15 Ara 2010 08:57
Son Güncelleme: 23 Kas 2018 11:52
O KADAR TARAFSIZ YAZARDIR Kİ BUGÜN ''AK'' DEDİĞİNE YARIN ''KARA'' DER!
Milliyet yazarı Taha Akyol, "taraf"sız yazarı tarif ederken öyle ilginç tabirler kullandı ki!
Tarafsız yazar!
GERÇEKTEN tarafsız bir yazardır. Kimsenin yandaşı veya taraftarı değildir. Bugünkü yazısında özelleştirmeyi savunursa, tarafsızlığını korumak için muhakkak yarınki yazısında kamulaştırmayı savunur!
Bir yazısında Atatürkçü Düşünce Sistemi’ni savunursa, öbüründe mutlaka reddeder!
Hatta tarafsızlıkta o kadar titizdir ki, bazen bir yazısının yarısında “ak” dediğine, öteki yarısında “kara” der, eşit mesafede durduğunu göstermek için!
Hatta herkesin hakkını teslim eder. Biri çıkıp da “Böyle olur mu, sabah ak dediğine öğleden sonra kara diyorsun” diye sorsa “Bunda da sen haklısın” diye cevap verir, sevgili Nasreddin Hoca gibi...
Tarafsızlık böyle bir şey midir? Mesela biraz iktidarı biraz muhalefeti eleştirmek veya onaylamak!
İktidarda kim olursa
Evvela tarafsızlık haber yazan gazetecinin görevidir, hâkim ve savcıların, kamu erkini kullananların görevidir.
Ama bir yazarın, bir aydının, kamu erkini kullanmayan bir vatandaşın görevi “doğru bildiğini” savunmaktır. Onun için kimimiz sağcı, kimimiz solcuyuzdur ya da Atatürkçü, liberal, muhafazakâr, sosyalist...
Olayları olduğu gibi görmeye çalışmak ama onu doğru bildiğimiz değerler açısından eleştirmek veya desteklemek demektir yazar olmak, aydın olmak, vatandaş olmak...
Özelleştirmenin ülke için yararlı olduğuna inanan bir yazarın etik ve mesleki görevi, baştaki Özal da olsa, Erdoğan da olsa özelleştirmeyi desteklemektir...
Ecevit “özelleştirme”yi anayasaya koyduğunda da desteklemektir...
Özelleştirme çok somut bir konu olduğu için örnek verdim. Sivilleşme, demokratikleşme, piyasa ekonomisi, laiklik gibi konularda insanlar elbette bu fikirlerin lehinde veya karşısında “taraf” olurlar.
Ülkeyi adeta iki “taraf”a bölen Ergenekon ve Balyoz gibi davalar mı? Böyle konularda öncelikle hukuk açısından düşünmek gerekir. Bunca belge ortaya çıkmışken darbe soruşturmalarının açılmasına karşı çıkmak yanlıştır; elbette soruşturma ve yargılama olacaktır.
Adli süreçteki uzun tutuklamaları, delillerdeki özensizliği görmezlikten gelmek ve eleştirmemek de yanlıştır elbette.
Taha AKYOL / MİLLİYET
GERÇEKTEN tarafsız bir yazardır. Kimsenin yandaşı veya taraftarı değildir. Bugünkü yazısında özelleştirmeyi savunursa, tarafsızlığını korumak için muhakkak yarınki yazısında kamulaştırmayı savunur!
Bir yazısında Atatürkçü Düşünce Sistemi’ni savunursa, öbüründe mutlaka reddeder!
Hatta tarafsızlıkta o kadar titizdir ki, bazen bir yazısının yarısında “ak” dediğine, öteki yarısında “kara” der, eşit mesafede durduğunu göstermek için!
Hatta herkesin hakkını teslim eder. Biri çıkıp da “Böyle olur mu, sabah ak dediğine öğleden sonra kara diyorsun” diye sorsa “Bunda da sen haklısın” diye cevap verir, sevgili Nasreddin Hoca gibi...
Tarafsızlık böyle bir şey midir? Mesela biraz iktidarı biraz muhalefeti eleştirmek veya onaylamak!
İktidarda kim olursa
Evvela tarafsızlık haber yazan gazetecinin görevidir, hâkim ve savcıların, kamu erkini kullananların görevidir.
Ama bir yazarın, bir aydının, kamu erkini kullanmayan bir vatandaşın görevi “doğru bildiğini” savunmaktır. Onun için kimimiz sağcı, kimimiz solcuyuzdur ya da Atatürkçü, liberal, muhafazakâr, sosyalist...
Olayları olduğu gibi görmeye çalışmak ama onu doğru bildiğimiz değerler açısından eleştirmek veya desteklemek demektir yazar olmak, aydın olmak, vatandaş olmak...
Özelleştirmenin ülke için yararlı olduğuna inanan bir yazarın etik ve mesleki görevi, baştaki Özal da olsa, Erdoğan da olsa özelleştirmeyi desteklemektir...
Ecevit “özelleştirme”yi anayasaya koyduğunda da desteklemektir...
Özelleştirme çok somut bir konu olduğu için örnek verdim. Sivilleşme, demokratikleşme, piyasa ekonomisi, laiklik gibi konularda insanlar elbette bu fikirlerin lehinde veya karşısında “taraf” olurlar.
Ülkeyi adeta iki “taraf”a bölen Ergenekon ve Balyoz gibi davalar mı? Böyle konularda öncelikle hukuk açısından düşünmek gerekir. Bunca belge ortaya çıkmışken darbe soruşturmalarının açılmasına karşı çıkmak yanlıştır; elbette soruşturma ve yargılama olacaktır.
Adli süreçteki uzun tutuklamaları, delillerdeki özensizliği görmezlikten gelmek ve eleştirmemek de yanlıştır elbette.
Taha AKYOL / MİLLİYET