Öcalan'ı eleştiren Çandar'a Özgür Gündem şoku; Demek bunu da görecekmişiz!
Radikal yazarı Cengiz Çandar Abdullah Öcalan'ı eleştirince, PKK'ya yakınlığıyla bilinen gazete Özgür Gündem, adeta yazarı hedef gösteren bir habere imza attı.
Radikal gazetesi yazarı Cengiz Çandar PKK'ya yakınlığıyla bilinen
Özgür Gündem gazetesine adeta ateş püskürdü.
Cengiz Çandar'ın Abdullah Öcalan'ı eleştirmesinden sonra adeta
Çandar'a savaş açan söz konusu gazete, "Yıllarca AKP’nin baş
destekçisi olan Çandar, Kürt Halk Önderi Öcalan’ı ‘AKP’nin elinde
kart, koz’ gibi gösterme hadsizliğine yeltendi. Çandar’ın yazısı
olası, çözümden duyulan rahatsızlığın ibretlik vesikası
niteliğinde" ifadelerini kullandı.
Özgür Gündem'e köşesinden yanıt veren Çengiz Çandar, "AKP
trollerinden aşina olduğumuz bir dille yazılmış olan 'andıçvari' bu
'açılım'ın Özgür Gündem’de yer alması, HDP’nin 'Türkiyelileşme
açılımı'nın nasıl olacağını daha da meraka değer hale getiriyor"
dedi.
Cengiz Çandar'ın 'Bunu da gördük!..' başlıklı bugünkü yazısı
şöyle:
DEMEK BUNU DA GÖRECEKMİŞİZ
Bundan 17 yıl önce, 1998’de sevgili arkadaşım rahmetli M. Ali
Birand ile birlikte, ardında Genelkurmay karargâhının bulunduğu
daha sonra ortaya çıkacak bir “tertip” ile “andıç”lanmıştık.
“Andıç” sözcüğü o vesileyle lûgatımıza girmiş oldu.
“Andıç olayı” diye anılarak, yakın siyasi tarihimizin “28 Şubat
süreci”nde yerini alan “kirli tertip”, Birand ile benim, “PKK’dan
para aldığımız” iddiasına (daha doğrusu “iftirası”na) dayanıyordu.
Bu iddianın yakalanan bir eski PKK yetkilisinin ifadesinde yer
aldığı ileri sürülmüştü.
Öyle bir ifadenin verilmediği, söz konusu iddianın ifadeye, ifadeyi
alanlar tarafından yerleştirildiği sonradan ortaya çıktı. Bu çirkin
tezgâh, Kürt sorununun çözümü için yıllardır verdiğim mücadeleye
karşılık kurulmuştu. Cumhurbaşkanı Turgut Özal ile yürüttüğümüz
ortak çalışmadan itibaren Kürt sorununun çözümüne ilişkin
duruşumdan memnun olmayanlar vardı ve itibarsızlaştırılarak tasfiye
edilmem istenmişti.
“Andıç”, “28 Şubat süreci”nin “simgeleri”nden biri oldu. 28
Şubatçıların üstüne silinmez bir leke olarak yapıştı, kaldı.
“Andıç”, rahmetli M. Ali’nin ve benim üzerimde de kalıcı izler
bıraktı. Bundan böyle Türkiye’de artık hiçbir şeye şaşırmamak
gerektiğini “Andıç” vesilesiyle öğrenmiştim.
Bununla birlikte, Genelkurmay’ın “Andıç”ından17 yıl sonra, 16 Şubat
2015 tarihinde Kürt siyasi hareketinin yayın organı Özgür Gündem’de
de “andıçlanacağımı” aklımdan hiç ama hiç geçirmemiştim.
Söz konusu son “Andıç”ta da yalnız değildim. Benimle birlikte
değerli dostum Murat Belge de bu karalamadan nasibini aldı.
Özgür Gündem’de önceki gün yer alan ve bana acı acı “Demek bunu da
görecekmişiz!” dedirten “Cengiz Çandar hangi gücün kartı!” başlıklı
haber yazısını aynen aktarıyorum:
ÖZGÜR GÜNDEM'DEN ÇANDAR'A: HADSİZ,
SALDIRGAN...
“Cengiz Çandar dün Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ı hedef alan ve
haddini aşarak aşağılayan bir yazı yazdı. Büyük tepki çeken Çandar,
yazısında Öcalan’ın halklar arası iç savaşı engelleme ve
demokratikleşme siyasetine saldırdı. Yıllarca AKP’nin baş
destekçisi olan Çandar, Kürt Halk Önderi Öcalan’ı ‘AKP’nin elinde
kart, koz’ gibi gösterme hadsizliğine yeltendi. Çandar’ın yazısı
olası, çözümden duyulan rahatsızlığın ibretlik vesikası
niteliğinde.
ÖCALAN'I HALA TANIYAMAMIŞLAR
Yıllardır tüm özel savaş hükümetleri ve iktidarların kullandığı
‘Kandil-HDP-ayrı, İmralı ayrı’ ucuz propagandasına başvuran Çandar,
daha da ileri giderek Öcalan’a ‘bebek katili’, ‘teröristbaşı’
denilmemesinden rahatsızlık duyduğunu ima etti. Bizzat kendilerinin
AKP’nin bu hale gelmesinden sorumlu olduğunu unutan Çandar,
iktidarı gerçek anlamda zorlayan ve demokratik alanı genişletmeye
çalışan tek siyasi aktör olan Öcalan’a ‘... Bir süredir ince bir
oyun oynanıyor... Öyle bir hal aldı ki, Abdullah Öcalan, Abdullah
Öcalan olmaktan çıkıp adeta AKP’nin elinde joker olarak tuttuğu bir
kart görüntüsü veriyor’ sözleriyle saldırdı. Çandar, bu sözleriyle
kime ait olduğu belli olan bir kart görüntüsü verdi.
ÖCALAN'DAN ELİNİZİ ÇEKİN
40 yıldır halklar için siyaset üreten, tarihi gelişmelere yol açan,
aldatan ve aldanan olmayan Öcalan’ı kendisi gibi ilkesiz sanan
Çandar, Kürt Özgürlük Hareketi’ni ve Öcalan’ı halkların
demokratikleşme umutlarını AKP’nin başkanlık rejimine peşkeş
çekmekle suçladı. Kendilerini her dönem belli güçlere peşkeş
çekenler, tek dertleri halkların özgürlük ve demokrasi mücadelesi
olan önderleri anlayamazlar.
MURAT BELGE DE LİNÇTEN NASİBİNİ ALDI
Cengiz Çandar’a yönelik tepkiler sürerken, Çandar’a yakın bir çıkış
da Taraf gazetesi yazarı Murat Belge’den geldi. HDP’yi Kürt olmakla
suçlayan Belge, Türk partisi CHP’ye oy çağrısı yaptı. Anadili kabul
etmeyen, Türk tanımından asla vazgeçmeyiz diyen, Kürt sorununda MHP
ile aynı kulvarda duran CHP’yi savunan Belge, bir yandan Kürt halkı
ve Özgürlük Hareketi’ne karşı gerçek duygularını açığa vururken,
diğer yandan yıllardır zihninin gerilerinde duran Kemalist damarı
da açığa çıkardı. AKP’yi geriletecek tek seçenek olan HDP’ye, CHP
merkezli psikolojik savaş saldırısına Belge gibi kimi
‘demokrat’ların da dahil olması ibretlik olarak yorumlanıyor. Daha
dün CHP’nin Türk ırkçısı bir parti olduğunu anlatan, bunun üzerine
kitaplar yazan Murat Belge, Taraf gazetesine verdiği röportajda
kampanyaya katılarak ‘7 Haziran seçimlerinde CHP’yle yan yana
duracağız’ dedi.”
AKP trollerinden aşina olduğumuz bir dille yazılmış olan
“andıçvari” bu “açılım”ın Özgür Gündem’de yer alması, HDP’nin
“Türkiyelileşme açılımı”nın nasıl olacağını daha da meraka değer
hale getiriyor.
Bu, bir yanıyla Kürt siyasi hareketinin iç sorunudur, diyelim.
Konunun bize terettüp eden kısmı ise, yukarıda belirttiğim
gibi:
“Bunu da gördük!”...