22 Şub 2011 09:31 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 12:03

ODATV OLAYI YENİ SORULARI GÜNDEME GETİRİYOR!

Oda TV ve Soner Yalçın olayında, CHP'yi ilgilendiren yeni bir perde açıldı. Nazlı Ilıcak soru işaretlerini yazdı?

CHP, Halk TV ve Oda TV

Oda TV ve Soner Yalçın olayında, CHP'yi ilgilendiren yeni bir perde açıldı. Meğer, Soner Yalçın, çoğunluk hissesi Deniz Baykal'ın yakınlarına ait olan Halk TV'yi almak istiyormuş. Bunun için, Kemal Kılıçdaroğlu'yla hem telefonda konuşmuş, hem de CHP'nin basın danışmanı Baki Özilhan'a bir mektup göndermiş. Bu mektubu deşifre eden, Star gazetesi yazarı Şamil Tayyar. Mektubun bir bölümü şöyle: "Baki abey, Halk TV'yi bize verin, biz bu medya sayesinde size destek olalım. Bu işi tek başına yapacak değilim; bir ekibimiz var. Haber merkezinde Murat Ongun, Ahu Özyurt, Murat İde, Hakan Aygün, Özlem Gürses, Serdar Akinan gibi isimler görevlendirilirken, ekran önünde de Ruhat Mengi, Mehmet Tezkan, Mustafa Mutlu, Nilgün Cerrahoğlu, Oray Eğin, Sedat Ergin, Nihat Genç, Emin Çölaşan, Mine Kırıkkanat, Şükran Soner, Yazgülü Aldoğan, Çiğdem Toker, Nuray Mert, Pınar Türenç ve dahası... Bu güvenilir ve saygın gazetecilerle ekrana çıkacağız. En kısa zamanda CHP ekibiyle yan yana gelmeliyiz...."

Görüldüğü gibi Oda TV olayı, yeni soruları beraberinde getiriyor.
1) Kılıçdaroğlu, gerçekten Halk TV'nin satışı konusunu, Soner Yalçın'la konuştu mu? Kanunlara göre siyasi partiler bir televizyon kanalına sahip olamazlar ve finanse edemezler. Bu durumda, CHP suç işlemiş olmuyor mu? Hisseleri başkalarının üzerinde göstermek, kanuna karşı hile yapmak değil mi?
2) Kılıçdaroğlu, Deniz Baykal'la Halk TV konusunu görüştüğünü açıklamıştı. Yoksa Halk TV'nin Soner Yalçın'a devri hususunda mı ısrarlı olmuştu?
3) "Beni telefonda dinliyorlar" diye ortaya çıkmasının sebebi, teknik takipte olan Soner Yalçın'la telefon konuşmalarının polis kaydına geçmesi miydi? Acaba Soner Yalçın'a etik karşılanmayacak bir şeyler mi söylemişti?
4) Soner Yalçın, "kadromuzda olacak" diye gösterdiği gazetecilere danışmış mıydı? Onlardan onay almış mıydı? Yoksa kendi kendine gelin güvey mi oluyordu?
5) Bir gazetecinin, yani Soner Yalçın'ın, bir siyasetçiyle "Seçimlerde sizi destekleriz" diye pazarlık yapması ve ondan bir televizyon kanalının devrini istemesi, meslek adabına yakışıyor mu?

***

Son olarak, hazırlık soruşturmasını yürüten polise de bir soru sormak isterim: "Bu mektup, arama sırasında ele geçirildiğine göre, nasıl dışarıya sızdı?"

Bilgisayardaki virüs
Oda TV bilgisayarlarından çok önemli belgeler çıkmış. Soner Yalçın, bu dosyalardan haberdar olmadığını ve bir virüsle bilgisayarlara yerleştirildiğini söylüyor. Önce dosyaların içeriğine kısaca bakalım: "...Nedim'in (Şener), emniyet bağlantıları önemli, devam ettirilsin... Hanefi'nin (Avcı) kitabı ne durumda, referandum öncesine yetiştirilmeli. Nedim'i sıkıştırın, hızlandırsın. Referandum sürecinde cemaat yıpratılmalı. Kamuoyu üzerinde güvenirliliği azaltılmalı; Hanefi kullanılmalı. Sabih üstad (Kanadoğlu) İlhan Cihaner olayı kitapta mutlaka işlenmeli diyor. Cihaner'i bayraklaştıralım. Doğu (Perinçek), Hanefi'nin ağzından Ergenekon boş bir dava olarak anlatılmalı diyor. Polis ve savcıdaki F tipi vurgusu iyi kurgulanmalı... Sabri'nin (Uzun), kitap konusunda çekincesi var, ikna etmeye çalışalım. Kitap, seçimden önce yetişmeli. Kitabı çalışırken cesur olun. Bu kitap Simon'dan daha kapsamlı olmalı..."

Bu dosyalar, gerçekten Oda TV'ye aitse, durum çok vahim. Değilse ve virüsle gönderilip sonra da silindiyse, gene büyük bir sorunla karşı karşıyayız. İnsanları karalamak üzere böyle bir çetenin var olması, korkunç bir olay. O zaman bırakalım Oda TV'yi, bu çetenin peşine düşelim.

Nazlı Ilıcak / www.sabah.com.tr