Okur Temsilcisinden Hürriyet'e 'Emek Hırsızlığı' tepkisi
Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici, özel bir haberi mahreci çıkararak giren hürriyet.com.tr'yi fena eleştirdi
İşte "Hürriyet olarak ürettiğimiz içeriklerin yağmalanmasına karşı çıkıyorsak, biz de başkalarının ürettiklerine aynı özeni göstermeliyiz." diyen Bildirici'nin gazetesinin internet sitesine yönelik eleştirileri:
Mehmet Genç isimli bir gezgin, web sayfasında yer alan “Maya piramitlerinde bir gece geçirdi” başlıklı yazı ve fotoğraflarını izinsiz olarak Hürriyet internet sitesinde kullanılmasına tepki gösterdi.
Okur temsilcisine gönderdiği e-mailde, “Bana haber vermeden tüm yazımı almışsınız. Fotoğraflarımı da imzamı silerek yayınlamışsınız” yazan Genç, kişisel web sayfasına da “Emek hırsızlığı” başlıklı kısa bir açıklama koydu.
Hürriyet okur temsilcisi Faruk Bildirici, Genç'in fotoğraflarını izinsiz olarak kullanan Hürriyet internet sitesi yönetimine 2012 yılında 20 gazetenin birlikte yayınladığı “Gazetelerin içeriği sadece gazetelerindir” bildirisini anımsattı.
İşte "Hürriyet olarak ürettiğimiz içeriklerin yağmalanmasına karşı çıkıyorsak, biz de başkalarının ürettiklerine aynı özeni göstermeliyiz." diyen Bildirici'nin gazetesinin internet sitesine yönelik eleştirileri:
Genç, yazının izin alınmadan yayımlanmasına itiraz etmekte haksız mı?
Yazının girişine “dünyayı köşe bucak gezen Rotasız Seyyah isimli seyahat yazarı Facebook sayfasında yazdı” diye kaynak göstermek, bize o yazıyı sahiplenme hakkı verir mi?
Bence hayır.
Hatırlarsınız, Hürriyet’in de aralarında bulunduğu 20 gazete, 1 Ekim 2012’de “Gazetelerin içeriği sadece gazetelerindir” başlıklı ortak bir bildiri yayımlamış; internet sitelerinin, gazetelerin ürünlerini izin almaksızın kullanmaya son vermeleri istenmişti.
Bu çıkışın nedeni, “Sağlıklı bir internet haber medyası düzeni için fikir ve emek hırsızlığına karşıyız” diye açıklanmıştı. Hürriyet olarak ürettiğimiz içeriklerin yağmalanmasına karşı çıkıyorsak, biz de başkalarının ürettiklerine aynı özeni göstermeliyiz. Salt internetteki yazı ve fotoğraflar da değil sözünü ettiğim.
İstisnasız bütün mecralarda ve görsel ürünlerde imzayı da eksik bırakmamalı, emeğin hakkını teslim etmeliyiz.
Örneğin geçen ay Sezen Aksu’nun konserlerinde eski bir Hürriyet çalışanı olan Mehmet Çağlarer çekmişti fotoğrafları.
Basın bülteniyle dağıtılan bu fotoğraflar ana gazete ve Kelebek’te kullanılırken Çağlarer’in imzası konulmamıştı.
Çağlarer, serzenişini iletirken yaşadığı bir anekdotu da aktardı:
“Bir dostum, bir Norveç dergisi için benden fotoğrafını istemişti, gönderdiler, asistanı fotografçı adı yazmamış. Norveçli editör mail’le isim sormuş ve ‘İsim belirtmeden kullanamayız’ demiş! Gönlümden geçen, -basın bülteninde fotoğrafçı adı olmasa bile- sayfa sorumlusunun göndereni arayıp isim soracak aşamaya gelmesi. Hürriyet’e yakışan da böyle bir tavırdır.”
Kuşkusuz olması gereken bu. Sorun bir sanatçıyı üzmekten de öte bizim gazetecilik standartlarımızla ilgili. Emeğe saygı, kaliteli gazeteciliğin olmazsa olmazı...