O MANŞETLERE RAĞMEN ERTUĞRUL ÖZKÖK'E NEDEN ŞİRİNLİK YAPTIN?
Ahmet Hakan ile Perihan Mağden arasında patlak veren polemik bugün de köşelerden sürdü.
Ertuğrul Özkök'e yaranmak mı?
BİR: Ertuğrul Özkök'ü dövmeyenin dövüldüğü bir dönemde "Ertugrul Özkök'e yaranmaya çalışıyorsun" diyenler sadece komik duruma düşüyorlar. Bugün Ertuğrul Özkök'e yaranmaya çalışmak, sadece adamın başına bela getirir.
İKİ: Beni Ertuğrul Özkök köşe yazarı yapmadı. Hürriyet'e geçişimin hikâyesi farklıdır. Yani ben Ertuğrul Özkök'ün "köşe ihsan ettiği" biri değilim.
ÜÇ: "Perihan'ın Ertuğrul'a şirinlik yaptığı günler" başlıklı yazıyı yazacağımdan Ertuğrul Özkök'ün haberi yoktu. O da sizin gibi gazeteden okudu. İster inanın, ister inanmayın ama bu böyle.
DÖRT: Ertuğrul Özkök'ün Paris'te Ahmet Kaya'nın mezarı başında yaptığı "gösterişçi helalleşme atraksiyonu" tabii ki eleştirilebilir. Mesele bu değil. Mesele Perihan Mağden'in "Attığı manşetlerle Ahmet Kaya'yı bir nevi sürgünde öldüren kişi" dediği adama, o manşetlerin atılmasının hemen ardından yaptığı şirinliktir.
BEŞ: Bazıları hatırlatıyor: "Perihan Mağden, Ertuğrul Özkök'e telefon ettiğinde Ahmet Kaya henüz ölmemişti, o yazının yazılmasından birkaç ay sonra ölmüştü." İyi de ne fark eder? O manşetler atılmamış mıydı? Ahmet Kaya sürgüne gitmemiş miydi? Mesele şudur: O manşetlere rağmen Perihan Mağden, Ertuğrul Özkök'e şirinlik yapmayı kendine yedirebilmiş, içine sindirebilmiş. Mevzu budur.
Ahmet Hakan/Hürriyet