Röportaj
29 Haz 2008 21:21 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:09

'OKAN BENİM HAYATIMA GİRMİŞ BİR ERKEK!.. HAŞMET'İN ADINI ANARKEN 10'A KADAR SAYMAK GEREKİR!...' AYŞE ÖZYILMAZEL'DEN İLGİNÇ BİR OKAN BAYÜLGEN-HAŞMET BABAOĞLU KARŞILAŞTIRMASI!...

Şarkı Söylemek Lazım adlı yarışmada ekrana jüri olarak gelmeye hazırlanan Ayşe Özyılmazel, Okan Bayülgen'le neden ayrıldıklarını, sürpriz TV projelerini anlattı.

Okan benim hayatıma girmiş bir erkek



SABAH yazarı Ayşe Özyılmazel, yaşadığı sansasyonel olaylarla magazin dünyasının da kahramanlarından biri. En son Okan Bayülgen'den ikinci kez ayrılan ve yakında bir televizyon programı yapmaya hazırlanan Özyılmazel'le, hakkında merak edilenleri konuştuk.....


Ayşe Özyılmazel, SABAH gazetesi Günaydın ekinin olaylı yazarı. Neredeyse yazdığı kadar yazılıyor da... Hıncal Uluç'la dostluğu, eleştirilen yazı dili, önce Haşmet Babaoğlu ile ardından Okan Bayülgen'le aşk yaşaması, ayrılıkları, babası Neco'yla yaşadığı olaylar, şarkıcı Yalın'la çıkan aşk dedikoduları... Yazarken bile yorucu hikâyeler bunlar. O da yaşarken yorulmuş belli ki. Ama şu sıralar gayet iyi görünüyor. Televizyon dünyasına ısınmaya başladı yavaş yavaş. Öyle ki, Show TV'de 1 Temmuz'da başlayacak Şarkı Söylemek Lazım programında jüri üyeliği yapmaya hazırlanıyor. Yakında onu sürpriz bir televizyon projesinde de izleyeceğiz. Özyılmazel ile hem bu yeni projeleri, hem de fırsatı bulmuşken özel hayatı hakkında konuştuk.


- Son birkaç yıl içinde bir sürü sansasyonel olay yaşadınız. Neler hissediyorsunuz bu olayların ardından? Mesela sevgilinizle ayrılınca ne hissediyorsunuz, sonra bu olay herkesin diline dolanınca ne hissediyorsunuz?
- Bu olaylar ilk başladığında, yani iki yıl evvel; çok üzüntü duyuyordum. Mesela bir aile meseleni, özel hayatını insanların diline dolanmış görmek seni incitiyor. Fakat yeni yeni fark ettim ki; bir, eğer senden söz edilmiyorsa, fark edilmiyorsun demektir. İki, söylenenler hiç önemli değildir. Basının ve medyanın icap ettirdiği şeylerdir. Eğer bir haber değeri varsa, bunu basın kullanır. Bunu da en iyi ben bilirim. O yüzden de hamama girdim, terliyorum.


- Bütün bu olaylardan, yazılıp çizilenlerden sonra insanda kendine ve yaşadıklarına karşı bir yabancılaşma oluyor mu?
- Başka insanlar için garip olabilir ama ben gazeteciyim ve gazetenin nasıl hazırlandığını, haberlerin nasıl yapıldığını biliyorum. O yüzden asla kendime yabancılaşmıyorum. "Belki ben olsam, ben de böyle haber yapardım," diyorum.


- Bir gazeteci olarak magazin basınının haber kaynağı olmak nasıl bir şey?
- Bir kere ben Neco gibi bir babanın kızıyım. Ve benim çocukluğum, babamın şöhretinin en yüksek olduğu zamanlardı. O yüzden benim kafamda zaten garip bir şekilde şöhret algısı yok. Çünkü bizim evimizde, amca dediğimiz, teyze dediğimiz insanlar Erol Evgin, Nükhet Duru, Cenk Koray gibi insanlardı. Bu benim için doğal yani. Ben zaten genç kızlığımdan beri basında yer aldım. İşin içine, yani bu mesleğin içine de girdiğim zaman, magazin basınının nasıl işlediğini gördüm. Ve eğer ben örneğin, Okan Bayülgen'le isem, bu bir haberdir. Ve magazin basını da haberini yapacaktır. Gittiğim yerde beni çekecektir. Yazacaktır. Beğenmeyen ele