07 Eyl 2009 20:33 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:51

OKTAY EKŞİ AÇIKLADI!.. ERTUĞRUL ÖZKÖK GÖREVDEN AYRILIRSA NE YAPACAK?

"Ertuğrul Özkök'ün yayın yönetmenliğinden ayrılacağı rivayetine kulak asar mısınız?" İşte Ekşi'nin buı soruya verdiği yanıt.

Umreye gider misin deseler 'Nasılsınız' diye sorarım


Yayın yönetmeni Özkök'ün umreye gideceğini başyazar Oktay Ekşi, 'yol arkadaşı' Ahmet Hakan'dan öğrenmiş. Yazıişleri toplantısında 'Sahi mi' diye sormuş. 'Evet' cevabı alınca da tepkisi 'Hay Allah, sen ne değişik adamsın' olmuş. Ekşi 'Biri gelip bana umreye gider misiniz diye sorsa nasılsınız derim. İlgi alanım değil. Oraya gitmeye kalksam beklenen gazeteciliği yapabileceğimi söyleyemem' diyor


Oktay Ekşi'nin başyazarlık yaptığı bir gazetede, genel yayın yönetmeni ve etkin bir köşe yazarının umre ziyaretinin yazı dizisi haline getirilmesi size ne hissettiriyor?

Ertuğrul Özkök bu gazetenin gelmiş geçmiş en önemli yayın yönetmenlerinden biri. Değişik bir yönetmendir. Fevkalade liberal bir kişiliğe sahip. Bu nedenle beni zaman zaman çok da şaşırtır. Umreye gideceği yönünde bilgi önceden bir yerde çıkmıştı.

Ahmet Hakan köşesinden haber vermişti.

Evet, galiba onda okudum, sonra yazı işleri toplantısında 'Sahi mi' dedim, 'Gerçekten umreye mi gideceksin?' 'Evet, ciddi gideceğim' dedi. 'Hay Allah' dedim, 'Ne değişik adamsın!'

Neden? Umreye gitmek için değişik mi olmak gerekiyor?

Beklemiyordum. Ama Ertuğrul gazetecilik söz konusu olunca kendini tutamaz. Hele konuşulacak bir şey yakaladıysa zapt etmek mümkün değildir.

Peki siz gazetecilik söz konusu olunca nasıl olursunuz?

Benim kendi frenlerim vardır. Bazı şeyleri yapmam. Ertuğrul için böyle bir şey söz konusu değil.

Neyi yapmazsınız?

Galiba ben Ertuğrul kadar çok konuşulmayı seven biri değilim. Bunca yıl içinde inşa edilmiş sınırlarım var. O sınırları aşmak söz konusu olunca beş kere düşünürüm. Mesela bunca yıldır buradayım, blue jean'le gazeteye ilk kez birkaç ay önce geldim.

Kurallarınız var.

Evet, var.

Ertuğrul Bey'in yok mu?

O çok rahat. Hoşuna gidiyorsa, dürüstlük açısından sakıncası yoksa dinlemez yapar.

Bu özelliği umre ziyaretine nasıl bağlıyorsunuz? Sizce umreye gitmek anormal bir şey mi?

Hayır değil ama birisi gelip bana 'Umreye gider misiniz?' diye sorsa 'Nasılsınız?' diye sorarım. Benim ilgi alanım değil. Oraya gitmeye kalksam beklenen gazeteciliği yapabileceğimi söyleyemem.

İnançla ilişkinizden dolayı mı?

Hayır. Öteki dinlerle ilgili bir tören de olsa kendimi konuya yabancı hissederim. Ben gitmezdim.

Hakikaten Ertuğrul Bey 'Bir dahaki sefere de siz gidin' dese?

Bir başkası gitsin, derim. Herkesin yapabileceği şeyler var. Kendimi yadırgarım. Ama yapılanı ilgiyle okuyorum. İyi bir gazetecilik. Bu gidişi bütün medyanın olayı haline getirmek kolay bir şey değil.

Laiklikle ilgili kaygıları belki de en fazla öne çıkan yazarsınız. Bu dizinin gazetenizde geniş yer bulması bu kaygılarınızı artırıyor mu?

Hayır, laik değerlere sahip olmakla çatışan bir tarafı yok. Laiklik konusunda en az benim kadar duyarlı insanlar da gidiyorlar.

Sizin bu seyahatten rahatsızlık duyduğunuz yönünde rivayetler vardı ama.

Yok, yok. Hiçbir rahatsızlığım yok.

Zaten Özkök ve Hakan katıldıkları bir televizyon programında 'Oktay Bey bizi o akşam uğurladı' dedi.

O akşam biz gazetede aşağıdaydık. Onlar ayrılmadan önce 'Size güle güle demeye geldik' dedim. İyi dileklerimi söyledim, şakalaştık, ayrıldık.


İki şeyi anlamıyorum: Sit-com ve ikoncan

Özkök bir süredir Hüriyet'in içinden bir sit-com yaratmak istediğini yazıyor.

Ben onu hala anlayamadım. Sordum da bu nedir diye. İki şeyi anlamıyorum, bir sit-com, bir de ikoncan (gülüyor)...

Anlamıyorum deseniz de dahil oldunuz. Evinizdeki 'atış partisi' üzerine Ertuğrul Bey'in kaleme aldığı yazıda siz önemli rollerden birindeydiniz.
Evet, siz bizim yazı işleri toplantısına gelseniz... Bundan daha keyif verici bir ortam zor bulursunuz. Genel yayın yönetmeninin kişiliği çok önemlidir, gazete atmosferini etkiler. Ertuğrul tüy kadar hafiftir.

Her ne kadar 'sit-com'a dahil edilseniz de son dönemde eski tarz gazeteciliğin demode olduğu, yazıya kendini katan, life-style yazan yazarların yükseleceği üzerine makaleler yazılıyor. Üzerinize alınıyor musunuz?

Niye alınayım? Hiç aldırış ettiğim bile yok. Ertuğrul 'Şu demode oldu' diyor, 'Tanrı yazar artık yok' diyor... Doğru ama tanrı yazar, o yazmadan önce de pek yoktu. Onun gözüne batanlar yüzünden bunları yazdı.
n Bazen sizi kast ettiğini düşünüyorum.
(Gülüyor...) Demek ki yüzüme söylemeyecek kadar ince davranıyor!

Aranızda bir güç kavgası var mıdır? Siz ona Ertuğrul diyorsunuz, o ise size Oktay Bey.

Doğrudur, öyle deriz ama aramızda öyle bir kavga hiç olmadı. Aklımızdan bile geçmedi. Ertuğrul fevkalade içi dışı birdir. Sıfır kompleksle yaşadığını söyleyebilirim.

Değişime açık, biraz çılgın ve biraz provokatif bir yayın yönetmeninin sizin gibi çok istikrarlı ve değişmez çizgili bir başyazarla çalışması nasıl oluyor?
İşte bunu ona sorun. Sıkıntıyı çeken o.


Gülen'ci gazetecide kalite önemli


35 yıldır çizginizi hiç değiştirmiyorsunuz. Oysa Hürriyet'in zaman zaman değiştiği iddia ediliyor. Bu bir çelişki doğuruyor mu?

Hürriyet temel değerlerde değişmez. Siyasi konjonktüre Oktay Ekşi'den daha uyumlu olabilir. Bu eskiden beri böyleydi. Şimdi de böyle olmasında yadırganacak bir şey yok.

Mesela Hürriyet'in Gülen cemaatine yakınlaştığı, bazı isimlere bu nedenle yer açıldığı ileri sürülüyor. Katılıyor musunuz?

Buradaki temel bakış gazetecilik açısından bu adam yararlı mı değil mi bakışı. Ahmet Hakan geldiği zaman da bu tartışıldı. Gülen dünyasında bulunmuş isimler buraya gelince gazetecilik kaliteleri müsaitse kalırlar. Ben temel çizgiyi değiştirecek bir politika veya onun belirtisi diye ileri sürülen hususlara kulak asmam.

Ertuğrul Özkök'ün yayın yönetmenliğinden ayrılacağı rivayetine kulak asar mısınız?

O dediğiniz olduğu zaman burada ben olmam. Çünkü temel değerler gitmiş olur. İnşallah olmaz.

'Burada kalmam' demek gazeteciliğe nokta koymak mı?

Evet, öyle olur. Başka şey düşünmem. Buradan ayrılacak olsam ne yaparım biliyor musunuz? Köyde ev yaptırdım. Mesudiye'nin Aşağı Gökcek köyünde. Oraya bütün yazı yaşamımın koleksiyonları ciltler halinde gitti. Harç bitti, yapı paydos derlerse orada dünyam var. Tabii sağlık da varsa...


Nagehan Alçı/AKŞAM