Ardından Özgül adlı genç kız sahne aldı. Kuliste onu destekleyenler arasında Gürsu da vardı. Ama ne desteklemek! Her jürinin dönüşünde Gürsu sevinç çığlıkları attı. Sonuncu jüri de döndüğünde Gürsu'nun gözyaşları artık sel olmuştu.
Meğer Gürsu ile Özgül dört yıllık sevgiliymiş. Acun, Özgül'ü de kulisten sahneye çağırdı. İkisinin birbirlerine bir bakışı, bir sarılmaları vardı ki, sanki unutulmaz 'Aşk Hikayesi' filminde Ali MacGraw ile Ryan O'Neal'ı yeniden izler gibi oldum.
Öyle bir duygu yüklü konuştular, sevdalarını öyle bir anlattılar ki, Ferhat ile Şirin'in ruhlarının onlarda yaşadığına inandım. Gençler konuşurken hem jüri ağladı, hem kulistekiler ve hem de muhtemelen ekran başındakiler.
Şu acımasız, şu sevgi pınarları tükenmiş çorak dünyada aşkın henüz tedavülden kalkmadığını görmek hepimize öyle iyi geldi ki.