"O MÜZİĞİ ANCAK BİR MAGANDA ÇALABİLİR!" ERTUĞRUL ÖZKÖK'TEN CHP'LİLERE SERT ELEŞTİRİ!..
"Acaba bu sabah farkına vardığım olay,dün önümüze gelseydi,hangisini manşet yapmamız gerekirdi?"
Yerel seçimlerde Antalya'da kazanan CHP adayı Mustafa Akaydın'a AKP'li eski belediye başkanı Menders Türel tebrik ziyaretinde bulundu. Veda ederken Selda Bağcan'ın "Yuh yuh soyanlara" sözleriyle başlayan şarkısının çalınması, davetlilerle ev sahipleri arasında soğuk hava estirdi. Ertuğrul Özkök Hürriyet'teki yazısında, yaşanan bu olayı "magandalık" ifadesiyle kınarken, Akaydın'ın olaya müdahalede yetersiz kalmasını eleştirdi.
Sahneyi bir kere daha gözünüzün önüne getirin.
Kazanacağınıza kesin gözüyle baktığınız bir belediye başkanlığı seçimini kaybetmişsiniz.
Ama Başbakan gibi, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen gibi, kimseyi kıracak tek kelime söylememişsiniz.
Tam aksine, "Bu şehrin insanı beni seçtiği zaman iyi de, seçmediği zaman kötü mü olacak" diye son derece demokratik, medeni, hoşgörülü bir tavır koymuşsunuz.
Seçim bitmiş, yanınıza partinizin sadece 4 üyesini alıp, yeni başkanı tebrik etmeye gitmişsiniz.
Ama o ne, tam kapıdan çıkarken arkanızdan tef çalınmaya başlamış.
Kim olduğu belirsiz, belli ki ipsiz sapsız biri müziği basmış.
* * *
Selda´nın şarkısı gürlüyor:
"Yuh yuh soyanlara
Soyup kaçıp doyanlara
İnsanlara kıyanlara
Yuh nefsine uyanlara yuh"
Yani o birisi, eski başkanın arkasından teneke çalıyor.
Ne diyeceğiz şimdi?
Belli ki adam hazırlıklı, taammüden gelmiş.
Bir hırboluk yapacak.
Tertibatını da almış.
"Densizin biri" deyip geçiştirecek miyiz?
Yoksa adını mı koyacağız.
"Görgüsüzlük."
Bana göre çok hafif kalır.
"Çapsızlık."
O, daha da hafif. Bu densizliği kaldıramaz.
Hatta "magandalık".
Yeni başkan, eski rektör Mustafa Akaydın susturmaya çalışmış.
Sayın Hocam, böyle bir durumda öyle, parmağını ağzına götürüp, küçük bir jest yapmak yetmez.
Ben beklerdim ki, çıkıp haykırasınız.
"Ne bu terbiyesizlik, densizlik, görgüsüzlük, magandalık kardeşim" diyesiniz.
Hadi Başbakan gibi yapıp "Kapıya koy" demeyeyim.
Ama bu edepsizliği yapana, kamu önünde hemen orada cevabını yüksek sesle vermek gerekmez miydi Hocam?
Size bu yakışmaz mıydı?
Bunu yapmazsan, yapmazsanız, o "göbeğini kaşıyan adam"dan ne farkınız kalır arkadaş...
* * *
Üstelik bunu kime yapıyorsun?
Sadece AKP´nin değil, Türkiye´nin en medeni belediye başkanlarından birine.
Bakın ben size açık açık söyleyeyim.
Yeni seçilen başkan ve çevresindekiler bilmeli ki, bizler Menderes Türel´i çok sevdik.
Sanmayın ki, Antalya´da aldığınız oy, onun başarısızlığından.
Biz de biliyoruz, siz de;
Bunun asıl sebebi yukarlarda, çok daha yukarlarda, uzaklarda, Ankara´da.
Dün gazeteciliğimi bir kenara bırakıp, Menderes Türel´i aradım ve o sahneden duyduğum üzüntüyü anlattım.
CHP´nin yeni belediye başkanı Antalya´da iyi başlamadı.
Bu sahne bana İstanbul´da Nurettin Sözen görevi devralırken yaşanan sakillikleri hatırlattı.
Yeni dönem bu zihniyetle devam ederse, emin olun sonu parlak olmaz.
* * *
Dün sabah toplantısında bir ara dikkatim dağıldı.
Çünkü kafam bu konuya takıldı.
Kendi kendime sordum:
"Acaba bu sabah farkına vardığım olay, dün önümüze gelseydi, hangisini manşet yapmamız gerekirdi?"
Melih Gökçek´e 5 ayrı konuda inceleme haberini mi, yoksa Menderes Türel´e yapılan bu çirkin hareketi mi?
Benim oyum kesin, bu çirkin hareketi manşet yapmak olurdu.
Dün farkına varamadım.
Hiç olmazsa bugün içimdeki bu tepkiyi dile getireyim dedim.
Ertuğrul Özkök/HÜRRİYET