Obama'ya en yakın gazeteciden şok Erdoğan yazısı: Fiyasko!
Beyaz Saray’ın bu dönem en yakınındaki gazeteci Jeffrey Goldberg'in makalesinde Obama'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a bakışına dair kritik ifadeler dikkat çekti.
Beyaz Saray’ın bu dönem en yakınındaki gazeteci Jeffrey Goldberg,
ABD Başkanı’yla yaptığı uzun özel görüşmelerin ardından başkanın
uluslararası ilişkilere bakışını oluşturan Obama Doktrini’ni
yazdı.
İlginç anekdotların yer aldığı 19 sayfalık makalede Goldberg’e göre
2014 yılında Musul’un IŞİD’in eline geçmesi ve 3 Amerikalının
başının kesilmesi Suriye’deki önceliği Esad’ın devrilmesinden IŞİD
ile savaşa yöneltti. Makalede, Obama'nın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a
bakışına dair kritik ifadeler dikkat çekti.
ABD’nin saygın dergisi Atlantic’te çıkan yazısında, gazeteci
Jeffrey Goldberg, ABD Başkanı Barack Obama’nın Ortadoğu
politikasını ele alırken en önemli kırılma noktasının 24 Ağustos
2013’te Suriye’nin başkenti Şam’ın doğusundaki Guta’da yaşanan
kimyasal silah saldırısı olduğunu belirtti. Obama’nın daha önce
Suriye’de kimyasal silah kullanılmasını ‘kırmızı çizgi’ saydığı
halde Suriye’yi vurmayı reddetmesinin Amerikan dış politikasının
kalıplarını yıkmak anlamına geldiğini savundu ve Obama’nın “Bundan
gurur duyduğunu” aktardı.Obama, saldırıdan sonra Pentagon’a
Suriye’deki hedefleri belirleme talimatı vermişti.
Beş adet Arleigh-Burke sınıfı savaş gemisi Akdeniz’deydi, seyir
füzeleri rejim hedeflerini vurmaya hazırdı. Beyaz Saray
yetkilileri, Beşar Esad’ın insanlığa karşı savaş suçu işlediği tezi
üzerine hazırlık yapıyordu. Obama ise rahatsızdı. ABD kamuoyu,
Obama’nın saygı duyduğu Merkel gibi müttefikler pek hevesli
değildi. Kongre’ye gitme kararı aldı. Obama, “Washington’da
başkanların riayet edecekleri varsayılan oyun kuralları vardır”
diyor şimdi. Goldberg’e göre kırmızı çizgilerini ihlal edip
Suriye’yi bombalamama kararı aldığı gün Obama bu kurallara uymadı.
Ve bu Obama’nın özgürleştiği gün oldu. Goldberg, “Tarih belki 30
Ağustos 2013 tarihini, Obama’nın ABD’yi felaket bir Müslüman
içsavaşına sokmadığı ve İsrail, Türkiye ve Ürdün’e yönelik kimyasal
saldırı riskini ortadan kaldırdığı gün olarak kaydedecek. Ya da
Ortadoğu’yu ABD’nin elinden, Rusya, İran ya da IŞİD’in eline
bıraktığı gün olarak hatırlayabilir” yorumunda bulundu.
IŞİD DOĞRUDAN TEHDİT DEĞİL:
ABD Başkanı Barack Obama, terör örgütü IŞİD için ise Goldberg’e
“IŞİD, ABD’ye doğrudan bir varlık tehdidi değil” dedi. Onun yerine
küresel ısınmanın daha önemli bir sorun olarak gördüğünü belirten
şu sözleri sarf etti: “Eğer bu konuda biz bir şey yapmazsak, iklim
değişikliği tüm dünyaya yönelik potansiyel bir varlık tehdidi.”
Makale, Obama’nın ABD için halen bir varlık tehdidi olarak
görmediği IŞİD’e bakışının değişmesindeki dönüm noktasının ise 2014
Haziran’ında Musul’un düşmesi ve Suriye’deki üç Amerikalı’nın
kafalarının kesilmesini olduğunu aktarıyor. ABD istihbaratı
Musul’un düşeceğini öngöremezken öldürülen Amerikalılardan sonra
IŞİD’i yenmek Obama için Esad’ı devirmekten daha acil bir iş haline
geldi.
IŞİD JOKER GİBİ:
Goldberg, danışmanlarının ifadelerine dayanarak Obama’nın IŞİD’i
Batman filmindeki kötü karakter Joker’e benzettiğini söylüyor:
‘Filmin başında Gotham kentinin çete liderlerinin buluştukları bir
sahne vardır’ diyor Başkan. ‘Bunlar kenti aralarında paylaşan
adamlar. Hepsi gangster ama bir tür düzen de var. Herkesin kendi
bölgesi var. Ve sonra Joker geliyor ve bütün kenti ateşe veriyor.
IŞİD, Joker. Bütün bölgeyi ateşe verme kapasitesi var. O yüzden
savaşmamız lazım.”
SURİYELİ MUHALİFLERE İNANMADI:
Obama ayrıca Goldberg’e göre baştan beri Suriye’de sıradan halktan
oluşan muhaliflerin, iki büyük ülke (İran, Rusya) tarafından
desteklenen profesyonel ordu karşısında duramayacağına inandı.
Ancak buna rağmen Amerikan istihbarat raporları çerçevesinde
Esad’ın Mübarek gibi düşeceğini düşündü. ABD’ye doğrudan bir tehdit
olmadığı sürece de Amerikan askerlerini insani bir durumu
engellemek üzere konuşlandırmayı reddetti. Baştan beri sloganı
‘Aptalca şeyler yapmayın’ oldu: ‘Don’t do stupid shit’.
HEDEFTE BAĞDADİ VAR
Goldberg’e göre, Beyaz Saray’ın çalışma ofisi West Wing’te
çalışanlar, Obama’nın kendisinden önceki başkanlardan bir finansal
kriz, iki de savaş devraldığını ve görevden ayrılırken de “binayı
temiz bırakmak” istediğini söylüyor. Bu açıdan Obama’nın ulusal
güvenlik ekibinin en öncelikli hedeflerinden biri IŞİD’in lideri
Ebu Bekir El Bağdadi’yi öldürmek. Obama, 2017 ocak ayında
başkanlığı bırakacak.
LİDERLER İÇİN NE DEDİ
Cameron ve Sarkozy eleştirdi:
Yazının çarpıcı kısımlarından biri de Obama’nın 2011’deki NATO
müdahalesinin ardından kaosa teslim olan ve başta IŞİD, yasadışı
yapıların güçlendiği Libya’dan bahsederken, yakın çevresine “b.k
çukuru” dediğini anlatan bölüm. Obama, “Neyin yanlış gittiğini
sorduğumda eleştiriye yer olduğunu görüyorum, çünkü Libya’ya
yakınlıklarından dolayı Avrupalılara sonrası için daha fazla
güvenim vardı” diyerek İngiltere Başbakanı Cameron ve dönemin
Fransa Cumhur başkanı Sarkozy’yi eleştiriyor. Öte yandan röportaj
sonrası ABD, İngiliz basınından eleştiriler dün Cameron’ın ‘yakın
bir ortak’ olduğu açıklamasını yaptı.
Putin, kibar ve samimi:
Goldberg, izlenimine göre Obama’nın Putin’i ‘çirkin, kaba ve güdük’
olarak düşündüğünü söylüyor. Sonra Obama’nın Putin hakkında kötü
bir şey söylemediğini ekliyor ve Obama’dan şunları aktarıyor:
“Gerçek şu ki, Putin toplantılarımızda çok dikkatli biçimde kibar
ve son derece samimiydi. ”
Kral Abdullah’ı kenara çektim:
2014’teki NATO zirvesinde Obama, Ürdün Kralı Abdullah’ı kenara
çeker. Kral’ın ABD Kongresi’ndeki dostlarına liderliğiyle ilgili
şikayette bulunduğuna dair duyumlar olduğunu ve bir şikayeti varsa
yüzüne söylemesini ister.
‘ABD’den yalanlama bekliyoruz’
Goldberg’in Başkan Obama’ya atfen makalede Cumhurbaşkanı Erdoğan
ile ilgili eleştirilere yer vermesi Ankara’nın tepkisini çekti.
Goldberg, Obama’ya atfen şu satırları yazdı: “Başlarda Obama,
Erdoğan’ı Doğu ve Batı arasında bölünmeye köprü olacak bir tür
ılımlı Müslüman lider olarak gördü, ama Obama şimdi onu bir
başarısızlık ve Suriye’ye istikrarı getirecek güçlü ordusunu
kullanmayı reddeden bir otoriter olarak düşünüyor.” AK Parti
Sözcüsü Ömer Çelik dün röportajı okuduğunu belirterek, “Tırnak
içinde bazı ifadeleri vermiş. Fakat Sayın Cumhurbaşkanı ile ilgili
ifadeler kendisinin yorumu olarak ifade ediliyor. Bu ifade kabul
edilemez doğru da değil. Bunu kınıyoruz. Daha güçlü bir yalanlama
gelmesini süreç içinde bekliyoruz” dedi.Anadolu Ajansı da dün
röportajın çarpıtıldığını iddia etti. A.A., ABD Ulusal Güvenlik
Konseyi Sözcüsü Mark Stroh’un tepki gösterdiğini belirttti. AA’ya
göre Erdoğan ve Obama’nın sık sık konuştuklarına dikkat çeken
Stroh, “Erdoğan, DAEŞ karşıtı koalisyonumuzda önemli bir ortaktır
ve bu yönetim NATO müttefiki olan Türkiye’nin güvenliğine kesin
olarak bağlıdır” dedi. ABD Dışişleri Sözcüsü Mark Toner ise bir
soru üzerine röportajla ilgili yorum yapmazken, “Direkt olarak
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilgili olmasa bile, Türk hükümetinin
attığı bazı adımlar konusunda oluşan kaygılarımızı açıklama
konusunda çok açık olduk” dedi.
İSLAM’DA REFORM TAVSİYESİ
KAHİRE KONUŞMASI:
Goldberg, Başkan Obama’nın 2008’de seçildikten sonra Kahire’de
İslam dünyasına yaptığı tarihi konuşmayla ilgili şimdi ne
düşündüğünü sorduğunda ‘Müslümanları kendi mutsuzluklarının
kökenlerine inmeye ikna etmek istediğini, ancak başarısız olduğunu”
söylediğini aktardı. Yine röportajcıya göre Obama, dünya
liderlerine özel konuşmalarında, İslam’ın moderniteye uyum
sağlamaması, Hıristiyanlıkta olduğu gibi bir reformdan geçmemesi
halinde İslami kökenli terörizme kalıcı bir çözüm bulunamayacağını
söylüyor.
SUUDİLER VE İRAN:
Obama’ya göre Suudiler ile İran arasındaki rekabet, bölgede vekalet
savaşlarını ve kaosu körüklüyor. ABD, hem bölgedeki dostlarına hem
de İran’a bölgeyi paylaşmaları ve bir çeşit barış sağlamaları
gerektiğini telkin ediyor. Obama, Suudilerin Ortadoğu’yu İranlı
hasımlarıyla paylaşması gerektiği görüşünde.
SUUDİLER DOST MU
Obama’nın Suudi Arabistan’a ilişkin söyledikleri ise makalenin
diğer bir can alıcı kısmı. Goldberg’e göre Obama, Avustralya’nın
yeni başbakanı Malcolm Turnbull ile sohbet ediyor. Ve Turnbell’e
Endonezya’nın nasıl rahat ve birleştirici bir İslam anlayışından
köktendinci bir aşamaya geldiğini, daha çok kadının başını
örttüğünü söylüyor. Turnbull neden olduğunu soruyor. Obama da
Suudiler ve Körfez ülkelerinin buraya para ve çok sayıda imam,
öğretmen yolladıklarını anlatıyor. Turnbull, “Suudiler sizin
dostunuz değil mi” diye sorduğunda da Obama şu yanıtı veriyor:
“Orası karışık.”
Kerry, Esad’ın füzeyle uyarılmasını istedi
Yazıda Dışişleri Bakanı John Kerry’ye dair de çok çarpıcı bir
gözlem var. Son bir yıldır Kerry’nin Suriye’deki bazı rejim
hedeflerine füze saldırıları düzenlenmesi için Beyaz Saray’ı
defalarca ziyaret ettiğini söyleyen Goldberg, bunun da her
seferinde Obama’nın itirazıyla karşılaştığını aktarıyor. Yazara
göre Kerry bunu Esad’ı devirmek için değil, ama Esad’ı ve ortakları
İran’la Rusya’yı barış müzakerelerine zorlamak için istiyor. Ancak
Obama, Kerry’nin önerilerinden o kadar sıkılıyor ki, onu elinde bir
kağıtla gördüğünde “Oh, yine başka bir öneri mi” diyerek itiraz
ediyor. Başkan Yardımcısı Joe Biden da “Vietnam nasıl başladı
hatırlıyor musun John” diyerek Dışişleri Bakanı Kerry’nin
önerilerine karşı çıkıyor.