Öcalan'dan Agos'a mektup: Bize yardımcı olun
Agos gazetesinde bugün yayınlanan mektupta Öcalan, neler yazdı?
Abdullah Öcalan: Bizler burada bütün halkların çıkarına amansız bir
uğraş verirken bizi boşa çıkartmak için canla başla uğraşan bütün
derin, açık, paralel yapılara, lobilere ve cemaat türü yapılara
karşı herkesi daha dikkatli olmaya ve objektif bir bakış açısıyla
meseleleri ele almaya davet ediyorum.
Agos gazetesinde bugün yayınlanan mektupta Öcalan, Ermeni halkının
1915’te yaşadıklarını “soykırım” olarak tanımlarken, tüm dünyayı ve
Türkiye Cumhuriyeti’ni bu gerçekle yüzleşmeye çağırdı.
PKK lideri Abdullah Öcalan, son dönemlerde KCK Eşbaşkanı Bese
Hozat’ın, “İsrail lobisi, yine milliyetçi Ermeni ve Rum lobileri
birer paralel devlettir” sözleriyle gündeme gelen tartışma
hakkındaki görüşlerini, İmralı Cezaevi’nde kaleme aldığı bir
mektupla açıkladı.
"Kürtlerin özgürlük mücadelesi ile Ermeni halkının eşit yurttaşlar
olarak yaşama mücadelesinin iç içe geçtiğini" kaydeden Öcalan,
“Demokrasiyle taçlandırılmış bir cumhuriyet hem geçmişiyle
hesaplaşmış hem de farklı bütün kimliklerin özgürce yaşadığı bir
cumhuriyet olacaktır” sözleriyle, 2013 Newroz’unda başlattığı
sürecin bu doğrultuda ele alınması gerektiğini ifade etti.
PKK lideri, toplumun tüm kesimlerini barış sürecini sabote etmeye
yönelik girişimlere karşı uyanık olmaya davet etti.
Mektubun tam metni şöyle:
"Mezopotamya ve Anadolu'nun kadim halkları arasında yüzyıllardan bu
yana var olan toplumsal ilişkiler son üç yüzyıldır büyük bir altüst
oluş içerisindedir. Özellikle kapitalist modernite ve onun tapınağı
ulus devletlerin saçtığı zehir nedeniyle bu topraklar adeta halklar
ve kültürler mezarlığına dönmüştür. Monolitik ulus yaratma
projeleri Avrupa'dan Afrika'ya, Asya'dan Avusturalya'ya, oradan
Amerika'ya kadar insanlığın bütün değerlerini al aşağı etmiş,
binlerce yıllık kültürel mirasları ve değerleri yeryüzünden silip
süpürmüştür. İnsanlığın ve medeniyetin ilk boy verdiği anavatanımız
olan bu topraklar da bu felaketten fazlasıyla nasibini almıştır.
Halklarımız arasına hançer gibi sokulan ırkçı-milliyetçi akımlar bu
felaketin ideolojik alt yapısını oluşturmuştur. Onlarca dil ve
kültür bu yangın yerinde yanıp kül olmuş, birer nostaljik öge
olarak bile günümüze kalmayı başaramamışlardır. Birçok halk
soykırım gibi insanlık suçu nedeniyle yok edilirken birçok inanç ve
kültür de baskılar sonucunda ortadan kaybolmuştur. Son yüzyıllarda
yaşanan felaketler insanlığın başına gelmiş en büyük felaketlerdir.
Tarih boyunca savaşlar ve çatışmalar hep yaşanagelmiştir ama hiçbir
dönemde bugün olduğu gibi insanlığı ve doğayı yok etmeyi
hedefleyen, büyük ölçüde başarılan bir yönelim olmamıştı.
İşte, Ermeni halkına yönelik geçen yüzyılın başında uygulamaya
konulan soykırım planı da bu iğrenç politikaların en zalim
olanlarındandır. Ermeni halkının içine düşürüldüğü durum tam bir
soykırım gerçeğidir. Bu soykırıma rağmen Ermeni halkının
trajedisiyle birlikte kendini bugüne taşıyabilmiş olması büyük bir
mucizedir. Bu mucize, hiç şüphesiz mazlum Ermeni halkının büyük
emekleri ve mücadelesi sonucu gerçekleşmiştir.
Günümüzde Ermeni halkının yaşadığı tarihsel gerçekle bütün dünyanın
yüzleşmesi ve Ermeni halkının acısını paylaşarak yasını
tutmalarının önünü açması gerekir. Türkiye Cumhuriyeti'nin de bu
olgunlukla meseleye yaklaşması ve bu acılı tarihle yüzleşmesi
kaçınılmazdır.
Ermeni halkının ise ırkçı-milliyetçi tuzaklara düşmeden,
halklarımızı daha yüzyıllar boyunca çatıştırmayı hedefleyen
uluslararası sermaye güçlerinin ve lobilerinin sinsi amaçlarından
uzak durarak mücadelesini sürdürmesi naçizane önerim olabilir
ancak. Kürt halkının özgürlük mücadelesi ile Ermeni halkının
acılarının sağaltılması, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak bu
topraklarda yaşama mücadelesi iç içe geçmiştir. Demokrasiyle
taçlandırılmış bir cumhuriyet hem geçmişiyle hesaplaşmış hem de
farklı bütün kimliklerin özgürce yaşadığı bir cumhuriyet
olacaktır.
Bizler, bu çerçeveden bakıldığında sadece Kürt halkının değil; bu
kadim coğrafyanın bütün halklarının ve inançlarının özgürlüğü için
mücadele ediyoruz, diyebiliriz.
Bu nedenledir ki, Kürt sorununun çözümsüzlüğü için iç ve dış bütün
demokrasi karşıtı güçler her dönemde önümüze engeller çıkardılar.
Barışçıl yolları denediğimiz her dönemde büyük provakasyonlarla
süreçleri kesintiye uğrattılar. Bu kesimlerin dayandığı iki temel
güç; para-kapital ve milliyetçiliktir. Araç olarak da büyük sermaye
lobilerini ve son dönemlerde de cemaat türü yapıları kullandılar.
Halklar arasında henüz görülmemiş hesapların olduğu propagandasıyla
sürekli olarak kendilerine zemin oluşturma gayreti içerisinde
oldular. Oysa bu topraklarda yaşayan bütün kadim halklar bu
toprakların sahibidir ve paylaşamayacakları hiçbir şey yoktur.
Kürt, Türk, Arap, Fars, Ermeni; hangi halktan olursa olsun,
aralarındaki hukuk eşitliğe dayalı kardeşlik hukuku olmak
zorundadır. Halklar arasında yaratılan düşmanlık bizim öz
kültürümüzün bir parçası olarak kabul görmemelidir. Bunun gelecek
nesillerimize sirayet etmesine engel olmak zorundayız. Bu da ancak
gerçek bir adalet üzerine inşa edilmiş tarihi bir barışla olur.
İşte 2013 Newrozu'nda başlattığımız süreç de ancak bu anlayışla
gelişirse kalıcı ve anlamlı olur.
Halkların gerçek dostu ve Ermeni halkının yiğit evladı Hrant Dink
de işte bu kirli zihniyetin temsilcileri tarafından katledilirken,
yukarıda izah etmeye çalıştığım aynı amaca hizmet için
katledilmiştir. Bu amaçla katledilen son Ermeni de O'dur işte.
Zorlu koşullarıma rağmen sürdürmeye çalıştığım barış arayışının
hiçbir halkın zararına ve aleyhine olmayacağı, olamayacağı 30 küsur
yıllık mücadelemizin her anında saklıdır zaten. Bizler burada bütün
halkların çıkarına amansız bir uğraş verirken bizi boşa çıkartmak
için canla başla uğraşan bütün derin, açık, paralel yapılara,
lobilere ve cemaat türü yapılara karşı herkesi daha dikkatli olmaya
ve objektif bir bakış açısıyla meseleleri ele almaya davet
ediyorum.
Politik ahlaki duruşumuz bugüne kadar yolumuzdan şaşmadan
yürümemize yardımcı oldu, bundan sonra da aynı ferasetle bütün
halklar için mücadele edeceğimden kimsenin kuşkusu olmasın.
Bu temelde bir kez daha sevgili Hrant Dink'i saygıyla anıyor,
Ermeni halkı başta olmak üzere bütün halklarımıza selamlarımı
iletiyorum.
Abdullah Öcalan, İmralı Cezaevi."