02 Mar 2011 17:35 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:05

OKTAY EKŞİ'DEN MEHMET METİNER'E SUİKAST GİRİŞİMİ HAKKINDA ÇOK TARTIŞILACAK BİR İDDİA!

Gazeteci Oktay Ekşi, Mehmet Metiner'e suikast girişimi konusunda tartışma yaratacak çarpıcı bir iddiada bulundu.

Gazeteci Oktay Ekşi, Başbakan’ın da gündeme getirdiği Mehmet Metiner’e suikast girişimi konusunda tartışma yaratacak çarpıcı bir iddiada bulundu. Ekşi’ye göre suikast olayı Soner Yalçın ve arkadaşlarına yapılanları örtbas için ortaya atılmış olabilir.

Geçtiğimiz yıl Başbakan Erdoğan ile ilgili yazdığı bir yazısı nedeniyle büyük tepki çeken Hürriyet Eski Başyazarı ve Basın Konseyi Eski Başkanı Oktay Ekşi, bu kez de Gazeteci Mehmet Metiner’e yönelik planlanan suikast ile ilgili yaptığı açıklamalarla tartışma yaratacak. Odatv baskını ve Mehmet Metiner’e suikast olayını gazeteA24.com’a değerlendiren Ekşi, söz konusu suikast girişiminin Oda TV baskınını gündemden düşürmek için tezgâhlanmış olabileceğini iddia etti.

İşte, Basın özgürlüğü konusunda “Bu iktidar ülkenin başından gitmedikçe bu konuda bir arpa boyu yol almak mümkün değil…” diyen ve adalete güvenin kalmadığını, bu nedenle de ‘Ergenekon’un varlığından şüpheli olduğunu dile getirerek Hükümeti ağır bir dille eleştiren Oktay Ekşi’nin gündem yaratacak o açıklamaları.

Soner Yalçın’ın gözaltına alınmasını ve Odatv baskınını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu basın özgürlüğüne yapılmış bir operasyon mu yoksa haklılık payı var mıdır?
Soner Yalçın’ın ve arkadaşlarının gözaltına alınmakla yetinmeyip tutuklanmaları olayına "kuşku" ile bakıyorum. Kuşkumun nedeni onların "Ergenekon" denen, ne idüğü bilmeyen, merkezi, kaydı kuydu olmayan ama cümle âlemin ona "üye" olduğu bildirilen nesne ile bağlantısı olabileceğinden kaynaklanmıyor. Zaten o nesnenin varlığından çok şüpheliyim.

Kuşkumun nedeni Türkiye’de adalete güvenim kalmamasından kaynaklanıyor. Adalete güveniniz kalmayınca o operasyonun basın özgürlüğüne karşı olup olmamasının hiç önemi kalmaz. Çünkü öyle bir ortamda sadece basın mensupları değil, herkes tehdit altında demektir.

Başbakan’ın da dile getirmesiyle yeniden alevlenen “meslektaş dayanışması” tartışmasında Soner Yalçın ve Mehmet Metiner’in karşılaştırılması konusunda neler söylemek istersiniz?
Mehmet Metiner’e birileri suikast düzenledi diye bir iddiadan haberdarım. Bu gerçeği yansıtıyorsa elbet Mehmet Metiner’e destek vermek hepimizin borcudur. Ama bu olay bana sanki Soner Yalçın ve arkadaşlarının başına gelenleri dengelemek için ortaya atılmış gibi geliyor. Biraz bekleyelim... Metiner’e suikast meselesi Bülent Arınç’a suikast meselesine benziyor mu anlayalım, sonra konuşuruz.

“CUMHURİYETE İNANDIĞINI BELİRTEN HERKES BASKI ALTINDA”
Nuray Mert, Soner Yalçın’ın mektubunda yer alan isimlerin kamuoyuna açıklanmasını bir ‘itibarsızlaştırma operasyonu’ olarak eleştirdi. Bu tür operasyonların gerçekleştirildiğini düşünüyor musunuz?
İçinde bulunduğumuz dönemde sadece gazetecilere değil, Cumhuriyetin temel değerlerine inandığını saklamayan herkese karşı sürdürülen bir kampanya var. Sözünü ettiğiniz operasyonlar onun bir parçası sadece... Nuray Hanım’ın adının bir mektupta geçmesi neden onun itibarsızlaştırılması sonucu doğurabileceğine aklım ermediği için sorunuza yanıt veremiyorum.

“ONURU OLMAYANLAR İKTİDARI ALKIŞLAR”
Günümüzde sıkça tartışılan ‘yandaş medya’ kavramına mensup kurumlar ya da kişiler daha mı rahat yazabiliyor ve ekranlarda konuşabiliyor?

Bu soruyu onlara sorun... İktidarı alkışlamak, onurunuz yoksa kolay olabilir gibi geliyor bana.

Son olarak sizce gerek medya gerekse iç siyasette en büyük sorun ve bu soruna çözüm öneriniz nedir?
Medyanın dış sorunu ‘özgürlüğü’dür. Bu iktidar ülke başından gitmedikçe bu konuda bir arpa boyu yol almak mümkün değil. İç sorunu ise medya mensuplarını (gazetecileri) güvenceli bir çalışma ortamına bir türlü kavuşturmayışımızdır.