ÖDÜL TESADÜFLERİ SEVER!
Aşk Tesadüfleri Sever filminde hiç dijital efekt yoksa neden o dalda aday oldu? Medyaradar sinema-tv yazarı Murat Tolga Şen yazdı.
Organizasyon beceriksizliğimiz dillere destandır. Özellikle de her sene daha da acemileşen ödül gecelerimiz... Takılmadan iki lafı biraraya getiremeyen sunucular, nerede duracağını bilmeyen, konuşmaktan aciz konuklar, hırkasıyla, kazağıyla gelenler ve daha onlarca tuhaflık.
Ne zaman birilerine ödül dağıtılsa bir fırtına kopar ve günlerce tartışır dururuz. Yeşilçam Film Akademisi’nin ilk kez verdiği YEFA ödüllerinde de benzer bir durum yaşandı. Fena bir gece olmadı ancak ödüllerin dağıtılmasının ertesinde "Aşk Tesadüfleri Sever" filminin yönetmen Ömer Faruk Sorak, "Filmimiz dijital efekt içermediği halde ödül verildi" diye tweet attı. Cüneyt Özdemir pası alıp gol atmaya çalışınca da olanlar oldu. Dün akşam 5N1K’ya çıkan Sorak "filmimizde hiç dijital efekt yok" dedi ve üstüne basa basa şunu söyledi "Biz filmimizi bu dalda aday göstermedik!" Ayrıca festival kendisini ödül gecesine davet bile etmemiş.
İlk durumda yönetmenin / yapımcının söylediklerine inanmak zorundayız. "Efekt yok" diyorsa yoktur. Her ne kadar filmin IMDB’deki künyesinde bu dalda ödül alan 1000Voltçu arkadaşlar "visual effect artist" olarak gözükse de... Elbette her ’görsel’ efekt ’dijital’ olmak zorunda değil...
Ancak işin "biz bu dalda asla başvurmadık" kısmı biraz sıkıntılı. YEFA başkanı İsmail Güneş dün Aşk Tesadüfleri Sever’in başvuru formunu servis etti. Açıkça görülüyor ki filmin bu dalda bir adaylık başvurusu var.
Sorak bunu "arkadaşlar öylesine doldurmuş işte" diye açıklamaya çalışsa da bu bence işi daha vahim bir hale sokuyor. Hiç bir yapımcı "öylesine" aday olamaz. Organizasyonu ciddiye almıyorsanız o başka... O bile çok ayıp.
Yanlışların doğruları götürmediği bir lise sınavı değil ki bu "öylesine" doldurulsun o kutucuklar... Başka da kimse bu dalda aday olmayınca ödül doğal olarak "Aşk Tesadüfleri Sever"e gitmiş.
Burada filmin yapımcısının yapması gereken, "Biz yanlış bir adaylık başvurusu yapmışız, filmimizde dijital efekt yok" deyip sessizce ödülü organizasyona iade etmektir. Tweet atarak organizasyonu rezil etmeye çalışmak çok anlamlı bir çaba değil. Aday olmuşsun, senden başka aday yok ve ödülü senin beyanına güvenerek vermişler. Başka ne olacaktı ki?
Demek ki artık teknik ödüllerle ilgili belge, döküman, görüntü isteme zamanı... Yapımcı/yönetmen beyanının işi nerelere getirebileceğini tecrübe etmiş olduk.
Ayrıca Ömer Faruk Sorak’ın geceye davet edilmemiş olması bana ilginç geldi. Böyle bir atlamanın yapılacağını sanmıyorum. İsmail Güneş de aynı programda "kendisine bizzat ben üç kez mail attım" dedi.
"Popüler sinema" düşmanı kimi sinema yazarlarının aksine gösterime çıktığı zamanlarda desteklediğim, izlemekten keyif aldığım güzel bir filmi gölgeleyen çok saçma bir tartışma bu. Ne gereği vardı ki?
Dip not: Sevgili Cüneyt Özdemir, programına çıkan herkesin her söylediğine inanma... Kesinlikle bu dalda başvuru yok denildi, varmış oysa bak... Yaşamdan alacağımız dersler bitmez, bu da sana yaşam dersi olsun.
Murat Tolga Şen / [email protected]