Operasyonu nereden biliyordum? Taraf yazarı o iddiayı yanıtladı!
Taraf yazarı Emre Uslu'nun operasyondan haberi var mıydı? Başbakan yardımcısı Arınç'ın dile getirdiği o iddiaya Uslu ne yanıt verdi?
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın dün yolsuzluk ve rüşvet
operasyonu ile ilgili yaptığı basın açıklaması sırasında Taraf
gazetesi yazarı Emre Uslu'nun Ağustos ayında attığı tweete yaptığı
gönderme yeni bir gerilimin de kaynağı oldu.
BAZI YAZARLAR AYLAR ÖNCE DUYURDU
Arınç basın açıklamasında "Bu olayların bugün gerçekleşiyor
olması ne anlama geliyor? Siyasi bir maksat olabilir mi? Müsaade
ederseniz bu meseleye bakma hakkımız var. Çünkü üç dört gün
öncesinden, dört beş ay öncesine kadar bu tür suçlamalarla bazı
insanların karşı karşıya gelecekleri yazılıyordu. Emniyetten atılma
insanlar, güler mi ağlar mı, barış mı derken, İçişleri Bakanımızın
oğluyla ilgili işaretleri vermişler." demişti.
Taraf yazarı Emre Uslu, bugünkü köşe yazasında Başbakan Yardımcısı
Arınç'ın sözlerine yanıt verdi.
İşte Uslu'nun bugünkü köşe yazısı...
Operasyonu nereden ‘biliyordum’
Polis yolsuzluk operasyonu yaptı, hükümetin üst düzey bürokratları,
bakan çocukları ve tabii ki tüm AKP yetkilileri projektöre
yakalanmış tavşan gibi yakalandı. İlk gün ne yapacaklarını
şaşırdılar. Sonra operasyonu itibarsızlaşmaya kalktılar.
Bunun için değişik yalanlar uyduruyorlar. AKP medyası bir
manipülasyon bülteni gibi çıkıyor son zamanlarda. Ne zaman
hükümetin başı sıkışsa hemen bir yalan uyduruyorlar: “Operasyonun
arkasında İsrail var.” Ayakkabı kutusundaki paraları da İsrail mi
gönderdi size? Tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemiyordunuz da İsrail
mi tıktı boğazınıza?
Sizin şu hâlinizi görünce Muhyiddin-i Arabi’nin o meşhur duruşu
gelir aklıma. “Sizin taptığınız benim ayaklarımın altında...”
Yedikleri rüşvetler kalplerini karartmış olmalı ki arsız bir
şekilde başkalarını karalıyorlar.
Bunların içinde ben de varım.
Dört ay önce attığım bir tweet nedeniyle “Emre Uslu bu operasyonu
biliyordu” yaygarası koparıyorlar. O tweette “Bakan çocuklarının
adları yolsuzluklara karışmışsa kim Güler kim ağlar ”
yazmıştım.
Net olarak cevap vereyim. Hayır, böyle bir operasyon olacağından
haberim yoktu.
Ama bakan çocuklarının boğazlarına kadar yolsuzluğun içine
battığını biliyordum. Tıpkı binlerce insan gibi...
Gürsel Tekin bakan çocuklarının karıştığı yolsuzluğu Meclis çatısı
altında açıkladı. Hem de bir yıl önce.
Sanırım yedi düvelin aldığı pisliğin kokusunu bir hükümet medyası
alamamış.
Peki, neden öyle bir tweet attım, anlatayım:
İçişleri Bakanı Muammer Güler’in danışmanlarının adının karıştığı
bir yolsuzluk konusu kulağıma geldi. Konunun bugünkü operasyonla
yakından uzaktan ilgisi yok. Havaalanlarını ilgilendiren bir
konuydu.
Ben bu konuyu araştırdıkça çok ilginç bululara ulaşıyordum. Bu
konuyla ilgili olarak “İçişleri Bakanı’nın adının geçtiği bir
yolsuzluk konusu üzerinde çalışıyorum. Tamamlayınca yazarım ”
şeklinde bir tweet yazmıştım. Bu tweete hiç beklemediğim tepkiler
aldım. Önce İçişleri Bakanı tweet atarak cevap verdi. Ancak Bakan
Güler bu kadarla da yetinmedi. Beni tanıyan Bakan Güler’in
yakınları, değişik kişiler beni arayıp o tweetimi silmemi istedi.
Bu isimler arasında Güler’in danışmanları da saygın işadamları da
vardı.
O isimler Bakan Güler’in benimle görüşebileceğini ancak o tweeti
silmemi istediler. Ben de “Bakanla görüşmek için tweet silecek biri
değilim” diye tekliflerini reddettim.
Yolsuzluk iddialarını araştırırken tüm oklar Bakan Güler’in oğlunu
gösteriyordu.
Konuştuğum onlarca kişi bana bakan çocukları ile ilgili değişik
iddialar anlattılar. Bu iddiaların birçoğu Tophane’de, Fatih’te,
Çamlıca’da nargile kefelerinde dilden dile konuşulan konulardı
zaten.
Hatta ulaştığım bazı bilgilere göre İstanbul Anadolu Adliyesi’nde
bu konuda bir dava olduğunu da öğrendim.
Başka detaylar da öğrendim ama konu tweet konusu olduğundan konuyu
dağıtmayayım.
Yeni bilgileri öğrenince bir tweet için neden onlarca kişinin beni
arayıp o tweeti silmemi istediğini daha iyi anladım.
Bunun üzerine twittere “Bakan çocuklarının adları yolsuzluklara
karışmışsa kim Güler kim ağlar ” yazdım...
Peki, bakan çocuklarının karıştıkları iddia edilen yolsuzluk
haberlerini sadece ben mi biliyordum? Tabii ki hayır...
Tüm medya biliyordu. Özellikle de bunları hükümet medyasından
arkadaşlar biliyor. Çünkü bu işlerin o kadar içindeler ki
anlatamam...
Ahmet Altan medya için şöyle der: Bizde medya pisliği ortaya
çıkarmak için haber yapmaz. Üstünü örtmek için haber yapar.
Bazılarının niyeti pisliği örtmek olunca her fırsatı bunun için
kullanıyor. Bugün benim tweetimi de kullandıkları gibi...
Boşa uğraşmayın. Yolsuzluklar Everest kadar büyümüşse, başörtüsüyle
kapatamazsınız...