23 Kas 2013 12:53
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:46
Onlar da Defne Samyeli'nin yanında!
Anayasa Mahkemesinin 3 üyesi, TUİK anketine itiraz eden Defne Samyeli'nin yanında yer aldı..
Anayasa Mahkemesinin 3 üyesi, TUİK anketine
itiraz eden Defne Samyeli'nin yanında yer aldı ve yasa maddesinin
iptalini istedi.
"Devlet bana pedimi bile soruyor'' diyerek TUİK anketine
itiraz eden ve 929 lira para cezasına çarptırılan sunucu Defne
Samyeli ile ilgili tartışma büyüdü.
Anayasa Mahkemesinin 3 üyesi de ''Özel ve aile hayatına
müdahale'' olarak niteledikleri yasa maddesinin iptalini istedi.
Anayasa Mahkemesi üyeleri Serruh Kaleli, Erdal Tercan ve Osman
Paksüt, ''Temel hak ve özgürlüklere orantısız müdahale içeriği
taşıyan madde Anayasa’ya aykırıdır'' dedi.
Tartışma konusu düzenleme 5429 sayılı Türkiye İstatistik
Kanununun 7. maddesinde yer alıyor. Madde vatandaşların TÜİK’in
istediği bilgileri eksiksiz ve doğru olarak vermekle yükümlü
kılıyor. İstenilen bilgileri vermeyenlere de, 500 ile 1000 lira
arasında ceza kesilmesini öngörüyor.
2 FARKLI KARAR
Anayasa Mahkemesi, 2008 yılında TÜİK anketörlerinin sorularını
yanıtlamayanlara para cezası verilmesine yönelik düzenlemeyi
Anayasa’ya aykırı bularak ve ''Herkesin özel hayatına saygı
gösterilmesini isteme hakkı bulunduğu’ gerekçesiyle iptal etti.
TBMM ise, bazı değişikliklerle yasayı yeniden çıkardı. Bunun
üzerine Anayasa Mahkemesine iptal davası açıldı. Ancak mahkeme, üç
yıl önce iptal ettiği düzenlemeyi, 12 Ekim 2011'de aldığı yeni bir
kararla bu kez Anayasa’ya uygun buldu.
ÜÇ ÜYENİN GÖRÜŞÜ
Anayasa Mahkemesinin bu kararına Başkan Haşim Kılıç ile üyeler
Fulya Kantarcıoğlu, Mehmet Erten, Fettah Oto, Serdar Özgüldür,
Recep Kömürcü, Alparslan Altan, Burhan Üstün, Engin Yıldırım,
Nuri Necipoğlu, Hicabi Dursun ve Mümtaz Akıncı olumlu oy
verdi. Serruh Kaleli, Osman Paksüt ve Erdal Tercan ise yasa
maddesinin iptalini istedi Kaleli, Paksüt, Tercan karşı oy
yazılarında şu görüşleri savundular:
''Çağdaş hukuk devleti, idarenin hatalı uygulamalarının
telafisi için gereken çabayı ve bundan doğacak külfeti vatandaşına
yükleyen değil, böyle durumlara olabildiğince az sebebiyet veren
devlettir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde, özel ve aile
hayatına saygı hakkının getirdiği güvencenin bir koruma alanı
yarattığı görülmektedir. Aksi bir durum, özel yaşamın korunması
kapsamında değerlendirilemeyeceği gibi, açık özgürlük ihlalleri
yaratabilecektir. Temel hak ve özgürlüklere orantısız müdahale
içeriği taşıyan bu madde Anayasa’ya aykırıdır''