23 Ağu 2010 05:44
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:34
O KİTABI NEDEN YAZDI? GÖREVDEN ALINIRSA NE YAPACAK?
Haliç'te Yaşayan Simonlar-Dün Devlet Bügün Cemaat isimli kitabıyla gündeme oturan emniyet müdürü Hanefi Avcı Akşam Gazetesi'nden Özlem Akarsu Çelik'e konuştu.
Bir emniyet müdürünün anlattıkları
Görev başında bir emniyet müdürü bir kitap yazıyor: Haliç’te Yaşayan Simonlar-Dün Devlet Bugün Cemaat...
’Devleti bir cemaat yönetiyor. Şu adreslere dikkat edin!..’ diyor.
Zannettim ki, Hanefi Avcı’nın kitabı medyada tefrika tefrika yayımlanacak, siyasetçilerden emniyetçilere herkes günlerce bunu konuşacak... Öyle olmadı!
Dün bu köşede sözlerine yer verdiğimiz Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu şunu sormuştu, ’Hanefi Avcı’nın elinde belge varsa neden savcılığa gitmedi?’ Başından bu yana Ergenekon, Balyoz gibi davalara büyük destek veren Orakoğlu, eski yardımcısı Hanefi Avcı’nın bu davaları yönlendirmeye çalıştığını söyledi ve kitabın zamanlamasına dikkat çekti. Birçok çevreden de benzer suçlamalar gelince Hanefi Avcı’yı aradım... ’Birkaç gün daha konuşmamayı tercih ediyorum. Herkes kitabı okusun, sonra konuşacağım’ dedi. Anladık ki, Avcı bugünlerde sadece ailesiyle ve yakın dostlarıyla paylaşıyor bazı detayları... Biz de onları bulduk ve konuştuk... Herkesin aklındaki sorulara Avcı’nın yanıtlarını öğrendik...
İşte o sorular ve Hanefi Avcı’nın yanıtları...
KİTABI AİLEMDEN GİZLİ YAZDIM
’Neden referandumdan önce yazıldı?’
Kitabı Edirne’de iken 2009’un Haziran ayında yazmaya başladım. Ailem şiddetle karşı çıktı. Bu yüzden onlardan gizli yazdım. Kitabı yayınevine mart ayında teslim ettim. Hem görev başında yazdığım için hem de bürokrat diliyle yazıldığı için redaksiyonu beklediğimizden uzun sürdü. Kitabı 10 Nisan’da yani Polis Bayramı’nda piyasaya çıkarmayı hedefliyorduk, bu zamana kaldı.
ELİMDE DELİL YOK, DELİLLERİN ADRESİNİ GÖSTERİYORUM
Hanefi Avcı’nın elinde cemaatle ilgili belgeler var mı? Varsa neden savcılığa gitmedi?
Ben görev başındaki memurların işlediği suçlardan bahsediyorum. Memurlar hakkındaki suçları önce müfettişler inceler. İdari soruşturma sonunda ulaşılan bilgi ve belgeler savcılığa götürülür. İçişleri ve Adalet Bakanlıkları’na dilekçeler verdim, görüşmelerim oldu. Hiçbir şey yapılmadı. Ben adres gösteriyorum, gidin şurayı denetleyin diyorum. Delillerin adresini söylüyorum. Suç işleyen insan delil yaratır.
BUNDAN SONRA YOL YOK!
Avcı aldığı tehditler üzerine mi böyle bir kitap yazmaya gerek duydu?
Beni kimse tehdit edemez. Ruh halimi anlamak o kadar mı zor? Öyle yanlış işler yapıldı ki artık herkese normal geliyor galiba. Devletin İstanbul, Ankara savcılarının telefonları dinleniyor. MİT basılıyor, Erzincan Başsavcısı gözaltına alınıyor. Bunlar suçtur. Bundan sonra yol yok! Bugün Türkiye’de yaşananlar Afganistan’da yaşanmıyor. Pakistan’da hakimler cuntaya direndiler.
Avcı bunları neden yazdı? Görevden alınırsa ne yapacak?
Yapılacakların önemi yok. Emekliliğime 5 yıl kalmış. Gider, iş bulur çalışırım. Önemli olan geride kalanlara cesaret vermek.
DÜN, BUGÜNKÜ İKTİDARIN YANINDAYDIM, BUGÜN ONLARIN EZDİKLERİNİN YANINDAYIM
Siyasete mi ısınıyor?
Hiçbir yere angaje değilim. Birileriyle uyuşsam o, bugünkü iktidar olurdu zaten. Bir zamanlar onlara çok haksızlık yapıldığını düşündüğüm için haksızlık yapanların karşısındaydım. Bugün ise fikren karşısında olduğum insanların yanındayım çünkü onlar eziliyor.
MİT’İN BAŞINA GETİRİLMEM HATA OLUR
İstanbul ya da Ankara Emniyet Müdürü olsaydı bu kitabı yazar mıydı?
Bana bugüne kadar önemli görevler teklif eden genel müdürlere, bakanlara sorun ne cevap vermişim. ’Görev teklif ettik, kabul etmedi’ diyecekler. Bakanlık beni Ankara’ya çağırıp sordu. Ankara ve İstanbul’u bedava verseler istemem. Oralar ömür törpüsüdür. Benim işim belli. Alışmışım yaptığım işe. MİT’in başına geçecekmişim! MİT’in başına getirilmem hata olur. Bana Gümrük Müsteşar Yardımcılığı teklif edildi, ’O makamlar üstün insanların işidir, acemi çaylakların yeri değildir’ deyip reddettim. Edirne’yi sevmiştim ve orada kalmayı istiyordum...
Hanefi Avcı’nın her sözü önemli...
’Görevden alınırsa?..’ sorusuna, ’Çocuklarımı okuttum. Emekli maaşımı da alırım herhalde’ diyormuş gülerek... Kitapta ilginç bir ayrıntı var. Avcı’nın iki çocuğu da Samanyolu Koleji mezunu... Kendi ifadesiyle ’28 Şubat sürecindeki asker baskısına inat’ orada okutmuş çocuklarını. Bu durum Avcı’nın ’O zaman onlar eziliyordu, bugün ise başkaları eziliyor ve ben ezilenin yanındayım’ sözünü getiriyor akla...
Özlem AKARSU ÇELİK/Akşam
Görev başında bir emniyet müdürü bir kitap yazıyor: Haliç’te Yaşayan Simonlar-Dün Devlet Bugün Cemaat...
’Devleti bir cemaat yönetiyor. Şu adreslere dikkat edin!..’ diyor.
Zannettim ki, Hanefi Avcı’nın kitabı medyada tefrika tefrika yayımlanacak, siyasetçilerden emniyetçilere herkes günlerce bunu konuşacak... Öyle olmadı!
Dün bu köşede sözlerine yer verdiğimiz Emniyet İstihbarat Dairesi eski Başkanı Bülent Orakoğlu şunu sormuştu, ’Hanefi Avcı’nın elinde belge varsa neden savcılığa gitmedi?’ Başından bu yana Ergenekon, Balyoz gibi davalara büyük destek veren Orakoğlu, eski yardımcısı Hanefi Avcı’nın bu davaları yönlendirmeye çalıştığını söyledi ve kitabın zamanlamasına dikkat çekti. Birçok çevreden de benzer suçlamalar gelince Hanefi Avcı’yı aradım... ’Birkaç gün daha konuşmamayı tercih ediyorum. Herkes kitabı okusun, sonra konuşacağım’ dedi. Anladık ki, Avcı bugünlerde sadece ailesiyle ve yakın dostlarıyla paylaşıyor bazı detayları... Biz de onları bulduk ve konuştuk... Herkesin aklındaki sorulara Avcı’nın yanıtlarını öğrendik...
İşte o sorular ve Hanefi Avcı’nın yanıtları...
KİTABI AİLEMDEN GİZLİ YAZDIM
’Neden referandumdan önce yazıldı?’
Kitabı Edirne’de iken 2009’un Haziran ayında yazmaya başladım. Ailem şiddetle karşı çıktı. Bu yüzden onlardan gizli yazdım. Kitabı yayınevine mart ayında teslim ettim. Hem görev başında yazdığım için hem de bürokrat diliyle yazıldığı için redaksiyonu beklediğimizden uzun sürdü. Kitabı 10 Nisan’da yani Polis Bayramı’nda piyasaya çıkarmayı hedefliyorduk, bu zamana kaldı.
ELİMDE DELİL YOK, DELİLLERİN ADRESİNİ GÖSTERİYORUM
Hanefi Avcı’nın elinde cemaatle ilgili belgeler var mı? Varsa neden savcılığa gitmedi?
Ben görev başındaki memurların işlediği suçlardan bahsediyorum. Memurlar hakkındaki suçları önce müfettişler inceler. İdari soruşturma sonunda ulaşılan bilgi ve belgeler savcılığa götürülür. İçişleri ve Adalet Bakanlıkları’na dilekçeler verdim, görüşmelerim oldu. Hiçbir şey yapılmadı. Ben adres gösteriyorum, gidin şurayı denetleyin diyorum. Delillerin adresini söylüyorum. Suç işleyen insan delil yaratır.
BUNDAN SONRA YOL YOK!
Avcı aldığı tehditler üzerine mi böyle bir kitap yazmaya gerek duydu?
Beni kimse tehdit edemez. Ruh halimi anlamak o kadar mı zor? Öyle yanlış işler yapıldı ki artık herkese normal geliyor galiba. Devletin İstanbul, Ankara savcılarının telefonları dinleniyor. MİT basılıyor, Erzincan Başsavcısı gözaltına alınıyor. Bunlar suçtur. Bundan sonra yol yok! Bugün Türkiye’de yaşananlar Afganistan’da yaşanmıyor. Pakistan’da hakimler cuntaya direndiler.
Avcı bunları neden yazdı? Görevden alınırsa ne yapacak?
Yapılacakların önemi yok. Emekliliğime 5 yıl kalmış. Gider, iş bulur çalışırım. Önemli olan geride kalanlara cesaret vermek.
DÜN, BUGÜNKÜ İKTİDARIN YANINDAYDIM, BUGÜN ONLARIN EZDİKLERİNİN YANINDAYIM
Siyasete mi ısınıyor?
Hiçbir yere angaje değilim. Birileriyle uyuşsam o, bugünkü iktidar olurdu zaten. Bir zamanlar onlara çok haksızlık yapıldığını düşündüğüm için haksızlık yapanların karşısındaydım. Bugün ise fikren karşısında olduğum insanların yanındayım çünkü onlar eziliyor.
MİT’İN BAŞINA GETİRİLMEM HATA OLUR
İstanbul ya da Ankara Emniyet Müdürü olsaydı bu kitabı yazar mıydı?
Bana bugüne kadar önemli görevler teklif eden genel müdürlere, bakanlara sorun ne cevap vermişim. ’Görev teklif ettik, kabul etmedi’ diyecekler. Bakanlık beni Ankara’ya çağırıp sordu. Ankara ve İstanbul’u bedava verseler istemem. Oralar ömür törpüsüdür. Benim işim belli. Alışmışım yaptığım işe. MİT’in başına geçecekmişim! MİT’in başına getirilmem hata olur. Bana Gümrük Müsteşar Yardımcılığı teklif edildi, ’O makamlar üstün insanların işidir, acemi çaylakların yeri değildir’ deyip reddettim. Edirne’yi sevmiştim ve orada kalmayı istiyordum...
Hanefi Avcı’nın her sözü önemli...
’Görevden alınırsa?..’ sorusuna, ’Çocuklarımı okuttum. Emekli maaşımı da alırım herhalde’ diyormuş gülerek... Kitapta ilginç bir ayrıntı var. Avcı’nın iki çocuğu da Samanyolu Koleji mezunu... Kendi ifadesiyle ’28 Şubat sürecindeki asker baskısına inat’ orada okutmuş çocuklarını. Bu durum Avcı’nın ’O zaman onlar eziliyordu, bugün ise başkaları eziliyor ve ben ezilenin yanındayım’ sözünü getiriyor akla...
Özlem AKARSU ÇELİK/Akşam