ÖLMÜŞ KOMŞULARINIZIN KİM OLDUĞUNU MUTLAKA ÖĞRENİN!
Lanetli ruhlar evlere sinmiş, köpekbalıkları market müşterilerini parçalıyor! Haftanın filmleri Murat Tolga Şen'in hazırladığı CİNERADAR'da...
Amityville’den önce, Harrisville vardı! Gerçek bir yaşam öyküsüne
dayanan, “The Conjuring/Korku Seansı” dünyaca tanınmış doğaüstü
olay araştırmacıları Ed ve Lorraine Warren’in, gözlerden uzak bir
çiftlik evinde karanlık varlıklar tarafından dehşete sürüklenen bir
aileye yardım etme çabalarını konu alıyor. Güçlü bir şeytani
varlıkla yüzleşmek zorunda kalan Warren çifti kendilerini
hayatlarının en korkutucu vakasıyla karşı karşıya buluyorlar.
James Wan’ın yönettiği ve Vera Farmiga, Patrick Wilson, Ron
Livingston ile Lili Taylor’un oynadığı Korku Seansı (The
Conjuring), Warner Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Murat Tolga’nın notu: İtiraf edeyim; Stir of
Echoes’dan beri hiçbir filmden bu kadar korkmadım! Evet, yeni bir
şey yok, bu ve benzeri konuları daha önce defalarca kez izledik
ancak artık iyiden iyiye bir pazarlama tuzağına dönüşmüş olan
“yaşanmış olaylardan uyarlanmıştır” ibaresi bu filmde sahici bir
anlam kazanıyor. Elbette her zaman olduğu gibi pek çok
ekleme-çıkarma yapılarak... Tabi bizim ilgimizi çeken gerçeğin ne
olduğu değil, kurmacanın ne kadar iyi olduğu… James Wan ürkünç bir
film çekmeye çalışmış ve bunu başarmış. The Conjuring yeni nesil
korku filmi meraklıları için gerçek bir ödül, asla ıskalanmaması
gereken bir film. Geçtiğimiz aylarda gösterilen “en korkunç film”
olarak lanse edilen Evil Dead yeniden çevriminden çok daha iyi ve
bunu yaparken her tarafı kan içinde bırakmıyor.
Kimler gitsin: Korku filmi meraklıları
kaçırmasın!
Sinemada izlemeli mi: Evet, büyük perde bu filmin
etkileyiciğine çok şey katıyor.
GENÇLİK FANTASTİKLERİ TAM GAZ! ÖLÜMCÜL OYUNLAR: KEMİKLER
ŞEHRİ
Brooklyn’de sessiz sakin hayatına devam eden Clarissa Fray (Lily
Collins)’in hayatı bir gün şaşırtıcı ve olağanüstü şeyler görmeye
başladığında değişir. Annesi (Lene Headey)’in de bir anda ortadan
kaybolması, Clary’nin endişelerini arttırır. Clary ve yakın
arkadaşı Simon (Robert Sheehan) annesini bir süre ararlar. Bir gece
klübünde cinayeti gören tek kişi olan Claire’in yaşadıkları, onu
Gölge Avcıları’nın saklı dünyasındaki karanlık sırları
keşfetmesine, yarı insan yarı melek savaşçılarının yüzyıllardır
insanları şeytanlardan koruduklarını öğrenmesine neden olur.
İblisler, büyücüler, vampirler, kurt adamlar ve bir çok doğaüstü
sakinle çevrili Gölge Avcıları’nın dünyasında Clary, genç gölge
avcılarına katılır. Jace (Jamie Campbell Bower), Isabelle (Jemima
Batı) ve Alec (Kevin Zegers)’le güçlerini birleştirip annesinin
geleceğine ahahtar tutarlar.
Cassandra Clare’in kaleme aldığı tüm dünyada satış rekorları kıran
fantastik serinin ilk kitabının uyarlaması “Ölümcül Oyuncaklar –
Kemikler Şehri” filmi sinemalarda!
Murat Tolga’nın notu: Twilight ile başlayan ve
fantastikmiş gibi yapan gençlik filmlerinin son örneklerinden biri…
Gençlik yıllarımızda The Lost Boys, Fright Night gibi benzeri
filmleri izlerdik ancak bu filmlerin hiçbirinde 80’ler eğlence
sinemasının lezzetini bulmak mümkün değil. Roman uyarlaması
olmasına rağmen kötü bir senaryodan çekilmiş gibi duran Kemikler
Şehri’ni ancak iflah olmaz Twilight fanatiklerine önerebilirim.
Kimler gitsin: Romantizmi filmlerden keşfeden
ergenler.
Sinemada izlemeli mi: Hiç izlemeseniz bile
olur.
ABD’DE LANETSİZ EV KALMADI! DAİRE 1303
Janet Slate özgürlüğüne kavuşabilmek için kız kardeşi ve annesinden
ayrılarak bir apartman dairesi kiralar. Tek istediği sakin ve
huzurlu bir hayata kurmaktır. Bulduğu daire, serseri ve garip
görünümlü apartman görevlisi, garip davranışlı komşuları ve
duvarlardan gelen garip seslerle huzur vericiden çok ürkütücü yeni
bir yaşam vaad etmektedir.
Michael Taverna’nın yönettiği ve Mischa Barton, Rebecca De Mornay,
Julianne Michelle ile John Diehl’in oynadığı Daire 1303 (Apartment
1303), Özen Film tarafından vizyona çıkarıldı.
Murat Tolga’nın notu: Bir başka tekinsiz ev
hikayesi daha ancak epey modern bir set dizayn edilmiş. Tekinsiz ev
hikayeleri daha gotik mekanlara yakışıyor diye düşünüyorum. Sıradan
bir örnek.
Kimler gitsin: Korku filmi olsun, çamurdan olsun
diyenler.
Sinemada izlemeli mi: Karar sizin, DVD baskısı da
beklenebilir.
LATİN İŞİ CİNAYET ENTRİKASI: CİNAYET TEZİ
Roberto Bermudez bir hukuk fakültesinde profesörlük yapan eski bir
ceza avukatıdır. Bir gün ders verdiği fakültenin önünde bir cinayet
işlenir. Katil, Roberto’yu bu tehlikeli oyuna çekmek istercesine
bazı izler ve ipuçları bırakmıştır. Roberto Bermudez, cinayet
üzerine kendisiyle sürekli teorik tartışmalar yapan zeki öğrencisi
Gonzalo’dan şüphelenmeye başlar.
Hernan Goldfrid’in yönettiği ve Ricardo Darin, Alberto Ammann, Calu
Rivero ile Arturo Puig’in oynadığı Cinayet Tezi (Thesis On a
Homicide), Tiglon Film dağıtımıyla Calinos Films tarafından vizyona
çıkarıldı.
Murat Tolga’nın notu: İspanyollar gerçekten çok
iyi gerilim filmleri çekiyorlar. Hikaye anlatıcılığı ve atmosfer
sağlama açısından Hollywood’u aştıkları bile söylenebilir. Eski
usul bir öykü olmasına rağmen Cinayet Tezi bilet paranızın hakkını
veren oldukça meraklı bir seyirlik.
Kimler gitsin: Gizem öykülerini seven herkes…
Sinemada izlemeli mi: Evet, bir atmosfer filmini
sinemada izlemek en iyi seçenek olur.
TERÖR SAVAŞI BEYAZPERDEDE: KAPALI DEVRE
Bir sabah Londra’da meydana gelen patlama sonrasında sadece bir
terörist sağ kalmayı başarır. Terörist Farroukh Erdogan patlamanın
hemen ardından yakalanır ve hapse atılır. Kendisine en ağır cezanın
verilebilmesi için araştırmalar ve hazırlıklar başlamıştır.
Teröristi yargılamak için, hükümetin elinde gizli bir kanıt vardır.
Ancak bundan ne Farroukh Erdogan ne de avukatları haberdardır.
John Crowley’in yönettiği ve Eric Bana, Rebecca Hall, Ciaran Hinds
ile Riz Ahmed’in oynadığı Kapalı Devre (Closed Circuit), UIP
Filmcilik dağıtımıyla D Productions tarafından vizyona
çıkarıldı.
Murat Tolga’nın notu: Filmi göremediğimden bir şey
yazamıyorum ama içinde Eric Bana olan bir film ne kadar kötü
olabilir ki?
Kimler gitsin: Bana hayranları…
Sinemada izlemeli mi: Ben de haftasonu sinemanın
yolunu tutacağım, size de tavsiye ederim.
POPSTAR YARIŞMASINDAN ZİRVEYE GİDİŞİN HİKAYESİ! ONE
DIRECTION: THIS IS US
One Direction: This Is Us filmi, grubun beş üyesinin hikâyelerini
anlatan bir film olarak hazırlandı. Filmde grup üyelerinin tümünün,
İngiltere’de düzenlenen X-Factor yarışmasına katılmalarının
ardından, nasıl bir araya getirildikleri, aileleriyle olan
ilişkileri, hayalleri ve ulaştıkları şöhretin nasıl bir his olduğu
gözler önüne seriliyor. Dünya turuna çıkmak üzere olan grubun yol
hikâyeleri görüntüleniyor.
Morgan Spurlock’un yönettiği ve Niall Hora, Zayn Malik, Liam Payne
ile Harry Styles’in oynadığı 1D One Direction: This Is Us, Warner
Bros. tarafından vizyona çıkarıldı.
Murat Tolga’nın notu: M. Jackson öldükten sonra
gösterilen This is It’i sevmiştim çünkü M.J tartışmasız bir pop
efsanesiydi. Şimdi benzer bir yapımla daha dün şarkı söylemeye
başlamış bacaksızlara hayranlık pompalıyorlar. This is Us… Çok
yaratıcı! Dinlemediğim bir müzik türüne ait vaktinden önce çekilmiş
bir film. 2-3 yıl sonra bu çocukları kim hatırlayacak ve bu yapımın
nasıl bir değeri olacak?
Kimler gitsin: Sadece 1D hayranları…
Sinemada izlemeli mi: 1D hayranları çığlıklar
atarak izlesin, geri kalan herkes başka salona!
YİNE Mİ KÖPEKBALIĞI FİLMİ! YEM 3D
Sakin bir Avustralya sahil kasabasında yaşayan yerli halk, tüm
şehri yerle bir eden bir tsunami felaketi ile sarsılır.
Kasabalarını yıkıma uğratan bu felaketin sonuçları hem maddi hem de
manevi altından kalkılabilecek gibi değildir. İlk devasa
dalganın ardından hayatta kalan Josh (Xavier Samuel), Kyle (Lincoln
Lewis), Heather (Cariba Heine), Jaimie (Phoebe Tonkin) ve Ryan
(Alex Russell) kendilerini bir marketin içerisinde savunmasız bir
halde bulur. Kendilerini tehdit eden şey ise marketin taşması
riskidir. Ancak, mağdurları bekleyen asıl felaket dev dalgalar
sonrasında ortaya çıkan ölümcül köpekbalıklarıdır. Grup üyeleri
Josh’ın saldırıya uğramasının ardından bu felaketi alt etmek için
takım olarak mücadele etmeleri gerektiğini anlamaları çok da uzun
sürmeyecektir.
Kimble Rendall’ın yönettiği ve Xavier Samuel, Richard Brancatisano,
Chris Betts ile Sharni Winson’un oynadığı Yem (Bait), Pinema Film
tarafından vizyona çıkarıldı.
Murat Tolga’nın notu: yüzlerce köpekbalığı filmi
var ama ne zaman iyi bir köpekbalığı filmi izlemek istesem Jaws’dan
başka hiçbir seçenek yok! Yem filmi de “kötü köpekbalığı filmleri”
zincirine bir halka oluyor. Senaryonun mantığı fazlaca zorlanmış
ama Sharknado, Sharktopus gibi filmleri izleyenlere saçma
gelmeyebilir. Yine de ben “alışveriş merkezini basan
köpekbalıkları” fikrine alışamadım. Açık denizin suyu mu çıktı?
Kimler gitsin: Yüzgeç varsa ben o filmi izlerim
diyenler.
Sinemada izlemeli mi: DVD baskısı beklense de
olur, ev sineması için daha uygun bir yapım.
MURAT TOLGA ŞEN / [email protected]