O SÖZLERDE ''TASMA''DAN DAHA AĞIRI VAR...

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın basınla arasının pek hoş olmadığı biliniyor. Sırf bu yüzden basın mensuplarına yönelik ağır ithamlar, hakarete varan sözler sarf ettiği de herkesin malumu. Artık asabiyetten mi yoksa bir “Strateji” olarak benimsemesinden mi bilinmez aynı tarz yaklaşımlarını her fırsatta dışa vuruyor. Tam “Alıştık artık” derken hepimizi şaşırtan bir başka hiddetli “Çıkış” yapıyor. İş “Ayar atma”ları çoktan geçti!

Nitekim bu kez de öyle oldu. Partisinin il kongresinde yaptığı konuşmada "Medyada da akbabalar var. Daha düne kadar üniformalılar yazdıklarınızdan dolayı azarlıyorlardı. Onların karşısında selam durup ’şak’ yapıyordunuz.. Sizi o tasmalarınızdan kurtardık. Şimdi ise boyunlarında uluslararası tasmaları taktılar" demesi adeta soğuk duş etkisi yarattı.

Bu “Ölçüsüz” beyan haklı olarak basın meslek örgütlerinden ve kimi meslektaşlardan tepki gördü. Gerçektende insan ne diyeceğini bilemiyor. Bütün bir camiayı töhmet altında bırakan ağır ithamlar bunlar. Mesele Uludere tartışmasına endeksli görüyor ama belli ki bunu da aşan bir “Birikim” var. Olur olmadık her yerde patlayıveriyor. Konuşmalarında hiçbir fren tertibatı yok!

Tabii ki medya mensubu arkadaşlar haklı olarak “Akbaba” ve “Tasma takılan” olma durumuna takmış durumdalar. Başbakan açıkça “Köpek” demek istiyor. Çünkü akbabalara tasma takılamayacağına göre tasma köpeklere takılır!

Bu ifade biçiminin bir “Devlet adamı”na yakışıp yakışmaması bir yana hiç “Şık” kaçmadığı aşikâr. Tabiidir ki yükleme bu kadar “Ağır” olunca tepkilerde o yönde yoğunlaştı. Gerçi başbakan kendi içinde “Şifreli” bir dil kullanıyor. Örneğin “Akbaba” derken ben “Leş yiyiciler”i anlıyorum. (Bu ise “Ölü sevici” gibi bir tabir herhalde!) O zaman Uludere’de ölen köylüler üzerinden kendisini sorumlu tutanları kastediyor demektir. Ancak yorumu “Geniş” tuttuğunuzda medyada iktidarla senkronize davranmayan herkes olabilir!

“Daha düne kadar üniformalılar yazdıklarınızdan dolayı azarlıyorlardı. Onların karşısında selam durup ’şak’ yapıyordunuz..” cümlesi ise geçmişte “Askerlere yakın” birilerine uzanıyor. Gene anladığım şu ki, “Sizi o tasmalarınızdan kurtardık.” diyerek bir yerlere “Mesaj” yolluyor. Tabii kimleri ve nasıl kurtarmış bilemiyoruz!

Lakin bana göre üçüncü tamlaması en ağır olanı. Herkes “Köpek” benzetmesine takılıp kaldığından habire o yönden cevap yetiştirmeye çalışılıyor. Oysa “Boyunlarında uluslararası tasmaları taktılar" demek “Köpek”ten bile ağır. İlkine zorlarsanız gülüp geçebilirsiniz ama bu ise çok daha vahim bir suçlama bence. Çünkü ben “Boyunlarında uluslararası tasmalar takmak”tan doğrudan “Uluslararası merkezlerden talimatla yazanlar”ı anlarım. “Etki ajanlığı var” demektir. O halde birileri “Satılmış” hatta bir tür “Vatan haini”dir. Nedense bir Allah’ın kulu çıkıp bu yakıştırmadan rahatsız olmadı!

Başbakan bir vehimle mi konuşuyor elinde “Özel” istihbari bilgiler mi var bilemem. Fakat o zaman onlar kimlerdir? Bana göre “Köpek”ten daha ağırı yurtdışı merkezlerin “Ajan”ı olmaktır. Bunları açıklığa kavuşturmalı, ortaya koymalıdır. Yok, yapmıyor ya da yapamıyorsa ucu açık, “Ortaya karışık” hakaret dolu sözler sarf etmekten vazgeçmeli ve dahi tüm basından özür dilemelidir…

Atilla Akar/Yurt