O rektörden skandal Atatürk yazısı! Rakıya müptela olup...
"AKP'nin fetvacısı" olarak bilinen Rotterdam İslam Üniversitesi (IUR) rektörü Prof. Ahmet Akgündüz, 10 Kasım münasebetiyle Atatürk'le ilgili skandal bir yazı kaleme aldı.
"AKP'nin fetvacısı" olarak bilinen Rotterdam İslam Üniversitesi
(IUR) rektörü Prof. Ahmet Akgündüz, 10 Kasım münasebetiyle
Atatürk'le ilgili skandal bir yazı kaleme aldı.
"Bediüzzaman Mustafa Kemal’in ölümünü ve Kemalizmin merhalelerini
haber veriyor" başlığı ile yayınlanan makalede Atatürk için "küçük
deccal" göndermesinde bulundu.
Atatürk'ün son anlarını da anlatan Akgündüz, "Bediüzzaman" lakabı
ile bilinen Said-i Nursi'nin Atatürk'ün ölümünü önceden yazdığını
belirterek, Said-i Nursi'nin kitaplarından alıntı yaptı. Akgündüz
şunları yazdı:
"DEHŞETLİ BİR ADAM... RAKIYA MÜPTELA OLUP..."
"Bedîüzzaman (Said-i Nuesi) Mustafa Kemal’in ölümüyle alakalı
haberi evvela daha evvel telif ettiği Beşinci Şu’a’da
vermektedir:
Sonra dediler: "Aynı şahıs bir su içecek, onun eli delinecek ve bu
hâdise ile Süfyan olduğu bilinecek?" Ben de cevaben dedim: "Bir
darb-ı mesel var: Çok israflı adama "eli deliktir" denilir. Yani
elinde mal durmuyor, akıyor, zayi' oluyor, deniliyor. İşte o
dehşetli adam bir su olan rakıya mübtela olup, onun ile hasta
olacak ve kendisi hadsiz
israfata girecek, başkalarını da alıştıracak."
ŞEYTAN DÜNYAYA BAĞIRACAK
Sonra birisi sordu ki: "O öldüğü zaman İstanbul'da Dikili Taş'ta
şeytan dünyaya bağıracak ki; filan öldü." O vakit ben dedim:
"Telgrafla haber verilecek." Fakat bir zaman sonra radyo çıkmış
işittim. Eski cevabım tam değilmiş bildim. Sekiz sene sonra Dâr-ül
Hikmet'te iken dedim: "Şeytan gibi radyo ile dünyaya işittirecek."
Sonra Sedd-i Zülkarneyn ve Ye'cüc ve Me'cüc ve dabbet-ül-arz ve
Deccal ve nüzul-ü İsa (A.S.) hakkında sualler sormuşlardı. Ben de
cevab vermiştim. Hattâ eski Risâlelerimde onlar kısmen
yazılmışlar."
"KÜÇÜK DECCAL"
Said-i Nursi'nin Mustafa Kemal'i deccal diye vasıflandırmasına
itiraz eden din âlimlerine de cevap verdiğini belirten Akgündüz şu
alıntıyı yapıyor:
"(...) Diyorlar ki: Nasıl bu Cumhuriyet-i İslâmiyenin bir kısım
reislerine “Küçük Deccal” namı veriyorsun. Halbuki diyânet
riyâsetindeki mühim âlimler misillü çok ulemâlar onlara tâbi’dir,
onlara duagû sayılırlar?
Elcevab: 1350 sene evvel Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü
Vesselâm’ın bir şakirdi ve esrar-ı Kur’aniyenin dersini bizzât
Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’dan alan Hazret-i Ali (R.A.)
meşhur ve matbu’ kasidesinde demiş ki:
(Bir takım Acem harfleri ki satır satır yazdırılmıştır
Zengin fakir onunla gecelettirilmiştir.
De ki gözüktü vakit gözüktü hem yaklaştı.
Deccali bekleyin, kim yalan derse azmıştır.
Çünkü o beldelerde dolaşır.
Kulları arasında fitne çıkarır.)
İşte bu kasidede Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’dan aldığı derse
binaen diyor ki:
“Huruf-u Arabiye acemî yani frengî hurufuna tebdil edildiği zaman,
Deccal’ı intizar ediniz.” Evet o işi yapan ise küçük deccallardır
ki, büyük Deccal’ın ileri karakoludur. Hem o zamanın en fenası,
ulemânın fenasıdır. Yani dalaletin en fenası, ulemâ-is sû’ namı
altındaki bir kısım bedbaht kisve-i ulemâda, dini dünyaya satmış
adamlardan gelir. Ben de bu noktaya binaen derim ki: Hangi ulemâ
var ki; ezan-ı Muhammediyeyi beğenmeyip, ezan yerinde (Türkçe ezanı
kast ediyor-Odatv) bir şarkıyı kabul etsin. (...)
KEMALİZMİN SON DÖNEMİNDEYİZ
Said-i Nursi'nin açıkladığı işaretlere göre Kemalizim sonunun
geldiğini söyleyen Akgündüz, yine Said-i Nursi'nin kitaplarında n
özetle şu alıntışara yer verdi:
"Rivayetlerde var ki: "Deccal'ın birinci günü bir senedir, ikinci
günü bir ay, üçüncü günü bir hafta, dördüncü günü bir gündür.
BÜYÜK DECCAL KUTUPLAR TARAFINDAN ÇIKACAK
Birisi: Büyük Deccal'ın kutb-u şimalî dairesinde ve şimal tarafında
zuhur edeceğine kinaye ve işarettir. Çünki kutb-u şimalînin
mevkiinde bütün sene, bir gece bir gündüzdür. Bir gün şimendifer
ile bu tarafa gelse, yaz mevsiminde bir ay mütemadiyen güneş gurub
etmez. Daha bir gün otomobil ile gelse, bir haftada daima güneş
görünür. Ben Rusya'daki esaretimde bu mevkiye yakın bulunuyordum.
Demek büyük Deccal, şimalden bu tarafa tecavüz edeceğini mu'cizane
bir ihbardır.
İkinci tevili ise: Hem büyük Deccal'ın, hem İslâm Deccalı'nın üç
devre-i istibdâdları manasında üç eyyam var. "Bir günü, yani bir
devre-i hükûmetinde öyle büyük icraat yapar ki, üçyüz senede
yapılmaz. İkinci günü, yani ikinci devresi, bir senede otuz senede
yapılmayan işleri yaptırır. Üçüncü günü ve devresi, bir senede
yaptığı tebdiller on senede yapılmaz. Dördüncü günü ve devresi
âdileşir, bir şey yapmaz, yalnız vaziyeti muhafazaya çalışır."
diye, gayet yüksek bir belâgatla ümmetine haber vermiş. (...)"
"Deccal nedir: İslam inancına göre ahir zamanda, Mesih'in ikinci
kez yeryüzüne gelmesinden önce insanları dini inancından saptırarak
kötülüğe ve sapkınlığa yönelteceğine inanılan ve şeytanı temsil
eden varlıktır."