaşı Volkan Vural’dan
yıllardır yanından ayırmadığı mali işlerin beyni İmre Barmanbek’e
kadar herkes önceleri bir panik yaşıyor, bir süre sonra da ciddiye
almıyordu. Genelde cümle “Bana kalsa bırakırım ama kızlarım medya
dışında bir iş yapmak istemiyor” diye devam ediyordu.
Aslında, kızlar eğitimini tamamlayıp yurtdışından dönene kadar
ataerkil bir statüko hâkimdi gruba. Büyük kızı Arzuhan Doğan
Yalçındağ grubun televizyonlarıyla, eşi Mehmet Ali Yalçındağ ise
Hürriyet dışındaki gazetelerle (Milliyet, Posta, vs.)
ilgileniyordu.
Ertuğrul Özkök’ün Hürriyet’i grupta mali yapısıyla da ayrı bir
şirketti. ABD’den dönen Vuslat Doğan Sabancı gazetenin yönetimine
gelince bu durum korundu.
DAMAT DIŞLANDI
İşler Hanzade Doğan Boyner’in Türkiye’ye dönmesiyle karışmaya
başladı. Mehmet Ali Yalçındağ’ı medyanın dışına iterek Milliyet’te
söz sahibi oldu ama medyada bir başarı gösteremedi Boyner.
4’üncü kız Begümhan Doğan (Faralyalı) eğitimini bitirip Türkiye’ye
döndüğünde elde ona verilecek bir tek Star TV vardı, ancak Rekabet
Kurulu’nun yüzünden satıldı. Her kıza yetecek kadar medya organı
kalmayınca Faralyalı holdingin başına geçip diğer işlerle, Boyner
de hepsiburada.com’la ilgilenmeye başladı, daha başarılı oldu.
Damat Yalçındağ ise tamamen uzaklaşarak Trump Tower’da kimi köşe
yazarlarının da indirimden faydalanarak aldıkları daireleri
satmaya, Rus arama motoru işleriyle ilgilenmeye başladı,
dışlandı.
***********
3- TAHT OYUNLARI
AYDIN Doğan her yaz gazetecileri Bodrum’daki tatil köyüne topluyor,
bu ziyaretler normalde 1 ya da 2 hafta sürüyor.
Geçen yaz Ertuğrul Özkök neredeyse bütün yazı Bodrum’da geçirdi,
Ahmet Hakan da. Gruptaki hemen herkesin birbirine girdiği, küçük
iktidar oyunlarının küslük, kırgınlık, gerginlik yarattığı bir kış
geride bırakılmıştı.
Unvanı “onursal başkan” olan Aydın Doğan hiç geriye çekilmemişti
ama karışıklığın ortasında yönetime resmen yeniden el koydu.
Krizin merkezinde Mehmet Ali Yalçındağ vardı; Ankara’yla ilişkileri
yoluna koyma vaadiyle kayınpederini ikna edip grubun başına
gelmişti. Aklındaki çeşitli değişiklikler ortamlarda konuşmayı
seven bir yapıda olduğundan da kısa sürede duyuldu.
KARDEŞ AYRILIĞI
Bir süre sonra e-mail’leri hack’lenerek bu planlar kamuoyuna
yayılacaktı ama ondan önce aile içinde tartışma çıkmıştı. Vuslat
Doğan Sabancı babasına sert bir şekilde itiraz etmek istedi ancak
aile yapısından dolayı belli bir noktaya kadar muhalefet
edebildi.
Daha önce eşinin tasfiyesine ses çıkarmayan ablası Arzuhan ise
beklenmedik bir şekilde bu sefer Yalçındağ’dan yana tavır aldı.
Yalçındağ’ın sızdırılan mail’leri önce Vuslat Doğan Sabancı’nın
elini güçlendirdi gibi gözüktü, damat görünürde tasfiye edildi. Ama
bu sefer de ortaya daha çarpık bir görüntü çıktı: Kendisi dışarıda
fikirleri iktidarda Yalçındağ’ın bütün projeleri bir bir hayata
geçti, birçoğu da Sabancı’nın imzasıyla. Ancak bir süre sonra
Sabancı da istemeden Hürriyet’e veda etti.
“Game of Thrones” dizisi, herkesin iktidar için savaştığını ama
sonunda iktidarın hiç kimseye yâr olmadığını anlatıyor. Tıpkı
dizide olduğu gibi Doğan Grubu’nda da biri tam kazanacakken bir
anda bütün gücünü kaybediyor.
***********
4- BUNDAN SONRA NE OLACAK?
AYDIN Doğan’ın medya şirketlerini satma kararı aile içinde büyük
tartışmalara neden oldu ama baba otoritesini göstererek son noktayı
koydu. Yalçındağ ve Sabancı sonuna kadar karşıydı satışa, aile için
bir güvence olarak görüyorlardı basını.
İMAJ ÖNEMLİ
Cepheleşen kızlar bir yana, yöneticileri de bu aile kavgasında
adeta taraf olmuştu. Damatla saf tutan Ahmet Hakan gibi Rıfat
Ababay da kızlardan yaka silkiyordu.
Evdeki toplantıda Doğan kızlarına satış kararını açıkladı, kerhen
rızalarını alıp konuyu fazla uzatmadı.
“Önemli olan bu satışı nasıl imaj olarak kendi lehimize çeviririz,
buna yoğunlaşalım” denildi. Ailenin “bütün” bir görüntü vermesi
talimatı verildi. Alttan alta iktidar baskısı, mağduriyet mesajları
vermek de Doğan’ı medya nezdinde kahramanlaştıracaktı.
Uzun zaman sonra Hürriyet binasındaki vedada 4 kız ilk kez birlikte
fotoğraf verdi. Kadrajdaki hemen herkes birbiriyle küs, uzun
zamandır konuşmuyordu. Aile üyeleri ve gazeteciler de dahil. Şimdi
mecburi bir “détente” yürürlükte.
Aile bir sonraki hamleyi henüz tartışmadı. Ama kesin olarak bilinen
Aydın Doğan’ın söylediğinin aksine Bodrum’a yerleşmeyeceği.
Özellikle Yalçındağ ve Sabancı bütün şahsi yatırımlarını medyaya
yaptı, medya yöneticiliği adeta varlık sebeplerine dönüştü.
İkisinin de medyadan bir anda vazgeçecekleri söylenemez. Göz ardı
edilmemesi gereken bir ihtimal Hürriyet’in Vuslat Doğan-Ali Sabancı
çifti tarafından yeniden alınacağı. Ama Doğan Ailesi de herkes gibi
2019’u bekliyor.