04 Haz 2008 10:44 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:08

"ÖNDER BEY KAFA BULUYORLAR SİZİNLE!..." AHMET HAKAN ÖNDER SAV'A NASIL BİR TAVSİYEDE BULUNDU?.. İŞTE SAV'I KURTARACAK TAVSİYE!...

ÖNDER Bey... "Hatalar, kemale ulaşmanın adımlarıdır." Bunu biliyoruz... "Özür dilemek, yürekli adamların işidir." Bunu da biliyoruz...Bildiğimiz bir şey daha var:

Önder Sav´a açık mektup


ÖNDER Bey...

"Hatalar, kemale ulaşmanın adımlarıdır."

Bunu biliyoruz...

"Özür dilemek, yürekli adamların işidir."

Bunu da biliyoruz...

Bildiğimiz bir şey daha var:

Hata da, hatadan dönmek de insana mahsustur...

Ve Edip Cansever´in dediği gibi:

"Ne gelir elimizden insan olmaktan başka."

* * *

Önder Bey...


Siz şimdi politika alanında kıyasıya bir savaş veriyorsunuz ya...

Düşmana karşı milim açık vermemek gerektiğini düşünüyorsunuz ya...

Zannediyor musunuz ki...

"Ben asla hata yapmam" dedikçe, "Ne istifası kardeşim" dedikçe, "Belge melge dinlemem" dedikçe, "İşin işinde başka iş var" dedikçe...

Yani...

Yanıldığınız çok açık biçimde kanıtlandığı halde direnişinize devam ettikçe...

Dostlarınız daha da yüreklenecek, düşmanlarınız daha da korkacak?

Böyle mi olacak sanıyorsunuz?

"Amma da dirayetli adammış... Milim geri adım atmadı" diye selamlanacağınızı mı düşünüyorsunuz?

Hayır Önder Bey, yok öyle bir şey...

Siz özür dilemedikçe, hatanızı kabul etmedikçe, ortaya çıkan tüm belgelere rağmen iddialarınızda ısrar ettikçe...

Bırakın saygı duyulmayı, bir dirayet anıtı gibi selamlanmayı falan resmen gülünç duruma düşmektesiniz...

Kafa buluyorlar sizinle...

Ya da...

Kınanıyorsunuz...

Sizin "dirayet" sandığınız durum, en hafifinden "mahcup olmasını bile becerememek" olarak algılanıyor.

İşte bakın:

"Telekom" belgeyi verdi...

"Turkcell" de belgeyi verdi...

Ve her iki belge de sizin vahim bir hata yaptığınızı gösteriyor...

Bırakın artık şu örtbas etme çabalarını...

"Bu konuşma kelimesi kelimesine nasıl kaydedildi? Böyle tesadüf mü olur? Bunların yanıtı verilsin" falan diyerek üste çıkma gayretlerini...

Şunca yıllık siyasi geçmişiniz var...

"Barolar Birliği" gibi ülkenin saygın bir kurumunun başında yer almışsınız...

Bir ketumiyet abidesi gibi yükselip durmuşsunuz...

Gelin...

Şu siyaset dünyasının "Hata yaptığını asla kabul etmeyeceksin" türünden şark taktiklerine yüz vermeyin...

Politikacının da hata yapabileceğini ve özür dileyebileceğini gösterin şu ulusun evlatlarına...

"Telefon dinleme olayında hata yaptım" deyin...

Bununla yetinmeyin...

"Hacca gitmek isteyen adama söylediklerim de hataydı" deyin... En azından bu konuda istismara kapı araladığınızı kabul edin...

Korkmayın!

Bahse girerim...

Eğer hata yaptığınızı kabul ederseniz...

"Hatasız kul olur... Mesela ben" şeklinde özetleyebileceğimiz tavrınızın yol açtığı ağır antipatik duruma göre çok daha iyi bir konumda olursunuz...

Hatta biraz sempati toplayacağınıza bile garanti verebilirim...

Kısa ve acılı bir soru

AKP´nin kıytırık bir nahiye başkanının "lahavle çekmesi"ni bile...

"Şeriata giden yolun kilometre taşı" olarak kutlu iddianamesinin şanlı sayfalarına geçiren...

Sayın Başsavcı Abdurrahman Yalçınkaya, acaba Artvin AKP İl Teşkilatı´nın düzenlediği "Çalsın sazlar / Oynasın kızlar" gecesinde sahne