21 Mar 2013 16:08 Son Güncelleme: 23 Kas 2018 15:05

ÖCALAN'IN ÇAĞRISINA YAZARLAR NE DEDİ?

Nevruz kutlamalarında Abdullah Öcalan'ın okunan mesajı Türkiye gündeminde geniş yer buldu.

Diyarbakır'daki Nevruz kutlamalarında Abdullah Öcalan'ın okunan mesajı Türkiye gündeminde geniş yer buldu.

Gazeteci ve sunucu Cüneyt Özdemir
"Öcalan`in mektubunu özetlersek; `Bizi Bölemeyecekler!` Öcalan`ın mesajını bir devlet yetkilisi yazsa bu kadar birlik ve beraberlik mesajı vermezdi."

Emin Çölaşan (Sözcü)
"Diyarbakır`da gerçekleşen olay, Türk Devletinin bir terör örgütüyle imzaladığı teslim anlaşmasıdır. Türkiye`yi artık hükümetin değil, Apo`nun yönettiği açıkça ortaya çıkmıştır."

Yiğit Bulut (TV 24 Genel Yayın Yönetmeni)
"İslam bayrağı altında birleşme çağrısı çok önemli. Bu mesajlar bir çok emperyal odağı rahatsız edecek. Mesajı çok olumlu buluyorum... Neden demokratik İslam?` a gelirsek Ortadoğu`da ortak paydamız İslamdır. Buradaki tanımlama bir manevi tanımlamadır. Bir bayrak altında olmak son derece önemli. Artık savaş `ekonomik` denildi. Bu kavramda geri kalmışlığın önüne geçmesi önemli. Sosyal ve ekonomik kavram son derece önemliydi. "

Hürriyet Yazarı Fatih Çekirge
"Tarihi bir fırsat... Bu gerçek anlamada tarihi bir fırsattır. 30 yıldır gerçeği kavramayan devletin nihayet barış için ciddi bir adım attığını gösteriyor. Umarım bu çağrı halkların barış içinde yaşayıp kendilerini özgürce ifade edebileceği demokratik Türkiye`nin önemli bir adımı olur. Mesele herhangi bir ırkın ya da etnik grubun meselesi değil Türkiye`de yaşayan herkesin demokrasi talebi ve meseledir. Bu arada Diyarbakır`da toplanan yüz binlerce insanın ve onu izleyenlerin barışçı tavrını da yürekten kutluyorum."

Cengiz Çandar : (Radikal) Yeni bir dönem başlıyor

Tarihi bir açıklama olarak bekleniyordu. Tarihi yönü gelişmelere bakıp ilerde belki daha iyi anlaşılacak. Çünkü Öcalan çok açık bir dille Türkiye’de Türkiye için ve Türkiye’deki Kürtler için silahlı mücadelenin bittiğini ilan etti. Artık silahların susacağı türkülerin konuşacağı döneme girildiğini belirtti. Demokratik siyaset döneminin başladığını ilan etti. Bunun yanı sıra Türkiye’nin Türk insanlarına yönelik olduğu çok açık bir şekilde olduğu mevcut toprak bütünlüğü içinde ülkenin bölünmesinin söz konusu olmayacağı mesajını verdi. Dicle ve Fırat Sakarya ve Kaçkar’la kardeştir sözleri bunu açıklamaktaydı. Türkiye’nin bir kısmının koparılarak Kürdistan kurulamayacağını söyledi ama Kürdistan kelimesini de kullandı.

Konuşmasını felsefi çerçevesiyle anlamak algılamak gerekiyor çünkü yönteme ilişkin ayrıntılara girmedi. Silahlı güçlerimizin sınır dışı zamanı gelmiştir dedi ama tarih ve yöntem belirtmedi. Bunlar belli ki müzakerelerle belirlenecek. En önemlisi de bu konuşma Abdullah Öcalan’ın meşrulaşmasıydı. Örgütün meşrulaşmasıydı. Konuşmanın girişinde bugüne kadar onlarca yıl Kürtler için yaptıkları fedakarlıkların helal olmasını söyledi. Bu cümleyle PKK’nın mücadelesinin doğru olduğunu söylemiş oldu. O mücadelenin altını çizmiş oldu. Bundan sonra mücadelenin yöntemi ve biçimi değişecektir dedi çünkü bu mücadeleler sayesinde Kürtlerin kimliklerinin kazandıklarını açıklamış oldu.

Eğer önümüzdeki dönemde silahların bırakılması kesin olarak sağlanırsa Kürt mücadelesi gerçekten sona ererse bugünkü konuşmasının Türkiye bakımından silahlara veda konuşması olduğunu söyleyebiliriz.

Öcalan’ın meşrulaşması derken Türkiye’nin bütün ulusal kanalları Öcalan posterleri ve bayraklarıyla yapılan gösteriyi canlı yayınlarla yansıttılar. Bu zaten başlı başına yeni bir dönemin başladığının ifadesi.

Hürriyet Yazarı Yalçın Doğan
"PKK bölünmekten net olarak net olarak vazgeçti.... “Silahları bırakın” çağrısının geleceği zaten biliniyordu. Halkların kardeşliği edebiyatının yanı sıra bana en çarpıcı gelen nokta Milli Misak demokratik Türkiye diye bir vurgusu oldu. Bu vurgu PKK’nın Türkiye’nin bölünmesi tezinden vazgeçtiğini net bir biçimde gösteriyor. Buna karşılık hem milli misak sınırı içinde hem de demokratik Türkiye Cumhuriyet’in kuruluşundan beri var olduğuna göre şimdi kast ettiği ne? "