ODTÜ'LÜLER KİM BU KÜRŞAT DİYE KIS KIS GÜLÜYOR! MURAT YETKİN'DEN KÜRŞAT TÜZMEN'E JET YANIT!
Gülden Aydın'ın eski Bakan Kürşat Tüzmen'le yaptığı ve Hürriyet Pazar'da dün yayınlanan röportaj büyük yankı uyandırdı
Gülden Aydın’ın eski Bakan Kürşat Tüzmen’le yaptığı ve Hürriyet
Pazar’da dün yayınlanan röportaj büyük yankı uyandırdı. Özellikle,
Tüzmen’in “ODTÜ’de ülkücüydüm. Devrimcileri dövüp dövüp atıyordum.
İki ülkücü vardı: Biri Kürşad Tüzmen, diğeri Üzeyir Kaptan. İkimiz,
10 bin kişilik okulu sustaya çevirmiştik” şeklindeki sözleri yeni
bir tartışmayı da beraberinde getirdi.
O dönemin Öğrenci Temsilcileri Konseyi üyesi olan ODTÜ mezunu
Hürriyet Daily News Genel Yayın Yönetmeni Murat Yetkin, Kürşat
Tüzmen’in sözlerini, “ODTÜ’de kimseden dayak yediğimi
hatırlamıyorum. Evet o dönem iktidarın ve okulda karakol kuran
jandarmanın ODTÜ üzerinde baskısı vardı, doğal olarak o baskıya
karşı duruluyordu. Ama ‘Kemikkıran’ lakaplı ülkücü bir militan
olarak Kürşat Tüzmen diye bir baskı unsuru bilmiyorum” şeklinde
değerlendirdi.
İşte Murat Yetkin’in Hurriyet.com.tr’nin sorularına
verdiği cevaplar:
-Eski bakan Kürşat Tüzmen öğrencilik döneminde ODTÜ’de solcu
öğrencileri dövmesinden dolayı ‘Kemik kıran’ lakabı takıldığını, 10
bin öğrenciyi sustaya durdurduğunu söyledi. Siz de o dönem ODTÜ’de
okudunuz Tüzmen’i hatırlıyor musunuz?
Sayın Tüzmen’i Dış Ticaret Müsteşarı iken tanıdım, sonra Ak Parti
iktidarında bakan olunca irtibatımız arttı. Aslında sempatik bir
kişidir, şaka da kaldırır. Hatta bir seferinde, Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül’ün Azerbaycan gezisiydi sanırım, dönemin Eğitim Bakanı
Nimet Çubukçu (Baş) Hanım da şahittir, Gence’de müze geziyorduk.
Kürşat Bey sergilenen kılıçların güzelliğine dayanamayıp eline
aldı, pozlar verdi. Kendisine ‘Malkoçoğlu Kürşat Bey oldunuz tam’
diye takılmamıza kendisinin de aynı espriyle katıldığını
hatırlıyorum.Ancak kendisini ODTÜ’den hiç hatırlamıyorum. ‘Devrimci
öğrencileri dövüp atıyordum’ dediğini okuyunca önce geçmişe baktım.
Yani 1976’da, yani bizden önceki dönemde Milliyetçi Cephe’nin Hasan
Tan’ı ODTÜ’ye rektör atayıp pek çok Ülkücüyü de işçi-memur adı
altında yerleştirdiği terör döneminden söz ediyor olabilirdi. Ancak
o terör dönemine boykot ile son veren bizden önceki dönemin öğrenci
derneğinden kimse Kürşat Tüzmen’i hatırlamıyordu. Zaten yaşı da o
dönemi tutmuyordu.
-Bir de ODTÜ’deyken aralarında Ekonomi Bakanı Zafer
Çağlayan’ın da bulunduğu ülkücüleri solculardan kurtarmak için
yardıma gittiği bölüm var. Onu duymuş muydunuz?
O bölümde de yerine oturmayan bölümler var. Çünkü o dönemde
Yükseliş bildiğim kadarıyla ülkücülerin kontrolü altındaydı,
solcular azınlıktaydı ve silahlı bombalı saldırılar sonucu
aralarından ölenler oldu. Ama o bölüm hakkında konuşmak benden çok
Zafer Çağlayan’a ya da o dönemin Yükseliş’te okuyan ülkücülerine
düşer. Örneğin o dönem Yükseliş’te aktif bir ülkücü olan MHP
milletvekili Ali Uzunırmak kendilerini solculardan Tüzmen’in mi
kurtardığını anlatabilir bence.
-Aslında özgeçmişinde 1981 mezunu olduğu yazıyor. 12 Eylül
1980 öncesinde ODTÜ’de okuduğu ve 12 Eylül sonrasında mezun
olduğuna göre, sizin dönemde okuduğu anlaşılıyor değil
mi?
Evet öyle. Ama bakın ben o dönemde Öğrenci Temsilcileri Konseyi’nin
seçilmiş bir üyesiyim. Yani Kürşat Bey’in ’10 bin kişiyi susta
durdurdum’ dediklerinin arasında olmam gerekir. Ama ODTÜ’de
kimseden dayak yediğimi hatırlamıyorum. Evet o dönem iktidarın ve
okulda karakol kuran jandarmanın ODTÜ üzerinde baskısı vardı, doğal
olarak o baskıya karşı duruluyordu. Ama ‘Kemikkıran’ lakaplı ülkücü
bir militan olarak Kürşat Tüzmen diye bir baskı unsuru bilmiyorum.
Söylediği bir isim daha var, onu da hiç tanımıyorum.
-Ama siz mühendislik okumuşsunuz, o iktisat. Bilmiyor
olamaz mısınız?
Olabilirdi aslında. ODTÜ’nün büyüklüğünü göz önüne alınca
mühendislikle idari arasında bir buçuk kilometre mesafe vardı, 10
bin sayısı da abartılmıştır, o idariyi susta durdurmuştur
düşüncesiyle o dönem idaride okuyan arkadaşlarla görüştüm.
Orada da tanıyan yok. Açıkçası iki gündür millet kahkahalar içinde
birbirine ‘Kürşat yoksa seni mi dövdü de gizliyorsun’ diye
telefonlar açıyor. Keşke o dönem ODTÜ’de okumuş başkalarına da
sorsanız, onlar da anlatsa…
Bakın 12 Eylül öncesinde ODTÜ’den söz ediyoruz; ama bu söyledikleri
askeri darbe arkasından oluşan sindirme ortamına ilişkinse -ki
kendisi 81 mezunu olduğuna göre o dönemde son senesinden söz ediyor
olabilir- bir şey diyemem; ortamda solcu öğrencilerin nefesi asker
ve polis tarafından tamamen kesilmişti. O arada Kürşat Bey kemik
kırdıysa bilemem. Ama çıkıp siyasi görüşleri nedeniyle kimlerin
kemiklerini kırıp susta durdurduğunu açıklarsa, biz de bu ayıbı
kimlerin bu kadar yıl gizlediği merakımızı gidermiş oluruz. Hem
belki –artık terör suçlarında zaman aşımı kalktığına göre- 12
Eylül’e ülkenin nasıl geldiğini merak eden savcılar da ilgilenir
böylece.
KÜRŞAT TÜZMEN NE DEMİŞTİ
"ODTÜ'de ülkücüydüm. Devrimcileri dövüp dövüp atıyordum.
İki ülkücü vardı: Biri Kürşad Tüzmen, diğeri Üzeyir Kaptan. İkimiz,
10 bin kişilik okulu sustaya çevirmiştik.
Zafer Çağlayan diyor ya, "Eskiden tanışıyoruz" diye. O zaman
ülkücüydü, şimdi "Kürt'üm" diyor; fark etmez, ülkücü türkücü...
ODTÜ'den gider, Yükseliş'te onları dayaktan kurtarırdım."