31 Eki 2009 11:56 Son Güncelleme: 19 Kas 2018 13:55

O YAZIYLA VATANA HİZMET ETTİM!..SERDAR TURGUT ROJİN'E HANGİ ÇAĞRIYI YAPTI?

Serdar Turgut Rojin yazısından çok pişman olmuşa benziyor. Ancak yazının bir de olumlu tarafı varmış....


İstemeden yaptığım büyük vatan hizmeti

Şu aralar arzulamadığım kadar ne yazık ki meşhur olmuş o yazım nedeniyle birçok hoş olmayan gelişme oldu. Fakat bunların yanında uzun zamandır üzerinde çalışılan ve ama bir türlü başarılamayan bir sonuç da alındı.


Rojin ile benim katiyen planlamadığımız bir gelişmeydi bu ama umarım ülkeye yararı da olacak.


PKK ile Türk solunun arası uzun zamandır limoniydi.
Arayı düzeltme girişimleri PKK'nın muhataplarını gerçek solcu olarak görmemeleri, Türk solunun ise terör nedeniyle onlarla konuşmakta zorlanması nedeniyle bir türlü sonuçlanamıyordu.


Benim yazım üzerine ÖDP'li kadınlar Kürt tarafına sahip çıkmaya başladılar ve ilk kez uzlaşma konusunda somut bir adım atılmış oldu.
Bu tarihi uzlaşmanın oluşmasında benim de rolüm büyük. Bu adımın Türkiye'nin geleceği açısından anlamlı ve önemli olduğuna inanıyorum. En azından bir maddi temel oldu gelecekte daha somut işbirliği adımlarının atılması açısından.


Bu arada Kürt kadınları ile Türk kadınları da kendilerine ortak nefret hedefini buldular. Bu da ülkenin bütünlüğü açısından son derece önemli bir gelişme.


Açıkça söylemeliyim; planlamamıştım bütün bunları ama yine de olduğu için sevindim. Gelişmelerde biraz payım olduğu için mutlu oldum... Bu Antonio Gramsci'yi bile şaşırtacak bir tarihi uzlaşma oldu. Ahlak sınırları ile oynayan yazıları yazmamı engellemek isteyenler de koalisyona katıldılar. Birleşik cephe büyüdü. Yıllardır solcu arkadaşlarla yapamadığım şeyi düşünmeden, planlamadan yapmış oldum.

ASIL SORUN BAŞKA YERDE


Madem artık yazdığım her absürd satır gerçekmiş gibi algılanacak ve kızılacak, eski yazılarımı bir daha okudum da benim asıl sorunumun Homer Simpson ile olacağını gördüm.


Duyduğuma göre Homer çok kıskanç ve sert mizaçlı bir adammış. Kısa süre önce karısı Marge Simpson'un Playboy dergisinde yayınlanan çıplak fotoğraflarından sonra kadına aşık olduğumu ve onunla çılgınca sevişmek istediğimi açıkladım ya. Ve hatta sırf o kadına kavuşmak için ABD'ye gidip onunla sevişeceğimi yazdım ya; şimdi duyuyorum da kocası Homer Simpson kıskançlık krizlerine filan girmiş ve bana dava açacakmış. Hatta Bart Simpson Türkiye'ye gelip benden annesine tavrımın hesabını soracakmış.


'Vazgeç bu işten' dedim, bir türlü ikna olmadı. 'Özür dileyeyim' dedim, o da kesmedi onu. İlla da beni dava edecek, kararlı adam.


Ne yapalım Amerika'da önemli bir boksör sözü vardır. 'If you don't know how to take you don't give.' 'Eğer yemeyi bilmiyorsan vurmayacaksın da' diyor bu sözde.


Ben de arandım tabii... Keşke Marge'a duyduğum duyguları açıklamamış, kocasını kızdırmamış olsaydım. Şimdi bütün bunlar da olmazdı. Sonuç ne olursa olsun hem Marge'dan hem Homer'den hem de Bart'tan özür dilemeyi planlıyorum. Simpson ailesinin onuruna leke süren ben olmam, bu da bilinsin.

BAZI GAZETECİLERE SÖZÜM OLACAK


Birkaç akşam önce yemekten eve dönüyordum. Çok ünlü, sevilen, bir saygın işadamı arkadaşım aradı ve 'NTV'yi ' dedi. Yolda olduğumu söyledim. 'Can Dündar Rojin ile konuşuyor' dedi. Güzel konuşsun tabii. Programda Dündar ayrıca yazım hakkında birçok laf etmiş ama bana da hiç olmazsa telefonla bağlanması gerekmez miydi diye de düşündüm.
Bu ilkesiz davranış sadece onunla sınırlı değil. Benim hakkımda çıkan her olumsuz yazıyı en marjinal yayınlardan bile alıp manşet olarak yayınlayan medya siteleri benim konuya açıklık getiren veya hakkımda çıkan destek yazılarını tamamen görmezden geldiler.


Çok açık bir çifte standart var ortada. Acaba bu benim bu insanlar için geçmişte aşağılık olduklarını, karaktersiz olduklarını söylememden mi kaynaklanıyor diye düşündüm. O fikirlerim değişmiş falan değil. Son gelişmelerle daha da güçlendiler. Benim gibi insanların bu dünyada fazla arkadaşı olmaz. Çünkü çıkar için kimseye yatırım, yalakalık filan yapmayız. Düşündüğümüzü tak diye söyleriz. Son yapılan ilkesizliklerin, karaktersizliklerin peşini bırakmayacağım. Yazıda hesaplaşacağım bu gazeteci bozuntularıyla. Gerekirse davalar da açacağım.

EVET ŞEHVETE KAPILDIM


Baştan yanlış anlama olmasın diye söyleyeyim bu bir doxin (uçkur) şehveti değil. Ayşe Arman'ın dediği gibi yazarken kendimi yazının, cümlelerin şehvetine kaptırdım, haddimi aştım. Aslında olan biten her şeyin özü bundan ibaret. İyi yazabilmek için yazının şehvetine kapılmak tabii ki gerekiyor ama kontrol de lazım. Cümle seline kapılıp harfler içinde alabora olmamak gerekiyor. Yazının şehveti nedeniyle haddimi aştım Rojin, beni babamdan kurtar. 83 yaşındaki adam her gün telefon açıp 'İstemeden de olsa üzmüş olduğun o hanımefendiden özür diledin mi?' diye soruyor, beni azarlıyor. 'O benimle konuşmaz ki' diyorum. Bu mazeretimi de kabul etmiyor, her gün aramayı sürdürüyor.

HINCAL ULUÇ'UN BÜYÜKLÜĞÜ


Büyüklüğünü tekrar gösterdi. Yaşım müsait olsaydı ona tekrar abi demeye başlardım. Ama daha önce söylediğim gibi benim ona bu yaşımda abi demem onun karizmasını bozabilir. Meseleye her zamanki soğukkanlı, deneyimli, bilgiç, filozof tavrıyla baktı ve benim için anlamı büyük olan bir yazı yazdı dün. Müteşekkirim. Yazıyı aynen yayınlıyorum.


'Ah Rojin ahh!..


Rojin aradı.. 'Hıncal Ağabey, bugün Serdar Turgut'u okudun mu' diye. 'Okumadım' dedim.. 'Neler yazmış inanmazsın' dedi. 'Sen kapa, ben okuyup ararım' dedim.. Okudum.. Güldüm.. Rojin'i aradım..


'Sen Serdar'ı bilmiyorsun herhalde.. O yazıda seninle ilgili kişisel hiçbir şey yok' dedim.. Serdar kendi mizahi üslubu içinde, tipik bir Serdar yazısı yazmış. Senin adının geçmesi bu ülkenin Kürt kökenli, en popüler, en ünlü kızı olmandan.. Kimseye hakaret kastı falan yok. Gül geç.. Sakın ola cevap vermeye falan da kalkma..' 'Çok teşekkür ederim Hıncal Ağbi' dedi.. Kapattık..


İki gün sonra baktım.. Rojin, Serdar hakkında hakaret davası açmış, hem de ne ağır ithamlarla.. Belli.. Kendisini tahrik edenlerin gazına gelmiş..


Sevgili Rojin..
Senin kadar şakacı, senin kadar sahne dahil bulunduğu her yerde insanlara kahkahalar attıran bir mizah ustası insanı, mizahtan anlamaz duruma düşürdün..


Çok yazık ettin..
Serdar özür diledi.. Sen de özür dile seni sevenlerden ve o davayı geri al!..'


Hıncal Uluç'un yazısı bu kadar. Tam benim hissiyatım bunlar. Sadece davalı ben olduğum için 'Davayı geri al' lafını ben diyemiyorum. Sadece modern Kürt kadınının beni anlamasını istiyorum. Çabam bundan ibaret.


SERDAR TURGUT/AKŞAM