07 Ağu 2010 15:29
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:31
OKAN BAYÜLGEN KİMLERİN KRALI?
'Kralın dostları' işi iyice sulandırmaya başladıklarına göre artık iki kelam etmenin vakti geldi.
Bazılarının kralı Okan Bayülgen
’Kralın dostları’ işi iyice sulandırmaya başladıklarına göre artık iki kelam etmenin vakti geldi. Meseleyi baştan alalım:
15 Temmuz’da Rojin’in menajeri Tülay Özçelik, Okan Bayülgen’in programından arandı. 31 Temmuz’da Bayülgen’in bir ’cover program’ yapacağı, bu programda Rojin’i de konuk etmek istediği, özellikle Şebnem Ferah’ın ’Sil Baştan’ şarkısını okumasını arzu ettiği söylendi. O sırada Rojin yurtdışındaydı...
***
Tülay Rojin’le konuşup, programını ayarladı, Bayülgen’in ekibini aradı. ’Rojin 31 Temmuz akşamı gelecek. Bir de hatırlatma yapayım, Sil Baştan’ı Kürtçe okuyor’ dedi. Karşıdaki sesin cevabı şuydu: Bunu yapımcımız biliyordur elbette. Kendisini özellikle istiyor!
***
Bunun üzerine 31 Temmuz’da Bayülgen’in konuğu olmayı programına aldı Rojin. Ta ki 30 Temmuz’a kadar... 30 Temmuz’da programın asistanından Tülay’a bir facebook mesajı geldi: Davetimiz iptal oldu!
***
Ne bir gerekçe, ne bir telefon... Bunun üzerine Tülay hem programın yapımcısı Reyhan Tüysüz’ü, hem de Okan Bayülgen’i defalarca aradı, mesaj attı, ama onlara hiçbir şekilde ulaşamadı...
***
Bu gelişmelerin üzerine birkaç gündür yine aynı sahne perdeleniyor. Neymiş efendim? Rojin, kendi pr’ını yapmak için Bayülgen’i kullanıyormuş! Allah aşkınıza, burada davet edilen o, daveti gerekçe gösterilmeden iptal edilen o, iptali doğru dürüst bildirilmeyen o... Ve tüm bunlara rağmen reklamını yapan da o!
***
Rojin gibi sesi güçlü, fiziği güzel ve esprili bir sanatçının bu özellikleriyle değil de Kürt olduğu ve Kürtçe şarkı söylediği için gündeme gelmesi zaten hepimiz için büyük bir utanç. Bu utanç yüzünden yüzümüzün kızarması gerekirken bazı kendini bilmezler nasıl oluyor da utancın mağdurunu suçlu ilan etmeye cüret edebiliyorlar?
***
Bunları şaşkınlıkla izlesem de, bir şeye hiç şaşırmıyorum: Böyle bir kafatasçılık, böyle bir etiketleme, böyle bir oryantalizm zehriyle ’aşağı görülen ırklar’ listesi hazırlamayı olsa olsa Okan Bayülgen yapabilir şov dünyamızda. ’İtaat kültürüne meydan okuyorum’ diyerek yıllardır kolay lokmalarla insanları uyutan, otoriteye karşı çıkıyorum kamuflajı ile kendini otorite koltuğuna oturtan, o koltukta başöğretmen edasıyla insanları yabancı dilden, felsefe bilgisine kadar sorguya çekmeye kalkışan Bayülgen...
***
Bu, diskoların, medyanın, uykusuz gecelerimizin kralı daha önce de Cezayirli ve Mısırlı sanatçıları aşağılamış, ’Avrupa bu yamyamları dinliyor’ demişti. Arapları kastederek ’yakında Fransa’da medeni Fransız insan kalmayacak’ cümlesini kurabilmişti!
***
Böyle açıktan kafatasçılık yapan bir ’otorite savaşçısı’ bugün de Kürtçe şarkıyı kendine yakıştıramıyor. Avrupa’daki Arapları nasıl görüyorsa Türkiye’deki Kürtleri de öyle görüyor.
***
Bu zihniyetin kral koltuğuna oturabildiği, otoriteye başkaldırıdan güçsüzü ezmenin anlaşıldığı, alenen faşizm yapanların ’gençlik idolü’ olabildiği bir yer hala burası...
Nagehan Alçı/Akşam
’Kralın dostları’ işi iyice sulandırmaya başladıklarına göre artık iki kelam etmenin vakti geldi. Meseleyi baştan alalım:
15 Temmuz’da Rojin’in menajeri Tülay Özçelik, Okan Bayülgen’in programından arandı. 31 Temmuz’da Bayülgen’in bir ’cover program’ yapacağı, bu programda Rojin’i de konuk etmek istediği, özellikle Şebnem Ferah’ın ’Sil Baştan’ şarkısını okumasını arzu ettiği söylendi. O sırada Rojin yurtdışındaydı...
***
Tülay Rojin’le konuşup, programını ayarladı, Bayülgen’in ekibini aradı. ’Rojin 31 Temmuz akşamı gelecek. Bir de hatırlatma yapayım, Sil Baştan’ı Kürtçe okuyor’ dedi. Karşıdaki sesin cevabı şuydu: Bunu yapımcımız biliyordur elbette. Kendisini özellikle istiyor!
***
Bunun üzerine 31 Temmuz’da Bayülgen’in konuğu olmayı programına aldı Rojin. Ta ki 30 Temmuz’a kadar... 30 Temmuz’da programın asistanından Tülay’a bir facebook mesajı geldi: Davetimiz iptal oldu!
***
Ne bir gerekçe, ne bir telefon... Bunun üzerine Tülay hem programın yapımcısı Reyhan Tüysüz’ü, hem de Okan Bayülgen’i defalarca aradı, mesaj attı, ama onlara hiçbir şekilde ulaşamadı...
***
Bu gelişmelerin üzerine birkaç gündür yine aynı sahne perdeleniyor. Neymiş efendim? Rojin, kendi pr’ını yapmak için Bayülgen’i kullanıyormuş! Allah aşkınıza, burada davet edilen o, daveti gerekçe gösterilmeden iptal edilen o, iptali doğru dürüst bildirilmeyen o... Ve tüm bunlara rağmen reklamını yapan da o!
***
Rojin gibi sesi güçlü, fiziği güzel ve esprili bir sanatçının bu özellikleriyle değil de Kürt olduğu ve Kürtçe şarkı söylediği için gündeme gelmesi zaten hepimiz için büyük bir utanç. Bu utanç yüzünden yüzümüzün kızarması gerekirken bazı kendini bilmezler nasıl oluyor da utancın mağdurunu suçlu ilan etmeye cüret edebiliyorlar?
***
Bunları şaşkınlıkla izlesem de, bir şeye hiç şaşırmıyorum: Böyle bir kafatasçılık, böyle bir etiketleme, böyle bir oryantalizm zehriyle ’aşağı görülen ırklar’ listesi hazırlamayı olsa olsa Okan Bayülgen yapabilir şov dünyamızda. ’İtaat kültürüne meydan okuyorum’ diyerek yıllardır kolay lokmalarla insanları uyutan, otoriteye karşı çıkıyorum kamuflajı ile kendini otorite koltuğuna oturtan, o koltukta başöğretmen edasıyla insanları yabancı dilden, felsefe bilgisine kadar sorguya çekmeye kalkışan Bayülgen...
***
Bu, diskoların, medyanın, uykusuz gecelerimizin kralı daha önce de Cezayirli ve Mısırlı sanatçıları aşağılamış, ’Avrupa bu yamyamları dinliyor’ demişti. Arapları kastederek ’yakında Fransa’da medeni Fransız insan kalmayacak’ cümlesini kurabilmişti!
***
Böyle açıktan kafatasçılık yapan bir ’otorite savaşçısı’ bugün de Kürtçe şarkıyı kendine yakıştıramıyor. Avrupa’daki Arapları nasıl görüyorsa Türkiye’deki Kürtleri de öyle görüyor.
***
Bu zihniyetin kral koltuğuna oturabildiği, otoriteye başkaldırıdan güçsüzü ezmenin anlaşıldığı, alenen faşizm yapanların ’gençlik idolü’ olabildiği bir yer hala burası...
Nagehan Alçı/Akşam