Adana 'da yaşayan Erman Akalp, 1981 Aralık ayı ya da 1982'nin ocak ayında Isparta Doğumevinde dünyaya geldi. Ailesinin 5. ya da 6. çocuğuydu. Öz ailesi 'biz ona bakamayız' diyerek Erman'ı evlatlık verme kararı aldı. Erman, henüz göbek bağı bile düşmeden Isparta Doğumevinde evlatlık verildi.
Erman'ı evlatlık alan Nilgün ve Yılmaz Akalp onu sevgiyle büyüttü. Anne ve baba bildiği Nilgün ve Yılmaz Akalp vefat ettikten sonra teyzesi ve dayısı ona kol kanat gerdi, kendi çocuklarından ayırt etmedi. Erman sahip olduğu güzel aile sebebiyle olacak ki bugüne kadar hiç öz ailesini arama gereği duymadı. Ta ki 3 ay önce hastanede aldığı kötü habere kadar.
39 yaşındaki Erman Akalp'a doktor lösemi teşhisi koydu. Erman'ın durumu aciliyet arzediyordu ve ailesinden donör bulunması gerekiyor. Lösemi hastalığından kan nakli sayesinde kurtulabilirdi. Kan uyumu da en çok aile üyelerinde bulunuyordu. Ancak Erman evlatlıktı ve öz ailesini bilmiyordu. Erman hastanede tedaviye başlarken teyzesi ve dayısı Müge Anlı'ya başvurarak genç adamın öz ailesini aramaya başladı.
Müge Anlı 'ölmemek için ailesini arayan' Erman'ın durumunu ATV ekranlarından duyurunca 2 farklı aile ortaya çıktı. Bunlardan ilki Hatice Erkoçak ve eşiydi. Hatice hanımın da küçük kardeşi evlatlık verilmişti ve o güne kadar çok aramasına rağmen izini bulamamıştı. Hem Erman'ın hem de Hatice hanımın anlattıkları birbirine çok uyuyordu. Hatice Erkoçak da 'Yüreğimden hissediyorum Erman benim kardeşim' diyerek onu çok sahiplenmişti.