O kavgaya Tuğçe Kazaz da daldı, Arınç'a salladı: Suskunluğunuz makam kaygısından mıydı?
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile eski Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç arasında devam eden atışmaya Tuğçe Kazaz da katıldı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile eski Başbakan Yardımcısı Bülent
Arınç arasında devam eden atışmaya Tuğçe Kazaz da katıldı.
Facebook hesabından Sn. Bülent Arınç Bey efendiye samimi
sorularımdır" başlığıyla bir açıklama yayınlayan Tuğçe Kazaz, "son
günlerde yapmış olduğu açıklamaları hayret ve şaşkınlıkla izliyorum
ve tanımış olduğum Bülent beyden ırak çizdiği bu yeni görüntü beni
ziyadesiyle üzüyor" ifadelerini kullandı.
Bülent Arınç'ın "makam kaygısı" ile daha önce ses çıkarmadığını da
ima eden Kazaz "Siz ki bir dönem Başbakan yardımcılığı
yaptınız, o zaman susuyordunuz da makam kaygısından ötürü müydü
onca sessizliğiniz, yoksa millet için mi? Millet için sustuysanız
eğer, makam cüppesini üzerinizden atar atmaz nasıl olur da bir
dönem görev yaptığınız bu devletin iç politikalarına dair bu denli
mühim konuları, hala görevde olan sayın Cumhurbaşkanımızı hedef
göstererek bu şekilde dile getirirsiniz?" diye yazdı.
İşte Tuğçe Kazaz'ın o açıklaması:
"Sn. BÜLENT ARINÇ BEYFENDİYE SAMİMİ
SORULARIMDIR.
Malum kahkaha açıklamasının ertesi günü, dönemin Başbakan
yardımcısı Sayın Bülent Arınç beyfendi beni aradı ve büyük bir
nezaketle teşekkürlerini bildirdi. Aynı telefon görüşmesinde, beni
makamına davet etti ki ilerleyen zamanlarda, Ankara seyahatim
sırasında kendilerinden randevu talep ederek davetlerine icabet
ettim. Büyük bir nezaket ve beyefendilikle beni ağırladılar. Hatta
önceden oynadığım filmlerden bir tanesi olan Uzun Hikaye filmini de
izlemişti. Bir Başbakan yardımcısının bu denli nezaketli olması, Ak
Parti'ye yönelik kalan olumsuz algımı da bu vesileyle yok etmişti.
Sonrasında evladını kaybetmiş olması, beni ayrıca derinden
etkilemiştir Bülent Bey benim nazarımda bir siyasetçiden öte,
sıcak, sevecen ve samimi bir abi imgesi taşır. Ancak, bu son
günlerde yapmış olduğu açıklamaları hayret ve şaşkınlıkla izliyorum
ve tanımış olduğum Bülent beyden ırak çizdiği bu yeni görüntü beni
ziyadesiyle üzüyor.
Sınırlarımız dışında bu kadar olay cereyan ederken, hem de ülkemiz
terör olaylarıyla bu denli çetin bir mücadele içerisinde, analar
ise şehit evlatlarının tabutunun yanı başında ciğerlerinden kopan
gözyaşlarını ülkenin can damarlarına akıtıyorken, sayın Arınç'ın bu
denli siyasi polemiklere giriyor olması, hedef göstermesi, beni ve
benim gibi düşünenleri ziyadesiyle üzmüştür. Milletimiz artık bu ve
benzeri siyasi polemiklerden çok yoruldu. Aynı şekilde bu millet,
terörden ve ‘paralel’ unsurlardan da çok yoruldu. Bilfiil milletin
belli makamlara getirdiği insanların, o makamlardaki görevlerinin
sona ermesini takiben bu denli siyasi polemiklere girmeleri biz
vatandaşları ziyadesiyle üzmektedir.
Sayın Arınç açıklamasının en can alıcı noktasında Sayın
Cumhurbaşkanımıza, "nefsinize uyarak samimiyetsiz kişilerin tahriki
ile hareket etmeyin diyordu." Ben de bir vatandaş olarak, büyük
saygı duyduğum ve adeta bir aile ferdi gibi gördüğüm Sayın Bülent
Arınç beyefendiye diyorum ki, sizde nefsinize uyarak, varsa
yanınızda samimiyetsiz kişilerin, paralel oluşumların tahriklerine
gelmemenizdir. Bu millet sizi seviyor ve bu millet çok zor
günlerden geçiyor. Bizim aile ferdi ve büyüğü olarak gördüğümüz,
Bülent abimizden beklentimiz, bu zor günlerin atlatılmasına destek
olmasıdır. Aktif siyaset hayatında yaşamış olduğunuz zorlukları bir
kenara bırakarak, hiç kimse için değil, yalnızca bu toprakların
menfaati, bu topraklarda yaşayan aziz milletimizin namusu için bunu
yapmanızı dilerim. Ayrıca vefa borcunun farklı oluşumlara değil,
ancak Allah'a ödenmesi gerektiğine inanıyorum. Kanımca, yıllarca bu
toprakların ar damarını sömüren batıl devletlere destek mahiyetinde
PARALEL açıklamalar yapmaktan şiddetle sakınılmalıdır. Böyle
spekülasyonlara vesile olmak, hiç kimseye fayda getirmeyeceği gibi,
tam da sinelerimizin yıprandığı şu günlerde, sinelerimize ağır bir
darbe indirmektedir.
MAKAM KAYGISINDAN MI SUSTUNUZ
Ayrıca, size şu soruları sorma hakkımız doğmuş olmaz mı? Siz ki bir
dönem Başbakan yardımcılığı yaptınız, o zaman susuyordunuz da makam
kaygısından ötürü müydü onca sessizliğiniz, yoksa millet için mi?
Millet için sustuysanız eğer, makam cüppesini üzerinizden atar
atmaz nasıl olur da bir dönem görev yaptığınız bu devletin iç
politikalarına dair bu denli mühim konuları, hala görevde olan
sayın Cumhurbaşkanımızı hedef göstererek bu şekilde dile
getirirsiniz? Üstelik devlet erkini aşılamış bir jenerasyonun ferdi
ve büyüğümüz olarak, hem de böylesi zor bir dönemden geçtiğimiz ve
karanlıktan aydınlığa ancak el ele vererek çıkabileceğimiz şu
günlerde?
Dolmabahçe olayı bahsedildiği şekilde olmuş da olabilir olmamış da.
Bizim kesinlikle bildiğimiz bir gerçek varsa o da gerek Gezi Parkı
olayının, gerekse 17 ve 25 Aralık olaylarının, ve daha sonrasında
bu güne kadar gelişen olayların, ülkemizin ve mazlum milletlerin
geleceği için bir değere sahip olan, Sn. Cumhurbaşkanımızı tasfiye
girişimleri olduğudur. Size soruyorum Sayın Arınç, yaptığınız bu
açıklamalar ile neyi hedeflemektesiniz ve gerçekte neye vesile
olduğunuzun farkında mısınız? Neden tam da bu günlerde böylesi
açıklamalarda bulunma gereği duydunuz? Zamanlamanız manidar değil
midir?
Edebali Hazretlerinin Osman Gazi’ye olan öğüdüyle ayakta duran bir
devlet mazisine sahip bu halkın gözü önünde devlet erkanını neden
yalancı durumuna düşürmeye çalışırsınız? Varsa Şahsi
hesaplaşmalarınızı Allah için sonraya ya da şehitlerimiz için öbür
dünyaya bırakamaz mıydınız?
Sizi seven ve saygı duyan bir vatandaş ve kardeşiniz olarak,
kırmızı çizgilerimizin, milli menfaatimiz uğruna en üst düzeyde
muhafaza edilmesi gerektiği şu günlerde yapmış olduğunuz söz konusu
açıklamaları şahsen doğru bulmuyorum. Bir büyüğümüz olarak aslında
sizden duymak istediğimiz, daima daha birleştirici, milletimizi
itidale davet eden ve milli menfaatlerimizi her ne koşulda olursa
olsun, tüm kişisel hesapların üzerinde tutan bir söylem biçimi
içinde olmanızdır. Umarım yapmış ve yapacak olduğunuz
açıklamalarınızın, toplum nezdinde nasıl yankılanmakta olduğunu tez
zamanda hatırlar ve sizden duymayı ümit ettiğimiz yapıcı üslubu
bizlerin büyüğü ve Bülent abisi olarak düstur edinirsiniz ki size
yakışanda budur. Tüm samimiyetimle merak ettiğim için, bunları dile
getirdiğimi bilmenizi isterim.
Saygılarımla"