25 Nis 2012 09:52 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 13:34

"ONU DA TUTUKLAYIN BUNU DA TUTUKLAYIN DİYENLER MURADINA ERECEK Mİ?"

Yandaş medyada ısrarla yazıldığı gibi soruşturmanın bazı gazetecilere doğru yöneltileceği anlaşılıyor.

‘Askeri idare etmek’ Erbakan dışındakilere yasak mıydı?

TARAF gazetesinde dün yayımlanan bir habere göre Gölcük Donanma Komutanlığı, Kozmik Oda ve YÖK’te yapılan aramalarda ele geçirilen belgelerde 28 Şubat dönemi komutanlarının gazetecilerle ilişkilerine ilişkin belgeler de varmış.

Belgelere göre Batı Çalışma Grubu (BÇG) üyeleri, hangi komutanın hangi gazeteciyle neleri konuştuğunu tek tek not etmiş.

Söz konusu listede, o dönem TSK’da görevli plan subayları tarafından hangi gazetecinin, hangi askeri personelle, hangi tarihte görüştüğü, görüşmenin amacı ve içeriği de 4-5 sayfalık tutanaklarla kaydedildiği belirtiliyor.

“Kozmik Oda”da bulunan belgeler arasında demek ki “Bülent Arınç’a suikast” dışında her şey varmış, böylece bunu da öğrenmiş olduk.

Tutanaklarda nelerin olabileceğini tahmin etmek de zor değil, açıklanınca öğreniriz.
Yandaş medyada ısrarla yazıldığı gibi soruşturmanın bazı gazetecilere doğru yöneltileceği anlaşılıyor. Böylece “Onu da tutuklayın, bunu da tutuklayın” cephesi muradına erecektir.
Ama acaba bu durum 28 Şubat soruşturması için yeterli olur mu?

28 Şubat sürecinde, genel bir irtica tehdidi havasını yaratan unsurların bir bölümü de bizzat Milli Görüş hareketinin içinden geliyordu.

Hasan Hüseyin Ceylan’ın, Şevki Yılmaz’ın ve başka isimlerin “söylev ve demeçleri”nin bu sürece katkısı herhalde gazetecilerin katkısından daha fazlaydı. Erbakan’ı, Kazan’ı, Asiltürk’ü saymıyorum bile! Soruşturma acaba oraya doğru da genişletilecek mi?

Rahmetli Necmettin Erbakan’ın, 28 Şubat kararlarına karşı bir girişimde bulunmamış olmasının nedeni tanıkların ifadelerine göre “idare ederek çözmek” düşüncesinde olmasıydı.

Erbakan için geçerli olan şey, başkaları için neden geçerli olmuyor diye de merak ediyorum. Acaba onlar da “Askeri idare edersek bu süreç darbesiz atlatılır” diye düşünmüş olmasınlar?

Mehmet YILMAZ / HÜRRİYET