Öldürülen gazeteciler TGC Basın Müzesi'nde törenle anıldı
TGC, öldürülen 66 gazeteciyi, ilk basın şehidi Hasan Fehmi Efendi’nin mezarı başında saygı duruşunda bulunduktan sonra Basın Müzesi’nde törenle andı.
TGC Başkanı Turgay Olcayto “Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Ahmet Taner
Kışlalı, Hrant Dink gibi ustaların da aralarında yer aldığı 66
meslektaşımızı bir kez daha hüzünle anarken, faili meçhul gazeteci
cinayetlerinin dosyalarının tozlu raflardan indirilerek yeniden
açılmasını talep ediyoruz” dedi.
Gazetecilik mesleğinin verdiği ilk kayıp olan Hasan Fehmi
Efendi’nin 6 Nisan 1909’da Galata Köprüsü’nde öldürülmesinden bu
yana 108 yıl geçti. Bu süreç içinde 66 gazeteci kurşunlara,
bombalara hedef olarak yaşamını yitirdi. Hasan Fehmi Bey’in toprağa
verildiği tarih olan 6 Nisan günü 1997 yılında Türkiye Gazeteciler
Cemiyeti Yönetim Kurulu’nun aldığı kararla “Şehit Gazeteciler Günü”
olarak kabul edildi. 2005 yılında yine Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Yönetim Kurulu’nun aldığı kararla günün adı “Öldürülen Gazeteciler
Günü” olarak değiştirildi.
Bu yılda Türkiye Gazeteciler Cemiyeti “Öldürülen Gazeteciler
Günü”nde ilk basın şehidi Serbesti Gazetesi’nin Başyazarı Hasan
Fehmi Efendi’nin Çemberlitaş Divanyolu’nda bulunan II. Mahmut
Türbesi’ndeki mezarı başında saygı duruşunda bulunduktan sonra
Basın Müzesi’nde anma töreni düzenledi.
Törene; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Turgay Olcayto, Genel
Sekreter Sibel Güneş, Genel Sekreter Yardımcısı Ahmet Özdemir,
Balotaj Kurulu Üyesi Muammer Tuncer, Yönetim Kurulu Yedek Üyesi
Garbis Özatay, TGC İdare Müdürü Cem Çapanoğlu, TGC Basın Müzesi
Müdiresi Saadet Altay ve Nedim Kavuk’un da aralarında olduğu
gazeteciler katıldı.
BAŞKAN OLCAYTO: HALEN 155 GAZETECİ ARKADAŞIMIZ
CEZAEVİNDE
Anma Töreninde yaptığı konuşmada TGC Başkanı Turgay Olcayto
“Türkiye Gazeteciler Cemiyeti II. Meşrutiyetten bu yana Türkiye’de
öldürülen gazetecileri 1997 yılından başlayarak 6 Nisanlarda anmayı
sürdürüyor. II. Meşrutiyetten sonra 1908 yılından itibaren bir
basın patlaması yaşayan Babıali, aynı zamanda 1909 yılında Hasan
Fehmi’nin Galata Köprüsü üstünde kurşunlanarak öldürülmesiyle
günümüze dek uzayan gazeteci cinayetlerine tanık olmuştur. Hasan
Fehmi’nin katledilmesi bir bakıma daha sonra gazeteci ölümlerinde
kendini gösteren faili meçhul cinayetler serisinin de ilki olma
özelliğini taşıyor” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü:
“1909’dan bugüne dek ülkemizde 66 gazetecinin öldürüldüğü ve
bunların çoğunun katillerinin ve azmettiricilerinin bulunamadığı
biliniyor. Halen Basın Müzesi Galerisi’nde 66 gazeteci ve yazarın
fotoğrafları ile kısa bilgileri bulunuyor. Bu isimler ve
fotoğrafları mahkemelerce tescil edilmiş olayların kurbanlarından
oluşmakta. Aslında bu sayının çok daha üzerinde gazeteci ölümünün
olduğu, ancak resmi makamlarca tescil edilemediği ve yeterli bilgi
ve belge bulunamadığı için bu ölümlerin karanlıkta kaldığı
anlaşılmaktadır.
GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR
Gazeteciler kamuoyunun haber alma ve bilgilenme hakkı için uğraş
veren insanlardır. Buna karşın devlet erki tarafından ve iktidarlar
tarafından pek sevilmezler. Kimi zaman gerçeklerin araştırılması,
doğruların yazılması iktidarları rahatsız eder. Bu durum dün
böyleydi, bugün de böyle. Halen 155 gazeteci arkadaşımız
cezaevinde. Uluslararası basın ölçütlerine göre halkın haber alma,
bilgilenme hakkı demek olan basın özgürlüğünün yeterince
kullanılmadığı ülkelerden biri Türkiye. Bu ayıbın bir an önce
ortadan kaldırılması düşünceyi ifade, temel hak ve özgürlükler
önündeki engellerin kaldırılması en büyük dileğimiz. Günümüzde
artık “gazeteci öldürülmüyor” diyen kimi etkili ve yetkili
siyasilere yanıtımız öldürülmüyor ama yıllarca uzun tutukluluklarla
demir parmaklıklar arkasında tutuluyor, darp ediliyor, yazılarına
sansür konuluyor ve işten atılıyor. Cumhuriyetin kuruluşundan bu
yana iktidarlara gazeteciliğin, iktidarın hoşuna giden haberler
yazmak olmadığını anlatmaya çalışıyor medyanın düşün insanları. Biz
de yineliyoruz gazetecilik suç değildir.
Hangi nedenle olursa olsun bugüne dek öldürülen bütün gazetecileri
saygıyla anıyoruz. Aralarında basınımızın kurumlaşmasına öncülük
eden Abdi İpekçi, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink gibi
ustaların da aralarında yer aldığı 66 meslektaşımızı bir kez daha
hüzünle anarken, fail meçhul gazeteci cinayetlerinin dosyalarının
tozlu raflardan indirilerek yeniden açılmasını talep ediyoruz.”